Eski günleri hep özlemle anarız bakıldığında. Ah nerede o eski bayramlar gibi bir dünya hayıflanmalarla doludur cümlelerimiz. Kapımızı çalan ramazan da bunlardan biri aslında… Dolu dolu geçen ramazan günleri… Her güne sığacak kadar çok iftar planlanları… Eskiden ne tatlı gelirdi o sofralar tek gözle uyanılan sahur sofraları, heyecanla beklenen iftar sofraları…
Küçüklüğümde gelenekselleşen iftar yemeklerimiz vardı bizim evde pide içleri hazırlanır fırınlarla anlaşılır koli koli pideler yaptırırdı babam… Bir denizin kenarına yerleşir birkaç aile iftar yapardık, sonrasında semaverde çaylar demlenirdi. O günlerin tadı kalmadı hiç, o günler kadar tatlı gelmiyor artık bana iftarlar. İftarlardan sonra komşular toplanıp çaylar kahveler içilir günün yorgunlukları atılırdı. Nerede kaybolduk biz böyle? Nereye sıkıştı mutluluklarımız?
Sözün özüne gelecek olursak 11 ayın sultanı geldi.
Kur'anın yeryüzüne inmeye başladığı kutsal ay... Sözcük anlamında kumları kızgın eden gün” demektedir. Arap takviminin dokuzuncu ayıdır ve ay anlamına gelen şehr (Şahr) deyimiyle birlikte şehr-i ramazan biçiminde kullanılır.

Bakara sûresinin 185.âyeti şöyle der: Ramazan öyle bir aydır ki Kur'an onun içinde indirilmiştir. O Kur'an ki doğru yolun apaçık inandırıcı belgelerinin taşıyıcısıdır, doğru ile iğriyi ayırt edicidir. Öyleyse içinizden bu aya erişenler oruçlarını tutmalıdır. Hasta olanlarla yolculuk edenler için tutmadıkları günler sayısınca oruç tutmak vardır. Allah size kolaylık göstermek ister. Güçlük göstermek istemez. Bu da o günlerin sayısını doldurmanız, sizi doğru yola ilettiğinden ötürü Allah'ı ululamanız, O'na şükretmeniz içindir.”
Ramazan, Kur'anda bulunan tek ay adıdır. Arapların kamerî yıl takvimlerinin güneş yılı (şemsî) takviminden eksik olması nedeniyle (ki vaktiyle birkaç yılda bir takvimlerine bir ay ekleyerek bu farkı kapatmaya çalışırlardı. Nesâ adı verilen bu işlemi Kur'an yasaklamıştır.) Ramazan ayı çeşitli mevsimlere gelir, kimi zaman yaza, kimi zaman kışa rastlar. Ramazan ayının sonunda oruç açma sadakası (sadaka-i fıtır) verilir ve üç günlük bir bayram yapılır.
Ebû Hüreyre şu hadîsî nakletmektedir: İnanarak ve bilerek Ramazan ayını ihyâ edenin (oruç tutarak, sadaka vererek, terâvih kılarak,vb.) geçmişteki bütün günahları bağışlanır.”
RAMAZAN AYINDA VERİLEN 5 HEDİYE
Cabir bin Abdullah (R.A) anlatıyor;

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: Ümmetime Ramazan ayında beş şey ihsan edildi. Bunlar daha önceki peygamberlerin ümmetine verilmemişti.
1- Ramazan ayının ilk gecesi olunca Cenab-ı Hak Ümmetime rahmetiyle bakar. ALLAH kime rahmetiyle bakarsa¸ onu hiçbir zaman azaba çarptırmaz.
2- Oruç tutanların ağızlarının kokusu ALLAH katında misk kokusundan daha hoştur.
3- Gece ve gündüz melekler, oruç tutanların bağışlanması için ALLAH'a yalvarırlar.
4- ALLAH o gün Cennetine emir verir ve şöyle buyurur: Ey Cennet¸ kullarım için hazırlan¸ süslen. Kullarımın, Dünya sıkıntılarından kurtulup, benim huzuruma gelip istirahat etmeleri yaklaştı.
5- Ramazanın son gecesi gelince de¸ ALLAH oruç tutan kullarının hepsini affeder.

Ramazan ayının bu güzel ikramlarına ulaşan kullardan oluruz İNŞALLAH!