DEĞERİNİ BİLEMEDİĞİMİZ-KORUYAMADIĞIMIZ ESERLERİMİZ
İsmail-Adil Semercioğlu ve ben… Oturuyoruz. Sohbet ediyoruz. Az önce masamızdan Süha Alparslan kalktı. Geçmiş olsun derken, başladık sohbete. Ya dedi Adil bey, Murat sana bir çeşme göstereyim bahçe içerisinde. 1 kitabesi var şaşarsın” dedi. Hayret ettim. Ve bugün inat ettim keşfe çıktım. Azmi beylerin evini arıyorum. Adil Semerciden çıt yok. Telefona baksa, yer araması yapmayacağım. Yolda Şerafettin Mangır'ı gördüm. Sen bu evi biliyor musun dedim. Gittik. Çıkınlar Cami karşısını tek tek kapı kapı çaldık. Bilen yok. Sonra 1 kadın ya ilerde çam ağaçlı bahçe içine bakın. Orası da Azmi beylerin evi dedi... Gittik bulduk... İnanamadım. Bolu'muzda belki de, korunmuş en güzel çeşme, muazzam. Kitabeli, musluklarına kadar güzel korunmuş. Arkasında çok güzel bir küçük kitabe. Sapasağlam. Bu yerin arkasında da 2 tane konak varmıştı. Bize aileden anlatılan… Çıkınlar, Akpınar ve Köroğlu Mahallesi'nde keşif yapmadığım bahçe kalmadı. Gözlemlerimde şu ortaya çıktı. Bahçe içlerinde muazzam tarihi sütun, mimari parçalar var. Bunları Müze ve belediye işbirliğiyle bence mevcut parklarımıza taşıyalım. Hem bir arada olmuş olur, hem görsellik verir. Tarihi sevdirir, hem de gelecek yabancılara bir fikir verir. Ne dersiniz...!!!
BORÇ İÇİNDE YÜZEN MEMLEKETİM....
Ev ev, apartman apartman fitre ve zekat zarfları dağıtıyoruz… Devletin hayır kurumlarına giden kaynak. Bir hayır işi. Dikkatimi yabancılaşmamız çekiyor, birde aidat alacaklar. Apartman yöneticileri tarafından asılan, kimileri için bir şey ifade etmeyen ama adım adım sıkıntıların bitmediğinin göstergesi... Borçlar, kömür firmalarına önceki yıllardan kalan paralar, 30 gün içinde ödeyin yazıları... Mülk sahipleri kira alamıyor, elektrik ve su borçları… Bir taraftan da şaşalı göstergeler, ülke at gözlüğü takılmış insanlar tarafından pembe tablo çizilerek, o kadar süslü püslü reklam edilip pazarlanıyor ki...!!! Anlamak mümkün değil… Bir yandan huzur için bir uğraş, bir yandan da; güvenlik, terör meselesi... Bolu yabancılaştı. Neredeyse her ile ait araç plakası mevcut… Hırsızlık konusunda çok yazılar yazdım. Ciddi anlamda uyuşturucu kullanan ya da satıcı, torbacı vs yok… İhbarla yakalananlarda transit geçiş. Yol... Kaçakçılık. Sigara, içki belki olabilir ama gelişen ekonomik bunalımlarla define meraklısı, arayıcısı çıkar, ama tarihi eser zenginliği olmayan Bolu'muzda çıkmaz, bunun kaçakçılığı olmaz ilimizde. Dolandırıcılık olabilir. Kaçak elektrik kullanan işletmeler bulunabilir. Onun haricinde Bolu'muza bakın. İşyerleri, marketler kapandıktan sonra kavun, karpuz, ekmek dışarlarda. Çalanı olmaz. Romen vatandaşlarımız. Keşif yapılarak yapılan hırsızlıklara ve gezmelere dikkat edilmeli… Dilencilerden temizlenmeli hatta bu tiplere prim dahi verilmemeli… Tartılır mısınız…? Kulağa hoş gelen ama akşam belediye aşevinde yemek yerken seyredin bu duygusal yapmacık 1 lira 1 lira para toplatan, çocuklara bile simsarlık yapan, onları para kaynağı gören tiplere. dilenenlere, mendil, peçete satanlara bi bakın. Gözlemleyin… Neler neler çıkacak altından… Nerede yardım var. Yardım sevenler Çatladı, Ak Parti, Kızılay, Belediye giyim vs vs hepsi orada. Çuvallar dolusu giyim. Kullanmazlar. Gidin bakın… Odalarda evlerde iplerde üst üstte yığılmış vaziyette... Asalak ve bedava yaşamak, zorluk çekmeden amaç bu. Petek Gıda'nın önünde kadın dileniyor, işleten çalışan arkadaş oralı olmuyor, sigara ver bari diyor, veriyor illaki alacaksın değil mi diyor şahıs... Kadın işim bu diyor. Demekki ahlar-vahlar arasında gelişen dünyamızda, bazı kesimler bedava yaşamanın kolayını bulmuşlar… Bunları parasız bırakın inanın adam bile keserler... Suç profillerini inceleyin. Farklı bir şey çıkmaz… Seyirci olmamız, duyarsız ve sessizliğimiz,