Rahmetli dedem tam 27 kez hacca gitti,
Haccın hac olduğu zamanlar hem de ha.
Günlerce süren karayolu seyahati ile gidilir
İki bilemedin üç ay kalırdı, öyle telefon araması, öz çekim
Yapıp facebook da paylaşmak falan da yok, bir giderken
Görürdük, birde geldiğinde.
Haliyle bu kadar çok gidip kalınca bizimkiler işkillendi
acaba orada evimi, ikinci eşimi var diye.
Dedem vefat edeli 20 sene oldu daha oralardan bir
mirasçımız çıkmadı ya bakalım sonra çıkar mı?
Başkan da bu aralar çok sık Ayaya Türkmen ülkelerine
Ziyarete gidiyor…
Dedem kutsal toprakların aşığıydı da
Başkan neden bu kadar sık Türkmen ülkelerine gidiyor?
Anlatmaya çalışalım.
Yatan Aslandansa gezen Tilki iyidir derler,
Suya sabuna dokunmayan, kurulalı yüz yıl olmamış kabile devleti değilsek
bu ziyaretler gerekli, ülkenin dışarıda temsili, diplomatik temaslar
İkili ilişkiler, ülke menfaatleri için önemli.
Daha önemlisi
Nasıl Rusların boğazlarda gözü varsa, nasıl Yunanların hala İstanbul'u
Konstantin yapma hedefi genlerinin bir kenarında duruyorsa, çıkıp
Geldiğimiz Orta Asya da hakimiyet de Türk genlerinde mevcuttur,
kısaca özetlersek kan çekiyor.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra liderlik edelim diye gözümüzün içine bakan
Türkmen ülkelerine bırakın liderliği, gitme bile gidememiştik.
Çünkü vesayet odakları tarafından yöneticileri belirlenen ülkemiz,
dış kaynaklı yaratılan iç sorunlardan
başını kaldırıp çevresine bakması engellenmişti.
Zincirler kırılıp sistem geri yüklenmeye başladıkça bölgede liderliğe oynamaya
başlayabildik, haliyle bazı locaları rahatsız ettik, ve onlara hizmet eden
İç mihrakları da.
Belki bu ziyaretler belirlenmiş devlet politikamız olmayabilir,
yeni doğan deniz kaplumbağası kumdan çıkar çıkmaz denize koşması
gerektiğini bildiği gibi,
600 yıl Dünya'ya hükmeden Türkler emaneti geri almayı bilecektir.
Ziyaretlerin daha verimli olması, objektif değerlendirebilmesi,
fayda ve yararlarının halka anlatılabilmesi için,
Başkan kendi ekibinin haricinde bölgenin önde gelen
kişilerini, basın mensuplarını da yanında getirmeli.