Sultan Hamamı, bebek meyve ormanı, tünel, park ve bahçelerimiz ve benzeri konularda pek çok yazı yazdım; övgülerim vardı.

Aferin beklemedim.

Ama

Masal Park ile ilgili yazımdan sonra sitemler geldi.

Parsayı toplarken sesini çıkarmayan ama işler kötü gitmeye başladığında söylenmeye başlayan insanlar için halk arasında ne derler?

‘Lahanayı yerken kıtır kıtır, sapına gelince meeee!'

***

Ne diyelim, canları sağ olsun.

Amacım; birilerini mutlu etmek değil ama üzmek hiç değil.

Zaten tarzımız da belli.

Hani

Adama

‘Adın ne? Diye sormuşlar,

‘Mülayim' demiş

‘Sert olsan ne yazarsın?' demişler ya aynen öyle.

Yani Mülayim'in derdi insanlar değil.

Ve

Namık Kemal'in;

‘Akıl fukara olunca, dil ukala olurmuş.' sözünün ne anlama geldiğinin de farkında…

Onun içindir ki

İşkembe-i kübradan da atmıyor, dolaşıyor, yapılan hizmetlere bakıyor, sonra Nasrettin Hocaca yazmaya çalışıyor.

Ha bu arada

SUÇLU da aramıyor, DOĞRU ya GÜZELe, ulaşmak, ulaştırmak istiyor.

***

Yeni gelin'e ‘Kocan çirkinceymiş.' Demişler. Taze gelin kocasına toz kondurmayıp;

‘Amanııın! Babamın evinde o da yoktu.' Diye cevap vermiş.

Ne diyecekti ki…

Olan olmuş nikâh kıyılmış, belki çocuğa da kalmış.

Nikâh kıyılmadan önce, ‘Evleneceğin kişi çok çirkinceymiş.' Deselerdi bu durumu değerlendirebilirdi.

Şimdi?

İş işten geçti.

Ama

Mülayim ne yapıyor?

İş işten geçmeden önce ikaz ediyor, ederken de; ‘çirkin' deyip kabalaşmıyor.

Ya?

‘Daha güzelini bulabilirsin.'Deme inceliğini gösteriyor.

***

Yukarıda da dedim ya; geziyorum, bakıyorum,

Ama bakarken de görmeye çalışıyorum.

Çünkü

Bakmak ayrıdır, görmek ayrı…

Bakarsan gözünü çevirirsin, yani baktığına şahitlik edersin,

Görmeye çalışırsan, öküz ile tren arasındaki ilişkinin, bakmak kısmından daha öte olan akıl ve iradeyi kullanma kısmına geçersin.

Kısacası;

BAKAN sadece tren görür.

GÖREN ise; trenin yanında, treni kullanan makinisti, trenin içindekileri, içindekilerin dertlerini, sevinçlerini…

***

Demem o ki;

‘Dostlar alışverişte görsün' misali Masala ‘Ne olacak sadece masal değil mi?' der bakıp geçersek,

‘Masal Parkı yapanlardan Allah'u Teâlâ razı olsun' diyerek şükran ifade ederken, razı olması için yapılması gerekenleri bildiğimiz halde bilmezden gelirsek,

Ya da

Eleştirilerde zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkma yolunu tercih edersek,

‘Benim oğlum bina okur döner döner yine okur.'Deyiminden bir adım öte gidemeyiz.

Çünkü

Sadece BAKAN,

Yani

Araştırmayan, yorumlamayan, sorgulamayan,'Babamın evinde oda yoktu' diyen gözler; bir beldeyi, bir ülkeyi ve ülkeye hizmet edenleri yerinde saydırır.

GÖREN gözler ise eleştirirken değiştirir, değiştirirken de geliştirir ve ileriye taşır, yönetenlerini taçlandırır.

Bakanların azalması, görenlerin çoğalması dileğiyle…

08.07.2018

Muharrem Demirel