Sevince ortak olmak!
Şeker; adı gibi tatlı, yakışanı gibi güzel olmalı. Eş-dost ziyaretleri, mezarlık ziyaretleri çocukların şeker ve harçlık toplama gibi alışkanlıkları, paylaşmak, kırgınlıkların giderilmesi, şu 3 günlük dünyamızda, güzel yaşamamızı öğretmesi açısından çok anlamlı. Bizim geleneklerimiz özünde, kırgınlıkların geçici olduğu, affedici olan yaradan bile tövbe edeni bağışlarken, bizim eş dost evlat, mal mülk uğruna alacak-verecek bağlamında birbirimizi ezmemiz, üzmemiz kırmamız kadar çirkin bir davranış olamaz. Bayram sevmektir, bayram paylaşmaktır. Bir gün özel idare altından ilk Ankara'ya gidecek otobüsler 5.30 ve 5.45 düzce aydın seyahat 14 yada güven ve üstün erçelik.. Kemoterapi için kız kardeşimi her hafta Ankara'ya götüren yazarınız, adı yakıştırmalara gebe deli Ömer tarafından durduruldum. Yer karaçayır camisinin önü. Elleri şaklatan, leylekleri direkten kaldırmak isteyen Ömer...bana; murat gene kardeşini Ankara'ya mı....? götürüyorsun dediğinde, hüngür hüngür ağlamıştım.. O günden bu yana hiç bir zaman için deliye deli demedim. Sonuç insan, sonuç her türlü yakıştırmaları yapan insan...5 para etmez dediğimiz ama uğruna canları giden insan. Kimileri lanet terör uğruna, devletin bekası için can veren, kimileri kahpe kurşunlara hedef olan, kimileri sömürülen....insan...!!!dünya hayatı nüfus çoğalmasından başka hiç bir şey değil. Nüfus sadece insan üremesi değil, çevre-mal, para çoğalması... Çoğalan pislik dolu birikim, nefret, hırs, insanlık dışı. Çoğalan arzular... Halbuki bu dünya çok mükemmeldi. Eni sonunu kendisi hazırladı insanoğlu. Savaşlar, çevre katliamları, kirletildik her yönüyle... Duyularımız, duygularımızla. Siz-siz olun, kimseyi yalnız bırakmayın, gidin. gezin, görün. ziyaret edin.. kırıcı olmayın ve kırmayın.. İzzet Baysal bile hayatta yalnız kalmış, kimse anlayamamış. Bari siz anlayın. Üzmeyin, üzülmeyin. Şeker tadında tatlı olmaya çalışalım. Her daim nice güzel yarınlara, hep beraber yürüyelim. iyi bayramlar hepinize.....