Göynük belediye salonunda düğündeyiz

Gelin-damat-dans-oyun havaları-takı töreni derken sahneye ellerinde tahta kaşıkları ile köylü vatandaşlarımız geldiler.

Davul zurna eşliğinde oyunlarını önce önemsemedim hani Bolu'da derler ya iki dönecekler” sandım.

6 kişilik kaşık ekip senkronize şekilde farklı figürlerde oynamaya başlayınca gözümü alamadım.

Merak ettim araştırdım, meğer bu seyir zevki yüksek oyunun temellerinde devlet katkısı varmış, Göynük yöresine özel halk oyunumuz unutulmasın diye halk eğitim merkezi Göynük'te hem de kendi köylerinde yani ayaklarına giderek kurslar açmış, devlet emek vermiş bütçe ayırmış, Göynüğümüzün köyündeki vatandaşlarımız ilgi göstermiş zaman ayırmış ve kültürlerini profesyonelce yaşatmaya başlamışlar.

Hatta Umurlar köylüleri bir tık ileriye taşıyarak nakışlı kıyafet bile yaptırmışlar.

Devlet eğitim vermiş, vatandaş emek vermiş, nakışlı kıyafetler bile yapılmışsa geriye ne kalıyor?

Kültürlerini farklı platformlarda sergilemek, duyurmak, beğeniye sunmak, gelecek kuşaklara miras bırakmak değil mi?

Bende aynen bu düşüncelerle,

Geçen haftaki düğünüme Aslen baba tarafım Trabzonlu olunca Horon ve kemençe, anne tarafım Rizeli olunca tulum ve komutçu, ben Bolulu olduğum için Bolu yöresi yeşil ördek oynayan ekibi ayarladım, eşim Göynüklü olduğundan Göynüğü temsilen de hayranı olduğum kaşık oyununu düğünümüzde görmek için davet etmeye gittim.

Bolu'da yaşayan tanınmış Göynüklülerden Muhasebeci Kadir EVCİ ile gazeteci meslektaşım Fatma MARMARA ablamızın tavsiyeleri doğrultusunda Fatma ablamızın akrabası Şener abi ile Göynük merkezde buluşarak şehrin 20 km dışındaki Umurlar köyüne gittik.

Sağ olsun ikiz genç muhtar bizi evinde ağırladı, çayını içtik cep telefonundan oyunlarının videosunu izledik sohbet ettik.

İllaki oradan gelmelerinin yolu yemeği falan bir maliyeti olacaktı buna hazırlıklı gelmiştim ama muhtar bey benden profesyonel ekiplerin bile üzerinde para talep edince maalesef düğünümüz de davetlilerimiz de Göynüğümüzün bu kültürünü izlemekten mahrum kaldılar.

Muhtarıma organizatör olmadığımı öncelikle kendi düğünüme eşim Göynüklü olduğu için davet etmeye geldiğimi söyledim.

Açıkçası etkili olmadı, hatta muhtar geçen ay İstanbul'dan davet edildiklerini 3 bin liraya oynadıklarını söyledi. Davet eden beyefendi peynir imalatçısıymış, çocuğunun düğünü öncesi kurduğu rakı masasında ağırladığı 25-30 toptancısına Bizim kaşıkçılarımızı izlettirmiş.

Parası çokmuş harcamış, olsun bizi ilgilendirmez de isterdim ki Akşemsettin diyarı evlatları kültürlerini rakı masasındaki 25-30 kişiden ziyade 250 bin kişiye 2,5 milyon kişiye sergileyebilseydi.

Onlarda haklı, maalesef Dünyamızda vahşi kapitalizm hüküm sürüyor, haliyle etkilemediği coğrafya, kültür, insan, bırakmıyor. Dağın doruğunda da olsan dibinde de olsan bu gerçek böyle.

Eğer imkânınız olursa bir hafta sonunuzu Göyükte geçirin, gündüzü manevi havasını tarihi dokusunu içinize çekip akşamı da herhangi bir düğüne tanrı misafiri olarak katılıp mutlaka bu kültürümüzü izlemenizi tavsiye ederim, hele sivil kıyafetlerle oynadığı daha bir güzel ve orijinal duruyor.

Bu vesile ile beni ağırlayan Umurlar köyü muhtarımıza, Esnaf Şener abiye ve ilgisini esirgemeyen Belediye başkanımız Kemal beye teşekkürlerimi sunarım.