Top gol çizgisini geçti mi geçmedi mi?

Çokta önemli değil…

Yan hakem orta noktaya doğru koştu mu?

Koştu!

Orta hakemde ona uydu.

Yani gol kararını verdi.

Ve 84. Dakikada Boluspor maçı 2-2'ye getiriverdi.

Samsunsporlu Musa, 89. dakikada ceza alanı içerisine şişirme tabir edilen bir top yolladı,

Bolusporlu Serkan kontrolsüz bir giriş yaptı, resmen sırtına çıktı.

Samsunspor ‘penaltı' dedi,

Tartışılabilir kararı hakem devam ettirdi.

O top döndü Kibong'un önüne geldi.

Kibong sürdü sürdü…

Ve İsmail Haktan'ın önüne gönderdi.

İsmail Haktan, topu iyi pozisyonda bulunan Prijoviç ve Emre'nin önüne pas olarak göndermedi,

Ya da o pas açısını göremedi.

Ne yaptı?

Vurmayı tercih etti.

Kötü bir vuruşla da Boluspor'un 3-2 öne geçmesini, belki de maçı kazanmasını engelledi.

Uzatma dakikalarının son anlarında ise tartışmalı bir pozisyonun devamında, yine tartışılabilir bir penaltı kararı ile de Boluspor, Samsunspor'a boyun eğdi.

Boluspor bu maçı en kötü 1 puan ile tamamlayabilirdi,

İsmail Haktan son dakikalarda yakaladığı pozisyonda güzel bir vuruş yapabilseydi, 3 puanla bile dönebilirdi,

Bir Allah'ın kulu da çıkıp;

Hak etmediler” diyemezdi.

Ama Boluspor

Bu maçtan puansız dönmeyi de hak etmedi.

Bir defa şu kesin;

Boluspor'un en büyük artısı, fizik gücü…

Takım olarak oyundan 90 dakika düşmüyor,

Mücadele ediyor, ikili mücadelelerde ayakta kalan taraf oluyor.

En önemlisi inanmışlık her alanda gözüküyor, bir iki futbolcunun dışında takım iki kişilik oynuyor.

Ancak daha öncede ifade ettik gene ediyoruz;

Boluspor'un top rakipte iken oynatmama yönünde artıları ne kadar fazla ise, oyunu kurma ve oyunu istediği şekilde yönlendirmesi az.

Pozisyonlarımız organize ataklardan daha çok, kişisel becerilerle gelişiyor.

Maçı şöyle bir hatırlayacak olursak,

Kanatlardan gelen şuurlu orta ve Prijoviç ile buluşturma sayımız

94 dakikada çekilen şut oranımız,

Ya da 3. Bölgedeki ver kaç sonucu pozisyon bulabilme sayımızın azlığı bu tezimizi doğruluyor.

Sezonun daha başı; bizim yaşamış olduğumuz uyum sorununu diğer takımlarda yaşıyor,

Bunlar doğru…

Ancak rakiplerimizin kadro ve alternatif oyuncu zenginliğini, Boluspor'un kadrosu ile kıyasladığımızda da, insan ürküyor.

Koşuyoruz mücadele ediyoruz.

Bunlarda doğru

Ama

Hep koşmanın ve mücadele etmenin futbolcuyu bedensel ve ruhsal olarak zorladığı,

Bu zorlanmaların beraberin de sakatlıkları ve de kartları getirebileceği de doğru.

Onun için koşan mücadele eden, her şeyden öte iyi niyetli olan kadromuzun takım oyununu yakalaması lazım.

Yoksa

Koşmada, mücadele etmede, rakibin oyununu bozarak puan aramada bir yere kadar.

Öyle ya da böyle bir hafta daha sona erdi.

Nasıl ki 4 0 lık Manisaspor galibiyeti geride kaldı ise, 3 2 lik Samsunspor mağlubiyeti de geride kalmalı.

Ne demiş Hazreti Mevlana; ”Dün dünde kaldı cancağazım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.”

Bu gün ise Boluspor için yeni şeyler; önce Kupa da Keçiören, ardından da Adanademirspor maçı diye düşünmek lazım.