Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Yusuf Cengiz'in 10. Yıl marşı ile ilgili yaptığı talihsiz açıklamadan sonra bir anda sap ile saman birbirine karıştı.
Herkes bir yana çekti, ortalık gerildi de gerildi.
Kimileri, ‘Cumhuriyet ve Cumhuriyet'in temel ilkeleri elden gidiyor.' Diyerek, tepki gösterdi.
Kimileri de ‘Yaşadığımız zulmü hatırlatıyor, siyasi olarak kullanılıyor.' Dedi, bu talihsiz sözlü ifadeyi BAZ olarak almadı, aksine sahiplendi.
Sonra ne başladı?
CAZ!
Arkasından ne geldi?
Protestolar ve GAZ!
Hem de portakallısı…
Benim konum gaz…
Düşünüyorum da, bu kadar GAZ yoktu eskiden,
İpragaz, aygaz, mutfakgaz,
Ara gazı, hava gazı, mide gazı tamam da…
Anlarız da…
Nereden çıktı bilinmez, iyilerin dostu, kötülerin(!) bir numaralı düşmanı BİBER GAZI çıktı son zamanlarda ortaya.
Gezi ile fenomen oldu, hala devam ediyor.
İyi de fayda etmedi…
Niye?
Çünkü anamız daha biz küçükken;
”Ben senin ananım ben ne dersem olur.”diye diye alıştırmıştı bizi yavaş yavaş bibere,
Bir yanlış mı yaptık; durmadan sürerdi ağzımıza ha bire.
Bazen anamızın dediği olurdu; susardık.
Bazense yine yapacağımızı yapar; biberi tadardık.
Yanardı dilimiz damağımız,
İşte ta o zamanlardan beridir, bu illetin müptelasıyız.
Ve yine taaa o zamanlardan beridir de inatla kardeş olduk, keçi ile yarışmaktayız.
Aşırı hareketin mi var; al sana biber gazı…
İyi de,
“Alışmış kudurmuştan beterdir.” derler ya; portakallısına da alıştı, tiryakisi oldu millet her türlü gazın,
O olmadan tadını alamıyor, ne kışın ne de yazın.
Bugün portakallısını verirsin, yarın anasonlusunu ister bu millet,
Kurar çilingir sofrasını, çeker gazı, bulur kafayı; işte o zaman seyret.
Anlayamıyoruz birbirimizi bir türlü; hep tersiz,
Yaptığımız işler ise, hep ama hep yersiz.
Vatandaş haksızlık, adaletsizlik istemiyor, o zaman al sana BİBER GAZ'ı!
Hak diyor hukuk diyor,
Geçinemiyor, maaşlara biraz daha fazla zam istiyor
O zamanda al sana HAVA GAZ'ı…
Ey yönetenlerimiz farkında mısınız bilmem ama dün anamın yaptığını, bu gün bizler yapıyoruz.
Biz sizin babanızız, biz ne dersek o olur.” havasına getiriyoruz.
İnattan mıdır, yoksa siyasetin gereği midir nedir, yanlışlıkları bile sahipleniyoruz.
Vatandaşı alabildiğine geriyoruz.
Her kesimi sindiremiyoruz, aksine sinirlendiriyoruz.
Sadece ve sadece,” Beraber yürüdük biz bu yollarda,” şarkısını dinletme yolunu seçiyoruz.
Sormak isterim;
Neden repertuarımızı biraz daha genişletmeyi düşünmüyoruz?
Hâlbuki
Şu geçen koskoca 14 yılda
Ve
Vatandaşın büyük desteğini arkamıza almış olduğumuz zamanda,
Her kesimin de anlayabileceği bir şekilde, ahenkle ve güzel güzel vurabilseydik şu SAZ' a,
O zaman gerek kalmazdı ne CAZ' a, ne TOMA' ya, ne de GAZ' a…
Ve de
Bu toplumsal kucaklaşmayla, inanmışlıkla, kafa tutmanın en âlâsını gösterirdik İsrail'e, Amerika'ya, Rusya'ya…