Vatandaş rahmetli olmuş gitmiş öbür dünyaya.

Kapıda melekler karşılamışlar ve günahlarını sevaplarını ölçmek için sorgu odasına almışlar.

Sormuş melek;

‘Dünyada iken vergi kaçırır mıydın, insanları kandırır mıydın, kanunlara nizamlara saygısızlık eder miydin?'

Hayır! Demiş mevta.

‘O zaman sana bir kanat.' Demiş ve devam etmiş.

‘Laf taşır mıydın, dedikodu yapar mıydın?'

“Ben iyi bir mümin olmaya çalıştım dinime yaraşır bir hayat sürmeye gayret ettim. Devletimi ve de yönetenini severdim, saygı duyardım.”diye cevap verince mevta, melek görevlilere seslenmiş:

‘Bir kanat daha getirin!'

Mevta heyecanlanmış;

Anaaaaaa ! Ben şimdi melek mi oldum?”demiş

Melek şöyle bir gülmüş ve

‘Hayır, kaz oldun kaaazzz! ‘Diye cevap vermiş.

***

Niye yazdık?

Her Pazartesi olduğu gibi geçtiğimiz hafta yine kaplıcaya gittik.

İçeriye girdik,”12 lira .”dediler verdik.

Kese olmak 6 liraydı, 10 lira yaptılar. Masajla karışık sabun ise 5 lira,

Çıkışta,

Terimiz soğusun derken bir bardak çay, ya da ayran soda, yani 2-3 lira daha,

Adetten ya, az veren candan çok veren maldan deyip, 2 lira da Ahmet Abi ye bahşiş.

Etti mi 32 lira.

Arabası olmayanlar için 4 lira da dolmuş parası ayrıca…

***

Dünya kirlerimiz Keseci Dursun la, elimizin kiri Türk lirası olarak devlet adına keselendi.

Arabama binerken sordum kendi kendime;

”Ben Melek miyim?”

Ardından bir ses geldi gaipten;

‘Hayır, oğlum, Kaz sın kaaazzz!'

***

Geneldekiler zaten halden anlamazlar, maaşlara okkalı bir zam yapmazlar,

Yereldekiler bilmem neden, vatandaştan nasıl para alırım.” hesabı yaparlar.

Emeklinin memurun, dar gelirlinin zaten deniz denilen lüksü yoktur.

Antalya'yı, zaten görmez

Akçakoca'ya bile gidemez.

Elinde bir tek, haftada bir gün gittiği kaplıcası vardır.

Onu da, evine ekmek parası götürmek için zorlanan Müslüman memleketin Müslüman evladına çok görürler, Kaplıca fiyatlarını yükseltirlerde yükseltirler.

Sonra “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” derler.

***

Kendilerine saygı duyduğumuz büyüklerimiz;

Kaplıcamızda içeriye girerken üzerindeki döküntüleri temizlemek için bir duşunuz yok, güzel bir dinlenme odanız yok, kafeteryanız yok, aman aman temizliğiniz yok, vatandaşa,”helal olsun verdiğim paraya karşılığını alıyorum.”Dedirtecek ekstranız yok.

Halk diliyle bu su Kudretten gelmiyor mu?

Geliyor!

O yanda kömüre, doğal gaza, petrole zam var mı?

Yok!

O yanda suya zam var mı?

Yook!

O yan da asgari ücrete zam var mı?

Yoook!

Pekiiiiii!

Bu yanda kaplıcaya yapılan dinlenme ya da eksersiz salonu, kafeterya filan var mı?

Yooook!

Eeeee! Bu zam ne?

Boluluları niye keseleniyorsunuz o zaman?

***

Kaplıca fiyatları artırılınca aynen yukarıdaki gibi yazmışız geçtiğimiz sene, ama paylaşmamışız.

Geçen hafta kaplıcaya gittiğimizde

Girişte ‘31 Ekim tarihinden itibaren Kaplıcaya giriş fiyatı 15 lira olarak belirlenmiştir.' Yazısı hoş geldin dedi bize.

Ne güzel!

Vatandaşın ağzı var dili yok ya, her şeyi kabullenip razı geliyor ya, binin binebildiğiniz kadar, yükleyin yükleyebildiğiniz kadar.

Kısacası;

Durmak yok! Siz keselemeye devam edin, biz de keselenmeye…

15.10.2016

Muharrem Demirel