..Sol'sa..ÇiçeklerSol'maz
CHP kurultayı sona erdi.
Bolu yerelinden…
Bir bakış,
Hafızalara yerleşenlere…
Bir atış, gerçekleştirmeye kalkacak olsa idik.
İsabet oranlarımızın yılın en iyi istatistik oranlarına ulaşacağı kesindi.
Buna rağmen;
İki genel başkan adayının yarıştığı kurultay,
Tahmin edildiği üzere, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanımı ile noktalandı.
Akıllarda ve manşetlerde;
Rakı,
Bira,
Viski kaldı.
Gazete başlıklarında, köşe yazılarının ekseriyetinde…
Rakı masaları,
Bira şişeleri,
Viski bardakları üzerinden sayısız cümleler kuruldu.
Siyasi analizler yapıldı.
Çok şeyler konuşulur olmasına rağmen,
Zarar ve ziyanların,
Oy kayıplarının,
İnce ince gelişlerin ve gidişlerin,
Alınan onca mağlubiyetin,
Masa başında içilen rakı ile özdeş hale getirilmesi bana çok manidar geldi.
Halbuki, içkinin içilme sisteminden bahsedilmiş olunsa,
İçme sistemi tartışılıyor olunsa, arge'leri çalıştırılsa,
Anasonundan, alkol oranından,
Boğma ve/veya imbik rakı tercihlerinin geriye dönüşümlerinden
Balık, kavun, beyaz peynirden ve de beyaz leblebiden dem vursalar idi.
Hem içen seçmene, hem de bu alışkanlıklarını devam ettiren vatandaşları üzmemiş olurlardı.
Ve Fakat…
Lafın;
Nişantaşı semtinde rakı,
Şenzlong'da bira ve viski içenlere gittiği anlaşıldı.
Anlaşıldı ki;
Bu işler rakı ile olmuyor.
Yine yeniden,
Anlaşıldı ki;
Bir kurultayda rakıdan dem vuruyorsan işler arapsaçıdır.
Bu düğüm, garibim.!
Masaya vurmakla çözülmez.
Hele hele rakı masasına kimse sana yumruk vurdurmaz.
O masada bulunan biri kalkar, başına masayı geçiriverir.
Benden söylemesi.
Görüldü ki;
CHP bu kurultayda,
Ne epistemolojik durumuna,
Ne de antropolojik mirasına bakabildi.
Metafizik alerji nöbetlerinde, rakı diye tutturdu ki;
Onca kayıpların baş sorumlusunun rakı olduğundan bahisle,
Rakı noktasında muhafazakar.! Hatırı sayılır seçmenine göz dağı verdi.
Sayın Kılıçdaroğlu,"Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil' derken..
Neo Yeşil Yol'u işaret etmiştir.
Sayın Bekaroğlu'nun bu cümleden olarak; sürece katkısını/etkisini,
Bu hat ile nereye kadar varılacağını zaman gösterecektir.
Yalova'dan Sayın İnce'nin başlatmış olduğu,
Bolu'dan Sayın Özcan'ın takip ettiği muhalefet yolu,
Güzel bir mehtap akşamı kesintiye uğrar mı?
Yoksa Sayın Mısırlıoğlu, stajyerliğinin kalktığı kurultay ile kendine ait bir yol çizer mi?
Bekleyip göreceğiz.
2011 yılında,
Sayın Özcan'ın..
“Muharrem İnce gibi sözlü muhalefette kalmayacağım”
Sözünü unutmadan..!
Son cümle .!
Sayın Kılıçdaroğlusol'sa..
Çiçekler solmaz.