Geçtiğimiz hafta sonu Hilton otelinin Pascha kongre merkezinde iki ayrı düğüne davetliydik.

Ak Partinin iki önemli ismi cumartesi ve Pazar günü peş peşe düğünlerini gerçekleştirdiler. Özellikle Nurettin Doğan'ın oğlunun düğünü Ak Parti gövde gösterisine dönüşürken kendi partililerinin yoğun ilgisi yanında Bolu'da yürüttüğü pozitif siyaset ile diğer partilerin il başkanları ve siyaset/iş dünyası davete icabet etti.

(Gönül ister ki mutlu günlerindeki siyasi partililerin dayanışması ve birbirlerine desteğini siyasetin kızıştığı seçim atmosferinde de görebilelim.)

*

İlk düğünün Ak Parti Belediye meclis üyesi, efendi, saygılı kişiliği ile tanıdığım Haluk Yerlikaya'ya aitti, Bolunun tanınmış iş adamlarından ve sanayide faaliyet gösterirken yakın dostluğumuz bulunan Kumaş ailesinden Çetin ağabeyin kızı ile hayatlarını birleştirdiler. Pascha kongre salonu ful doluydu fakat salonun ortasına yapılan botanik bahçesi misafirlerin 3/1 inin sahneyi görmesini engelliyor, hassas yangın sistemi masalarda yanan mumlardan etkilenmiş olacak birkaç kez yangın alarmı ve misafirlere salonu terk etmesi uyarında bulundu, içerideki yaklaşık bin davetliden hiçbiri bu uyarıya aldırış etmedik, hatta masamızda eğer bu uyarı bir Avrupa ülkesinde olsa salonda kimse kalmazdı” diye espriye neden oldu.

Düğünlerine davet edip sahne aldırdıkları İbrahim Tatlıses'in evlilik dışı kızı olan bayan sahnede o kadar ciddiyetsizdi ki laubaliliğine çok uzun süre dayanamayıp çıkmak zorunda kaldığımızı söylemek isterim. Önemli günlerimize çağıracağımız kişilerin popülaritesinden ziyade kişiliğine daha çok dikkat etmemiz gerekmiyor mu?

*

İkinci düğün Pazar akşamı İl başkanı Nurettin Doğanay'ın oğlunun düğünüydü, Doğanay yeni mezun olan oğlunu kendi köylüsü sayabileceğimiz hanımefendi ile evlendirip bir babanın en önemli vazifelerini sırasıyla yerine getrmiş oldu.

Salon ve dışarısı tıklım tıklım doluydu, çelenklerden düğün salonu görünmez hale gelmişti, keşke davetlilere çelenk ve çiçek yollamaları yerine bir hayır kurumuna bağışta bulunmaları bildirilse çok daha hayırlı bir iş yapılmış olurdu.

10 kişilik yuvarlak masamızda Ak Parti yeni ilçe başkanı ve CHP il başkanı Kazım ağabey ile düğün boyunca beraberdik, öyle Medya 14 ün yazdığı gibi düğün haremlik selamlık değildi her kez eşleriyle birlikte aynı masadaydı, sadece protokol masasının eşleri yani tabiri caizse Fırst Ladyler ayrı bir masada oturuyordu.

İki düğünde sorunsuz mutlu neşeli bir şekilde sona erdi, evlenen çiftlere bir ömür Mutluluklar ve vatana millete hayırlı nesiller yetiştirmesini dilerim.

Hayırlı nesiller demişken, YERLİKAYA ve KUMAŞ ailelerinin düğün davetiyesinde yer alan Çocuklara İyi Uykular dileriz” yani getirmeyiniz ibaresine takılmayım diyordum ama ikinci düğünde salondaki çocukların neşesi, koşuşturması, ellerindeki ışıklı oyuncaklar ile masaların arasını şenlendirmesi çocuklarımızın hayatımızın her anında yanımızda olması gerektiğini, olmadıkları zaman ne kadar eksiklik olduğunun farkına vardırdı.

Zaten bireyselleşen, Bilgisayar ve akıllı telefonlara mahkûm kalan çocuklarımızı birde düğünlerimizde yanımızdan ayırmayalım. Öyle dedi ya Kazım ağabey, onlar bizim geleceğimiz, Camilerde bile dokunulmazlık ilan etmişken düğünlerde yanımızdan ayırmamız güzel olmadı…

Son anekdot olarak Necip Çarıkçıya değinmek isterim, iki düğünde de sanki düğün sahibi gibi tüm misafirlerle tek tek ilgilendi, yeri geldi masa ayarlayıp personel gibi sandalye bulup getirdi, her düğünde böyle midir? Bilemiyorum, eğer öyleyse tebriki hak ediyor.