Kent Konseyi Eski Başkanı Refik Özçelik Başkan'ım aradı.

Dedi ki; ‘Muharrem Hocam, Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bülent Velioğlu kardeşimizin anneleri vefat etti. Siz görevinizi yaptınız, biz yapamadık, yanına uğrasak da bir başsağlığı dilesek.'

‘Tamam, Başkanım' dedim.

Ekledim,

‘Araba ile mi gidelim, yoksa bu güzel bahar havasından istifade etmek için yürüyerek mi?'

Yürüyerek gitmeye karar verdik, Refik Başkan'ım, telefonu kapatmadan dedi ki, ‘Sen Bahar havası filan deyince aklıma geldi. Bir yazar arkadaşım kitabını bana hediye etti. İçinde ‘Bir bahar akşamı rastladım size' şarkısının hikâyesi var, kitabı sana vereyim sen de oku, istersen yaz. Şu evden çıkamadığımız günlerde yazını okuyanlar olur.' Dedi.

Yani

Aşağıda okuyacağınız yazı böyle çıktı.

***

Bu muhteşem şarkının hikâyesi hakkında bilgi sahibi idim, kimileri Fuat Edip Baksı rüyasında görüp âşık olduğu kız ile karşılaşmasını anlatmış diyor.

Ama

Adnan Menderes Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim üyesi olan Yasemin Mumcu Ay ise “Fuat Edip Baksı” adlı kitabında bu şiirin çıkışını Baksı'nın ağzından “…Gençlik yılları bekârım. Nerde efkâr dağıtırsın ki? Daldım sinemaya. Tam oturacağım ki arkamda iç gıcıklayan bir hareket ve fısıltı. Şöyle bir dönüvermişim, birkaç genç kız. Birisi bana bakıyordu, bir acayip telaşlı. Göz göze geliverdik birden. O başını önce eğdi, mahcup. İşte hepsi bu kadar. Adını bilmem, sanını bilmem. Şimdi kalk da ona ‘sen' diye başla bakalım.” Diyerek anlatıyor.

***

Peki, aşağıda okuyacağınız hikâye gerçek mi?

Olabilir!

Çünkü

Bu hikâyeyi Edebiyat Öğretmeni Fuat Edip Baksı' nın ağzından bizzat dinleyen, İzmir Yüksek İslam Enstitüsü öğrencileri

Ve

Bu okuldaki öğrencilerden biri olan

Ve de

Bu anlatılanı ‘Ömrümden Birkaç Saat' kitabında ölümsüzleştiren, Düzceli Sayın Remzi Erdem var.

***

Şarkıdan önce giriş taksimi vardır, biz de bu hikâyeye geçmeden önce bir giriş taksimi yapalım.

Bu şarkının sözlerinin yaşandığı zamanlar "Kız hepsi senin mi?" "Hadi gel yatağıma gel"
"Çatur çutur ye beni, şapur şupur öp beni' gibi o sevimsiz ve duygusuz şarkılar ile tanışmadığımız zamanlar.

Çoğu zaman aşkların mahzenlerde saklandığı, durdukça yıllandığı, yıllandıkça tatlandığı zamanlar.

İşte böylesine bir sevdayı anlatır, 'Bir bahar akşamı rastladım size' şarkısının sözleri.

***

Taksimi geçip hikâyeye gelelim mi?

Sırf bu şarkının hikâyesini dinlemek için iki sınıfın öğrencilerinin bir araya toplanıldığında ‘Bende sizler gibi genç idim.' diye başlamış konuşmasına, Edebiyat Öğretmeni Fuat Edip Baksı,

‘Hayallerimi dolduran birini bulursam evlenmek istiyordum. Uzun zaman bu arzumun gerçekleşmesi için bekledim durdum. Arzum büyüdükçe, ümidim küçülüyordu. Bir türlü hayalimdeki kızı bulamıyordum. Olmadı… Artık evlenmem gerekiyordu. Ben de evlendim. Evlenmemin ardından mutlu bir yuvam oldu.' Diyerek devam etmiş.

***

Yıllar geçip öğretmen olduğunu, İzmir'de Amerikan Kız Kolejinde Edebiyat Derslerine girdiğini, bir gün okul öğrencilerinin bir piyes hazırladıklarını, bu piyese kendisinin de davet edildiğini anlatmış.

Devamında şöyle demiş Fuat Edip Baksı öğrencilerine

‘‘Mevsim Bahar'dı. Günlerden Pazar günü idi. Hanımımı ve kızımı alıp, müsamere yapılacak salona gittim. Arka kapıdan içeri alıyorlardı. Biz de oradan girdik. Arka kapıdan girdiğimiz için olan çocukların yanından geçmek durumundaydık. Oradan geçerken çocuklara doğru şöyle bir bakmıştım. Onlarda oynayacakları piyes ile alakalı tatlı bir heyecan vardı. Derken çocuklardan biri ile göz göze geldim. Ne kadar bakıştık bilmiyorum. Kızcağız başını önüne eğdi. Eşim ise ‘haydi' der gibi başını sallıyordu.''

***

Ve

Piyesi seyredeceği yere doğru giderken cebinden çıkardığı Yeni Harman sigarasının arka yüzüne o unutulmaz mısralar dökülür yüreğinden Baksı'nın

Bir bahar akşamı rastladım size
Sevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eğdiniz?

İçimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yıllardır aradığım bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu

Daha önceleri neredeydiniz?

***

Size bu bilgiyi verdiğim kitabın yazarı Sayın Remzi Erdem, hocası Fuat Edip'in ağzından hikâyesini şöyle noktalamış.

‘Arkadaşlar, bu duyguyu anlatmak o kadar zor ki, Düşünün mutlu bir evliliğim var, yanımda çocuğum var.

Ve

Yıllarca gönlünde hayal ettiğin bir cins-i latifi karşında görüyorsun. Bu kolay bir iş değil. Bakın anlatmakta bile zorluk çekiyorum'

***

Valla bana' şiire sinema hikâyesi mi daha çok yakışıyor, yoksa öğretmen öğrenci hikâyesi mi? diye sorsalar, ‘sinema hikâyesi' derim.

Ya siz?

Her neyse…

Öylesine naif, öylesine hoş olan, dinlerken insana huzur veren ve bestekarı ‘Selahattin Pınar' olan bu şarkıyı, ‘Müzeyyen Senar' dan dinlemeye ne dersiniz?

06.02.2021

Muharrem Demirel