Boluspor, maç kaybettiği zaman, kalemim saçmalamaya,

Beynim ayrı,

Kalbim bir ayrı,

Bilgisayar klavyem bile,

Ayrı ayrı tellerden çalmaya bayılıyor.!

Bu yarı baygınlık, yarı yılgınlık,

Yarıdan fazla küslük arası gelip giden parmaklarım,

Biri birilerine hükümsüzler, sorumluluklarını unutmuş haldeler.

Kelimeler, kurduğum cümlelerle alay,

Cümlelerim, kelimeleriyle dans etmeyi müthiş seviyor.!

Yüklem, forvete.

Sıfat, defansa

Zamir, orta sahaya.

Nesne, kaleye.

Soru işaretleri, penaltıya.!

Noktalama işaretleri, hakemin köpüğüne,

Rakamlar, skorboard tabelasına veriyor/alıyor.

Ortalık karma karışık.

Goller Gırla geçilecek,

Kederler Tırla çekilecek kadar fazla.!

Biz derdimizden geberiyoruz.

Top her zaman olduğu üzere, yuvarlak yuvarlak geziniyor.

Bazen tıngır mıngır,

Bazen sektirerek,

Bazen süzülerek,

Hayatını yaşıyor.

Ferdi Tayfur..!

Bir maç anında kimin aklına gelir ki.?

Benim geliyor..

Aminu'yu görünce, yapacaklarını tahmin ettikçe,

Aklıma bir ara Hakkı Bulut bile düştü ki.!

Reha Erginer bunu nerden bilsin, akıl etsin .!

Aklımı mı, okusun.!.?

Neyse kol kırılır yen içinde kalır.

Web TV de maç izlemek zaten başlı başına bir sorun..

Nasıl mırıldanmazsın…

“Susadım çeşmeye varmaz olaydım.” Diye..

Ve Fakat..

Konumuz arabesk şarkılar/türküler değil.

Gel velakin futbol arabesk.

Her telden oynamak mümkün.

Ritim bol,

Koşular muhtelif,

Enstürmanlar renk renk.

Vurmalı, üflemeli çalgılar çeşit çeşit.

Samsun vurmaya başlayalı, hakem üflemeye hiç üşenmezken,

Boluspor bu fasla uygun bir şarkı üretemedi.

“Dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok erken” şarkısına takıldık kaldık.

Bir bardak soğuk suyu, hakem tarafından uzatma dakikalarında verilen penaltı hapının üzerine içerek deplasmandan dönüyor olmamız,

Kronik boğaz faranjiti olanlara iyi gelmeyecek.

Streptokokları, enfeksiyon kapmaya müsait çok insan var.

Gelelim sade gazoza !

Yani maça.?

Karadenizli uyanıktır, zekidir, her zaman pratik çözümleri başarının anahtarı olarak görürler.

Bu meyanda;

Samsunspor kırmızı,

Boluspor beyaz ağırlıklı formaları ile sahaya çıktıklarında;

Samsunspor'un maça 1-0 önde başlamasına neden olan emareler gözüme ilişiverdi.

Bir defa forma rengi tercihlerini sıcak” renkler sıralamasında ilk sırayı alan kırmızı olarak kullanmışlar.

İkincisi, forma reklamı alarak sıcak” para noktasında işlerini çözmüşler.

Üçüncüsü, ev sahipliği noktasında sıcak” yuvalarında oynamayı avantaja dönüştürecek formatta bir takım sahaya sürmüşler.

Samsunspor'lu Aminu Umar kelebek, pire, örümcek karışımı bir şey.

Nijeryalı Müslüman Aminu Umar'ın başımıza iş açacağını ben 13.6 büyüklüğündeki ultrabook bilgisayarımda gördüm.

Gerçekte, çıplak gözle boyu 1.77 olan, ekranda 7 santimlik bir çocuk olarak görünen Aminu umarsız davrananlara ders veren özelliklere sahip.

Aminu Umar, versatil kalem gibi.

Çok yönlü, becerikli, değişken, kullanışlı, kullanım alanı geniş bir oyuncu.

Atletik, çevik, esnek süratli daha ne olsun.

Çocuk, sakız çiğnerken bile Ferrari performansı gösteriyor.

PTT liginin çok üstünde bir oyuncuya önlem alamayacaksak,

Yanındaki partneri Mbilla'ya da çözüm üretemeyeceksek,

Benim aklıma daha çok arabesk şarkıcı/türkücü gelecek/düşecek gibi.

Boluspor maç kazanamayınca aklıma futbolcu ismi, maç yorumu falan gelmiyor.

Böyle olunca;

Cümleler kelimelerimle dans,

Kelimeler cümlelerle muhabbet etmeye meyilli oluyor.

Geçen haftadan bir tek Rekho ayakta kalmış.

Bir de Kenan'ın şutları aklımda.

Başka mı..?

Mağlubiyetimize yetecek kadar gol yediğimize göre,

Alaca karanlığın,

Aldığın penaltının,

Attığın gollerin ne önemi var ki.?