Hıyar ağası!

Yaya geçidi filan görünmüyordu, ama pek çok insan karşıdan karşıya geçmek için bekliyordu.

Durdum; elimle de ‘buyurun' işareti yaptım.

Arkamdan bir korna sesi geldi, ardından bi daha bi daha…

Yanımdan geçerken pencereyi açıp benden tarafa doğru uzandı ve aşağılayıcı bir gülümseme ile sessizce ‘hıyar ağası.' dedi.

Ben de camı açtım ve elimi önce kalbimin üzerine, sonra dudaklarıma ve başımın üzerine koyup vücut dili ile temenna ederken ‘Allah size de nasip etsin.' dedim ve ben de yoluma devam ettim.

Ne yaptı?

Güya bizi aşağıladı!

Bilmiyor ki, onun küçük ve kaba dünyasında hıyar aşağılama ifadesi olarak kullanılsa da, tasavvuf âleminde hayırlı, güzel, yararlı ve düzgün insan anlamında kullanılıyor.

Ama hangisinden bakarsanız bakınız, ne mutlu ki, bu ülkede hıyarlık şerefine nail olanlar;

‘Park edilmez!' Levhasını gördüğünde aracını park etmiyor.

‘Girilmez!' İşareti varsa girmiyor.

‘Sigara içilmez!' Yazısını görmüşse içmiyor.

‘Çöp atılmaz!' Deniliyorsa atmıyor.

Kanun ve kuralları hak hukuk ve adaleti yok saymıyor.

Bir bakıyorsunuz,

Yaya geçidinde arabasını durdurup yayalara yol veriyor.

Hastaneye, bankaya gidiyor ama işini gördürmek için tanıdık aramıyor, kul hakkı yemiyor,

Sıra bekliyor.

Üç kuruşluk dünya menfaatleri için kimselere boyun eğmiyor.

İşte bunlar var ya bu bunlar,

İşte bunların hepsi de su katılmamış hıyar.

Ama ya hıyar olasıcalar?

Bunlar çevresel şartlardan, toplumsal, ekonomik ve kültürel sebeplerden dolayı kabalar.

Ve

Kendi kabalıklarını kabul edemeyecek kadar gaflet içerisinde olup ukalalaşmaktalar.

Ve bu hıyar olasıcalar;

Karanlık ve cahil yanlarını fark edebilecek duyarlılıktan uzaklar.

Bunların bakımsızlıktan iç dünyalarını ayrık otları bürümüş.

Bürümüş ama görmekten de yoksunlar.

İşte bu hıyar olamayanlar yüzünden, her yerde sevgisizlik, saygısızlık, nezaketsizlik,

Her alanda adaletsizlik!

Her alanda iltimas,

Her alanda önüne geçilmez bir ihtiras.

Bu hıyar olasıcalar;

Sadece kendine düşünüyor, kendine yaşıyor, kendine göre uyguluyor.

Hırsızlık, arsızlık, yalancılık, baş tacı oluyor.

Her türlü kepazelik mubah sayılıyor.

Saygısızlık, tahammülsüzlük tavan yapıyor.

Ve ne yazık ki, ülkemizde bu hıyar olamayanlara göz kapanıyor.

Kapandığı içindir ki;

Bu ülke; çevresine, geleceğe, dünyaya ve doğaya karşı acımasız kaba ve de odunlaşmış insanların dünyası olmaya doğru hızla gidiyor.

Hıyar olmanın ulviyetine erişemeyenlerin sayısı hızla artıyor.

Ya hıyarlaşma?

Azalıyor, zayıflıyor, hıyar nesli tükeniyor.

Peki, bu büyük sorunun sorumluları kimler?

Hıyar olanlar mı?

Evet!

Hıyar olanlar…

Hıyarlığını fark etmiş ama bu hıyarlığını dışa vuramayanlar,

Hıyar olduğu halde, hıyar olamayanlara karşı durup hakkını aramayanlar,

Hıyar olmadıkları halde hıyarmış gibi görünenlerin peşinde koşanlar.

Hâlbuki;

Ne güzeldir hıyar olabilmek, hıyarca düşünebilmek hıyarca yaşayabilmek,

Ne kadar güzeldir, hayatımızın her anında hıyarlık edebilmek.

Ne kadar güzeldir, hıyar ağası ünvanını alabilmek,

Hıyarlaşmadan nasibini alamamışlara, hıyarlık ederek ders verebilmek!

Ve

Hıyarlaşmanın faziletini, yaşantı ile gösterebilmek.

Çözüm;

Hıyarlık eğitimi şart!

Şart olsun şart!

Yoksa bu ülkeden bir cacık olmaz…