Odunum olsun; olsun ki, soğuk günlerde ısınayım, banyoya ihtiyacım olduğunda sıcak su ile yıkanayım.
Unum olsun ki karnımı doyurayım.
İyi de yemeği kim yapacak, sobayı kim yakacak, suyu kim ısıtacak?
O zaman bütün bunları yapacak, ihtiyaçlarımı karşılayacak bir de kadınım olsun ki rahat rahat yaşayayım.
Yani bu dünya da öyle çok şeye ihtiyacımız yoktur. Üç şey; UN, GADUN, ODUN yeterdi biz erkeklere
Ya öbür taraf?
Orası da erli geçli garanti; Kelime-i şahadet getirdik mi kâfi.
Orada da biz yine Nuri, siz yine Huri…
***
Yani
Demem o ki;
Bu dünya da dün hilafet varken de yine bize her yer Angara idi.
Bugün Cumhuriyet ile yönetiliyoruz, yine bize her yer Angara…
Ama ya siz hanımlar…
Dün öyle miydiniz?
***
Aranız da doktor var mıydı doktor!
Ya savcı, hâkim, avukat, mühendis ya da mimar?
Yok!
Ressam, müdür, bakan, müsteşar…
Ne arar!
O zaman
Sen insan değil miydin?
Güya insandın ama değerinin farkında değildin.
***
Dün senin okumanı istemiyorlardı ve 'Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur. Diyorlardı.
Saçı uzun, aklı kısa. Diyerek aşağılıyorlardı.
Ve
Daha ana baba sevgisine muhtaç bir yaşta iken,
Neyin ne olduğunu bilmez iken,
On beşinde kız, ya erde gerek ya yerde' diyerek seni kocaya yolluyorlardı.
Eğer CUMHURİYET kurulmasa idi işte bu sendin…
Kimse görmesin diyerek hapsolmuş olduğun evindeki perdenin aralığından korka korka bakarak ‘Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.' Düşüncesi ile yetiştirilen kocanı beklemekteydin.
***
‘Kız kocaya, erkek hocaya.' diyenler çoktu.
Ve yine ne yazık ki
Senin hiçbir şeyde hakkın yoktu.
Sesin çıkmazdı,
Aklı fikri kadının bacağında, saçında, vücut hatlarında olanlara, kadını hak ettiği yere koymayanlara inat
Bugün ATATÜRK ile beraber hem o dar çevreden çıkıyorsun, hem sesini çıkartıyorsun, bu dünyada ben de varım diyorsun.
***
Bugün aranız da doktor var mı doktor!
Ya savcı, hâkim, avukat, mühendis ya da mimar?
Var!
Ressam, müdür, bakan, müsteşar…
Onlarda var, ne ararsan var.
Yani
İstediğin okulda okuyor, istediğin mesleği seçiyor ve kocan ile eşit yürüyorsun.
İşte bunu
Ey kahraman Türk Kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" diyen
ATATÜRK'e ve kurduğu CUMHURİYETE BORÇLUSUN.
***
Sadece kadınlar mı?
Hayır!
Hepimiz çok şey borçluyuz Atatürk'e ve kurduğu Demokratik ve Laik Cumhuriyetine.
Eğer, Cumhuriyeti sadece bir “rejim” olarak algılarsak, kazandırdığı hakların kıymetini bilmezsek,
Bir bakarız ki; Bor'u geçmişiz, varmışız Niğde' ye…
Geride bize de bir tek şey kalır;
Keşke!
***
Keşke demek istemiyorsak,
İlmin yolunda, aklın ışığında, hem dünyamızı hem ahretimizi kurtarmak için Yüce İslam dinini ve bu dinin temsilcilerini hak ettiği yere taşıyabilmekse amacımız,
O zaman hep beraber aşk ile söyleyelim;
Yaşasın Demokratik ve laik Cumhuriyet!
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür!' bireyler olarak yaşayabilmemiz için
Şevk ile bir dahi
Yaşasın Demokratik ve laik Cumhuriyet!
Müslüman, İsevi, Musevi, ateist birbirimize saygı ve hoşgörü ile bakabilmemiz için
Aşk ve şevk ile bir dahi
Yaşasın Demokratik ve laik Cumhuriyet!
‘Türk, Kürt, Çerkez, Abaza, Boşnak, Arap; gururla, onurla, huzurla hepimiz kardeşiz diyebilmemiz için
İhlâs ve samimiyetle, aşk ve şevk ile bir dahi
Yaşasın Demokratik ve laik Cumhuriyet!
25.10.2017
Muharrem Demirel