Ligimize verilen Milli aradan sonra tekrar start verilen futbol dolu günlere döndük. Boluspor'umuza verilen bu 15 gülük ara deyim yerindeyse ilaç gibi gelmiş. Yeni yapılanmaya giden takımımızda geçen sezondan sadece 2 oyuncunun olması, zaten her şeyi özetliyor. Evimizde oynadığımız sezonun ilk karşılaşmasında kafamızda soru işaretleriyle dolu bir takım bekliyorduk. Geçtiğimiz iki sezonun ardından iç saha performansımız hiç de iyi değildi. Bütün bunları topladığımızda sorunun çok olduğu belli oluyordu. Fakat Reha hocamız bu sorulardan takımımızı çabuk arındırmışa benziyor. İlerde daha da iyi olacağımızın sinyallerini bu karşılaşmada aldık.
Karşılaşmaya gelince; ilk yarısında iki takım adına futbol olarak güzel şeyler izleyemedik. Tabi bunun etkenleri de var. Örneğin tribünlerin bomboş olması gibi. Takımımızın itici gücü olan taraftarın Boluspor'umuzu hem de ilk maçında yalnız bırakması üzücü bir durum. Bunda bu sezon uygulamaya konan pasolig kartlarının da etkisi var tabi. Ama yine de bu uygulamanın olacağını uzun zamandır biliniyordu, yazılı ve görsel basında haftalardır uyarılarda yapılmıştı. Buna rağmen yaklaşık 1000 kişinin bu karta sahip olduğunu öğrenince gerçekten bir Boluspor taraftarı olarak üzüldüm. Hep yazıyor ve söylüyoruz bu takım bizim, hep birlikte sahip çıkıp arkasında duralım diye. İnşallah ilerleyen haftalarda daha fazla tribünleri doldururuz. Yepyeni, pırıl pırıl bu genç kardeşlerimize varlığımızı hissettirip daha da başarılı olmalarını sağlarız.
Karşılaşmanın ikinci yarısında ise skor avantajı yakaladıktan sonra ve ardından rakip takımın bir kişide eksilmesiyle her şey bize döndü. Uzun yıllardan beri böylesine rahat ve skor olarak da farklı bir galibiyet izlememiştik. Oyuncu kardeşlerimizin özgüveni de yerine gelmiştir. Bundan sonra önümüze daha umutla bakarız inşallah.
Daha ligin başındayız, ayaklarımızı yere daha sağlam basalım. Başarıların bizlerle olması dileğiyle iyi haftalar.