İlk İzmit İstanbul otobanı 1985 yılında Rahmetli Özal zamanında açıldı. Bolu dağı şöforlerin korkulu rüyası idi.

Hollanda'dan gelip giderken medeniyetin Avusturya'dan sonra bittiğini söylerdik. Avusturya'dan sonra yollar macera Yugoslavya ve Bulgaristanda çekilmez sıkıntılar başlardı. Yol kenarları çöp dolu, tuvaletler girilmeyecek kadar pisti.

Türkiye'nin de oralardan farkı yoktu. Cennet Bolu'muza geldiğimizde durum pek farklı değildi. Herkes eline geçeni dışarılara atardı. Her akşam saat 12 den sonra çöpçüler, çöpleri toplayıp süpürürlerdi. Unutmuyorum, Bolu belediyesi 2004 yılında evlere siyah çöp torbaları dağıtıp, çöpleri kuralsız atanları şikayet etmek için telefon numarası vermişti de, vatandaş 4. Murat geldi, insanlar birbirini gammazlayacak diye konuşuluyordu. Yerel gazetelerden birine, sizin belediyeniz, Hollanda'nın 15 yıl önce yaptığını yapıyor diye yorum yapmıştım. Hollanda bundan 20 yıl önce çöpleri yerin altına indirdi. Üstelik geri dönüşüm için, şişeler renklerine göre, elbiseler, ev atıkları, kağıtlar, ayrı ayrı atılıyor.

Parklar atıl durumda, köpeklerle dolu idi. Şimdi Atatürk Orman Parkı ve parklar, nefes almak ve rahatlamak için harika olmuş, şehir çiçeklerle donatılmış. Sokaklar tertemiz bayan işçiler her dakika, sigara izmaritlerine, çekirdek kabuklarına kadar temizliyor. ASLINDA TEMİZLEMEKTEN ÇOK ,KİRLETMEMEYİ ÖĞRETMELİYİZ.

İstanbul'u gezdiğimde sokaklar pırıl pırıl , Lale vatanına kavuşmuş, Emirgan'da lale bahçesi Hollanda'yı aratmayacak kadar güzel. Zeytin burnunda İstanbul'un fethini canlandıran panorama, Eyüp'te Miniatürk Türkiye'yi tanıtan minyatürler, geçmişten gelen tarihin içine son zamanda renk katmış.

Eskişehir'e 1992 de gitmiştim Porsuk çayı çöplük içinde idi.2016 da tekrar gittiğimde şaşırdım. Porsuk çayı yerine , Hollanda'dan Amsterdam Eskişehir'e gelmiş. Porsuk çayı kayıklarla ve botlarla gezilebilecek şekilde düzenlenmiş, kenarları ve köprüler, Amsterdam'ın kanallarının köprü ve kıyılarındaki heykel ve süslemelere benzetilmiş, harika olmuş. Çocukların ve turistlerin gezebileceği Sazova Parkı çok güzel olmuş, balık akvaryumun içinden geçiyorsunuz, büyük rengarenk deniz canlıları ile göz göze geliyorsunuz. Her taraf tertemiz.

İki hafta önce Bolu'dan Konya'ya geçtim. Gözlerime inanamadım, Konya'nın girişinden içine kadar birkaç km parklar yolun kıyısına uzanmış, güller ve çiçeklerle donatılmış. Benim Konya Selçuk'ta 1970 okuduğum zamanki Konya 500 bin nüfuslu ,şimdi 1300000 olmuş, şehir adeta çiçeklerin ve parkların içine gömülmüş. Mevlana'ya yakışmış. Selçuklular ruhunuz şad olsun.

Sonra Karaman, Bozkır, Akseki, Manavgat, Antalya, Kemer, Kumluca'ya kadar gittik. Çok gurur duydum her şey güzel, her taraf tertemiz. Kumluca'da Şah inn Paradise de konakladık. 167 bin metre kareye oturmuş tatil köyü, yalancı cennet, denize sıfır, bay ve bayan mescidleri, Ramazan'a ayarlanmış imamı içinde, her kesime hitap eden, çiçekler ve ağaçların içinde, kuş sesleri ile çınlayan tatil köyü. Çok güzel insanlarla tanışıp sohbet ettik. Ayrılacağım zaman stajyer öğrencilerle tanıştım, çok güzel sohbetlerimiz oldu, onların hayallerine kavuşması ile ilgi konuşmalarımız oldu. Tavsiyelerde bulundum, okumaları gerekli kitap listesi ve yazar isimleri verdim. Hocam keşke önce tanışıp bir konferans verseydiniz burada ne iyi olurdu dediler.

Ülkemle gurur duydum, dünyanın cennetindeyiz, Karadeniz'de fındık, Egede zeytin, incir, üzüm, Akdeniz bölgesinde narenciye portakal, limon, muz, Doğu Anadolu Dicle, Fırat Gap bölgesi. Yapacağımız daha çok iş var. Böyle bir ülke kirletilemez, aynı gemideyiz, hep birlikte çalışıp, daha güzele doğru koşmalıyız. ÇÖP konusunda yapacağımız çok işler var. Apartmanlarda yağ atıklarını özel kaplarla belediye toplamalı, ormana atılan plastiklerden yiyen hayvanlar ölüyor, denize atıldığında denizdeki balıklar denizanası sanıp yiyerek ölüyorlar. Cam şişeler, plastik şişeler, kağıtlar, alüminyum kutular ve benzerlerini geri dönüşüme çevirmeliyiz. Avrupa'daki insanlar gibi, insanlarımız evlerinde köpek besliyor, Avrupalılar köpeklerin sokakta kaka yaptırıp, kürekle naylon torbaya koyup çöpe atıyorlar. Umarım bizim insanımız da aynı duyarlılığı gösterir. CENNET ÜLKEMİZ CENNET KALSIN. İnsanlarımızı çöp konusunda bilinçlendirmeliyiz. Okullarda öğrencilerimize çevre bilincini ve çöp konusunu iyi işlemeliyiz, projeler hazırlamalıyız. GELECEK NESİLLERE KİRDEN, GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNDEN, GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİNDEN ARINMIŞ BİR TÜRKİYE BIRAKALIM.

Şükrü Karataş

[email protected]