Küçük bir şaplağın ardından gelen ilk ağlama...
Ve...
Dünyaya merhaba!
O çığlığın ardından,
Anasının sımsıcak kolları arasında şefkat arayan bir bebek...
Bir can...
Can ile canan arasındaki heyecan...
Ardından dünyaya ilk merhaba gülücüğü...
Kime, kimlere gülüyor bilmem ki...
Belki de biri anasına, biri meleklere,
Ama binlercesi sana İZZET BABA!
&&
Bir el...
Parmakları arasına aldığı kalemi ile bir şeyler yazmaya çalışıyor,
Kendisi gibi tertemiz olan kağıt üzerine...
Harflerin ardı ardına gelmesi ile
Düşünceler akıyor kaleminin ince ucundan...
Sonra, sonra...
Büyüyor, gelişiyor, yazıyor, okuyor, anlıyor, yorumluyor...
Türkiye'm ise aydınlanıp değişiyor...
İnsanlığa kazandırdıklarının her biri öğretmenlerine,
Ama binlercesi sana İZZET BABA!
&&
Bir çınar,
Yıllar geçmiş, geçmiş de,
Yaşamış mı, yaşamamış mı doyunca bilinmez...
Fidanlar da büyütmüş bu arada...
Sonra, sonra sevgilere susamış...
Sevdiklerinin yollarını gözlemiş.
Sıcacık huzur dolu son limanda,
«Meçhule giden gemiyi» beklemekte olan yaşlılarımızın,
Son teşekkürlerinden birisi hemşirelerimize,
Ama
Binlercesi sana İZZET BABA!
&&
Gevşemekte olan bir el,
Kapanmakta olan bir göz,
Yavaşlamakta olan bir nabız,
Ve susmakta olan bir kalp...
Bir ömrün beklenmedik vedasının işaretleri bunlar...
Yani, büsbütün terk edilişi eldekilerin,
Elinde olmayan «elveda» demenin resmi...
Kısacası,
«Hicranlı hayatın son matemidir bu»
Demeye ramak kalmışken...
Hayatla memat arasında gidip gelen bir canın,
Gözlerini açtığında,
Sunduğu şükranlardan biri doktorlarımıza,
Ama binlercesi sana İZZET BABA!
&&
Kimi, bakıyor, göremiyor...
Kimi, anlıyor, konuşamıyor...
Kimi, konuşuyor, anlatamıyor...
Ama yaşıyor, hayata bakıyor...
Atsan atılmaz, satsan satılmaz,
Ama bir köşeye de bırakılmaz canlar,
Seninle tutunuyor hayata,
Seninle avunuyor çaresiz ana-baba...
Anlasa da anlamasa da...
Anlatsa da anlatamasa da...
Allah'ın verdiği canın, aldığı her nefesin
Biri kendine,
Ama binlercesi sana İZZET BABA!
&&
Okul oldun, yurt oldun, burs oldun...
Hastane, sağlık ocağı, derman oldun...
Kalem tutan el, nefes alan beden, gülen yüz oldun...
Bolu'ya, Bolululara çok şey oldun.
Dünyaya Bolu'dan yayılan ışık oldun.
İşte bunun için
BOLULULARA BABA oldun İZZET BABA!
&&
Göğe açılmış eller,
Başlar eğik, diller mırıldanmada...
Bizlere seni kazandırdığı için hamd-ü senalarımız Allah'a...
Bolumuza kazandırdıkların için şükranlarımız sana...
Dua... Dua... Dua...
Mekânın cennet olsun İZZET BABA!
Muharrem Demirel