Galiba.

Şampiyon olabileceğimiz, gelecek nesillere gururla bırakabileceğimiz farklı bir alanımız daha var.

Elbette.!

İşaret edilmiş,

Olmuş,

Bitmiş,

Hikayesi yazılmış/ yazılmamış şampiyonluklarımız var.

Elbette.!

Saymakla, kitaplarda, dergilerde okumakla, muhataplarımıza anlatmakla bitmeyen ortak anılarımız var.

Takım sporlarında çok başarılı olamasak da;

Bunun yanı sıra bireysel şampiyonluklarımız az buz değil.

Hatta Dünya Şampiyonluğu kazanmış nicelerimiz,

İsmi ile birlikte karakterlerini hareketlere yazdırmış, bütün dünyaya okutmuş sporcularımız mevcut.

Ayrıca;

Geleneklerimiz içinde özenle sakladığımız nice hikayelerimiz, kültürümüzle hemhal olmuş miraslarımız var.

Atalarımızdan, ninelerimizden bez torbalarında taşınarak bizlere emanet edilen şampiyon olmaya hazır tohumlarımızı da asla unutmamak lazım.

Bu tohumlar doymak için değil, doyurmak için varlar.

Ne çim futbol sahası,

Ne AVM,

Ne beton gökdelen bina,

Ne de on binlerle emsal stat istemiyor.

Bu tohumlar bir toprağa fit'ler.! biraz su, biraz güneş'e dua'cılar.

Bu tohumların,

Hanelere bereket olmak için sadece sevgiye ve ilgiye ihtiyaçları var.

Kıymetli annem; yaptığı yemeklerin tadını sorduğumda hep; "sevgi" diye cevap verirdi.

Rahmetli ninem; yetiştirdiği envai çeşit çiçekler için "sevgi ile açar bu güzel kızlarım" derdi.

Bolu'muzda,

Hatta ve hatta ülkemizde yerli tohumların her zamankinden daha fazla sevgiye ve şefkate ihtiyacı var.

Tohum;

Sevgiyi insanda,

Şefkati toprakta bulur.

Aşkı ise, su ve güneştir.

Bolu Valimiz Sayın Ahmet Ümit'in Bolu'ya tayin haberini aldığımda;

Aklıma.!

"Kadın denilince akla hep aşk mı gelmeli" diyerek adaşı Ahmet Altan'a kapak gibi bi laf çakmış olan,

Kamu Yönetimi mezunu yazar Ahmet Ümit gelmişti.

Nereden geldim tohumdan bu satırlara.!!

Şuradan;

Ahmet Ümit üretken bir yazar.

Çok okunuyor ve her kitabı nerede ise yok satıyor.

Ben "yok satanın hastası" değilim.

Ve Fakat.!

"Yok olanın hastasıyım"

Yerli ve milli tohumlarımızın yok olmasına gönlüm razı gelmez.

Nitekim.!

Bolu Valimiz Sayın Ahmet Ümit;

Basından takip edebildiğim kadarıyla tohum meselesinde hassasiyet gösteriyorlar.

Son olarak Çivril Fasulyesi ile ilgili olarak fotoğraflarını görme fırsatım, demeçlerini okuma şansım oldu.

Kendilerinin bu konuda kıymetli ve reel bir duruş sergiledikleri muhakkak.

Ziraat Yüksek Mühendisi Sayın Ayşe Ekdioğlu'nun "Sohbet Var Dinlersen" TV Program misafirim olma noktasındaki tasarrufları,

Kurum amirlerine verdikleri cesaret ile rehberliklerini sarih olarak görmekteyim.

İlçe ve kurum ziyaretlerinden gerekli bilgileri aldığını tahmin edebiliyorum.

Üzerinde durmaya, işaret etmeye çalıştığım vakıa;

Bolu'ya olduğu kadar ülkemiz için de çok mühimdir.

Zira Bolu.!

İklimiyle,taşıyla,toprağıyla, her tohuma uygun iklim şartlarıyla enteresan bir coğrafyadır.

Sayın Şerafettin Erbayram Beyefendi deneyim, birikim ve tecrübe ile harman olmuş saygıya değer bir duayendir.

Hepsi biri birinden üstün akademik kariyerli Ziraat Mühendisleri ve Veteriner Hekimler ve onların amirleri hazır kıtadırlar aklımca.

Daha dün bir haber okudum.

Nasıl mutlu oldum nasıl.! Tarifi zor.[o yüzden yazmaya karar verim]

Gazete haberinde;

"Tarım İl Müdürlüğü Gıda Kontrol Laboratuarında görev yapan tarım mühendisleri kurdukları sistemle akvaryum balıklarının gübresinden topraksız tarım üretimi yapmayı başardılar" diyor.

Akvaryum balıklarından elde edilen gübre ile marul.

Muhteşem.!

Videoda mühendis arkadaşlar aralarında konuşuyorlar.

Uzman arkadaşımız;

"Topraksız bir şekilde ilerde çoğaltırız, şimdilik prototip" diye ekliyor.

Sayın Ahmet Caner

"Büyüğünü de hazırlayacağız" diye tamamlıyor.

Kuşkusuz icat etmek, emek gayret ve bilgi isteyen bir şey.

Aşkla yapılan, severek yapılan ve içinde memleket sevgisi olanların derdi bu'dur.

Hep söyleniyor ve doğru tespitlerle konuşuluyor.

Bolu'nun spor, sağlık ve üniversite ve bağlı olarak turizm şehri olacağı defaten her toplantılarda tekrar ediliyor.

Bu tekrarın içerisine;

Tarım Turizm'inin de eklenmesini; bu cümleden olarak öneriyorum.

Sayın Valimizin,Sayın Milletvekillerimizin,Sayın Belediye Başkanımızın, Tarım İl Müdürümüz ile bağlı mühendislerimizin dikkatlerine sunarak buradan paylaşıyorum.

Bolu'ya dünyanın en büyük akvaryumunu yapalım.

Bunu bi deneyelim; hayata geçirelim.

O bi kere bizim rekorumuz olarak bi kenarda dursun.

İçinde yüzen türlü türlü balıklarımız,

Hayvanat bahçesi gibi, akvaryum bahçelerimiz olsun.

İnsanlar gelsinler dev akvaryumları görsünler, izlesinler.

Kenarlarındaki bahçelerden organik gıdalardan toplasınlar.

Bolu'da Turizm.!!

Başka bir alandan ilerlesin.

Akvaryum bahçesinde yerli ve milli tohumları ile çiçekler açsın.

Nilüfer Parkını ve kuvözlerinde yetişen nilüferleri görünce kalbimin duvarlarındaki şiirlerimi o devasa havuzlara yazmak geçiyor içimden.

Akvaryum Bahçesinde yetişen organik sebzeleri görürsem sebep olanlara dua etmek en büyük dileğim.

Zira;

Yerli ve milli tohumlarımız ile daha fazla şampiyonluklar kazanacağımızdan,

Daha fazla rekorlar kıracağımızdan adım gibi eminim.