Kınama yayınlamakla olmuyor!
Her gün neredeyse şehit haberleriyle içimiz burkuluyor. Sabah uyanıyorum, büroya geliyorum. Daha çayımdan ilk yudumu alamadan girdiğim haber sitelerinde gözlerim yaşararak okumak zorunda kaldığım şehit haberleri… Bu haberler yeni mi? Yani AKP iktidarında mı şehit haberleri gelmeye başladı. Tabi ki değil. 30 yıldır aynı kan kokusunu ciğerlerimize çekiyoruz. Bitecek mi? Bence uzun yıllar sürecek. Çünkü emperyalist güçlerin ülkemiz üzerinde ki oyunları devam ediyor.
Tugayımızın verdiği 10 şehit haberiyle Anadolu'nun çeşitli noktalarında yine evlere ateşler düştü. Anneler, babalar, çocuklar, kardeşler acı içerisinde… Cumhurbaşkanımız mesaj yayınladı. TBMM Başkanımız, Başbakanımız, bakanlarımız, muhalif parti genel başkanları ve yerelde de durum farksız değil. Ben bu duruma oldum olası karşıyım. Neyin mesajı yayınlanıyor. Klişeleşmiş sözcüklerden oluşan, 30 yıldır yayınlanan binlerce taziye mesajı nedeniyle kopyala yapıştır şekline dönen mesajlar neden yayınlanır. Amacı nedir?
Öyle çıkar bir tepenin üzerine, yapma çiçeklerle süslenmiş bir masada Şanzelize Caddesi'nde kahve içiyorum fotoğrafı çektirmekle, huzur sağlanmıyor. Kafatasçı olmadığımı şahsen kendim biliyorum. Bunu birilerine de kanıtlamak zorunda değilim. Ancak acil olarak en azından sadece terörle mücadeleyi kapsayacak şekilde İdam Cezasının tekrar getirilmesinin, hatta sadece teröristleri değil yardım ve yataklık yapanlarında aynı cezayla cezalandırılması gerektiğine inanıyorum. Yani asacaksın! İran'da da PJAK vardı! Bu örgüte ne oldu? Orada bir açılım olduğunu ben duymadım. Duyan varsa beri gelsin!
Sosyal paylaşım sitelerinde bir cümle dikkatimi çekiyor; “Eğer başarabilirsek, terörü lanetleyerek bitirebilen ilk ülke biz olacağız!”
Kaliteli gazeteci meselesi…
Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevimi gerçekleştirdiğimiz sade ama nadide bir kongreyle Caner Güngör ve ekibine devrettim. Günahımla-sevabımla, 23 aylık süreçteki tüm olumsuzlukları üzerime alarak üyesi olmaktan onur duyduğum Bolu Gazeteciler Cemiyeti'nin sade bir üyesiyim artık. 12 yıldır BGC yönetimlerinde aldığım aktif görevlerin ardından sade bir üye olmanın zevkini çıkartacağım bir süreç başladı.
Çok sakin bir ortamda gerçekleştirdiğimiz kongre Sayın Valimiz İbrahim Özçimen'in kısa ama öz konuşmasıyla hararetlendi diyebiliriz. Sayın Valimiz konuşmasında aşağı yukarı şu kelimeleri kullandı; …bir gazetecide aranacak kalite, bir valide aranacak kaliteden az değildir…”
Sayın Valimizin bahsettiği kalite; İnsan kalitesi! Haksız mı? Bence kalitesizleri bilip de bu konuyu uzatmanın alemi yok!!! Olaya sadece samimi bir yaklaşım olarak bakarsanız ve kendinizi de kalitesizlerin seviyesine indirmezseniz sorun kalmaz.