Rektör Hocam; laf salatasını bırak, gereğini yap!
Başlıkta kullandığım ifade için peşinen özür diliyorum. Böyle bir ifadeyi saygı duyduğum bir kişiye kullanmak istemezdim. Ancak gelinen süreçte AİBÜ Senatosu'ndan veya AİBÜ Rektörümüz Prof. Dr. Hayri Coşkun'dan her hangi bir özür gelmeyince kendimi tutamadım.
Bir süredir AİBÜ tarafından YÖK'e gönderilen raporda Bolulu iş adamlarımızı töhmet altında bırakan ağır ifadeler, Bolu kamuoyunda tartışılıyor. Aslında çokta tartışılmıyor. Bolu yerel basını, Bolulu iş adamlarına yapılan bu ağır ithamların peşini bırakmıyor.
Ne hikmetse; iş adamlarını temsil eden Bolu Ticaret ve Sanayi Odası(BTSO), Bolu Genç İş Adamları Derneği(BOGİAD) -ki ayrımcılık olmasın ama üyelerinin %90'ını Bolulu- ve Bolu Sanayici İş Adamları Derneği'nden (BOSİAD) cılızda olsa bir tepki gelmiyor. Bunun nedenini anlamaya çalışıyorum ama bulamıyorum.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü'nden yerel gazetelere gönderilen bir duyuruyu gazetemiz sayfalarında göreceksiniz. Kısaca baktığımız da duyuruda;
…Üniversitemizin çeşitli birimlerinden gelen görüşlerin içerisinde üniversite konseyinin yapısına ilişkin olarak Bolu'da faaliyet gösteren iş adamlarını itham edici olarak algılanan ve yorumlanan ifade kesinlikle üniversitemize ait resmi görüş olmayıp, bireysel bir görüşü temsil etmektedir.
Üniversitemize büyük katkıları olan ve bizi her alanda destekleyen ve desteklemeye devam eden Bolulu işadamları ve hayırseverlere yönelik olumsuz bir ifadede bulunmamızın söz konusu dahi olmayacağı açıktır.
Üniversitemizin kurulup gelişmesinde katkı veren başta İzzet Baysal Vakfı olmak üzere; Süreyya Astarcı, Yaşar Çelik, Erpiliç, Beypiliç, Bolu Bağışçılar Vakfı, Yılmaz Becikoğlu, Bolu Organize Sanayi Bölgesi ve adlarını bu satırlara sığdıramayacağımız birçok değerli kuruluş ve hayırsevere bu vesile ile bir defa daha teşekkürlerimizi sunarız.
Bu bağlamda Bolu'daki iş adamları ve üniversitemiz arasındaki samimi ve hizmete yönelik işbirliğinin devam edeceğinden kimsenin şüphe duymaması gerektiğini kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Tekrar tekrar okudum. Ama raporda yer alan belki de sayıları 3-5 olan öğretim üyesi veya öğretim görevlisinin görüşlerinden dolayı her hangi bir özür dilendiğini göremedim. Yaşanan süreç aktarılmış ve son raporda yer alan ifadeler üniversitenin resmi görüşü olmadığı, şahısların kendi görüşleri olduğunun altı çizilmiş.
Peki Rektörümüze soralım; bu şahıslar nerede görev yapmaktadırlar? Yani gelirlerinden şüphe duydukları insanların yardımlarıyla devlete kazandırılmış, her yıl artan yardımlarla gelişip büyüyen AİBÜ çatısı altında değiller mi?
Ben Hocamıza yönelttiğim eleştiriyi nasıl net bir tavır ortaya koyarak gösteriyorsam, aynı duruşu karşıdan da beklerim. Rektör Hocam; Ya bu ifade sahiplerinin görevlerine son verin, ya da laf salatasını bırakın ve 'bu görüşe sahip Üniversitemizde hatırı sayılır sayıda öğretim üyesi ve öğretim görevlisi var' deyin.
Sivil toplum örgütlerine bir şey demeyeceğim. Onlar kendi ayıplarıyla yaşasınlar!!!