SAHANDA YUMURTA
Sahanda berabere kalmak,
Sahanda yumurta gibi.!.?
Hele ki;
Giresunspor'a karşı, 2-0 geriye düştükten sonra, alınan beraberlik..!
Tadından yenmez bir zevk veriyor insana, galibiyet olmasa bile.
Yazının girişinden anlaşılacağı üzere,
Bu yazımda, genel bir analiz yapmaya niyetim yok.
Kendi sahamızda da galip gelemiyoruz gibi gönül koyucu,
Bu ne ya, böyle takım mı olur gibi kafa karıştırıcı cümleler kurmak istemiyorum.
Ve Fakat..
Boluspor bu maçı alabilecek işler yapmamış da değil.
Bilhassa, Aleksandar Prijoviç çok iyi işler çıkarmış.
Sadece VTR sini izleyebildiğim maç özeti bile yazacaklarımı teyit eder nitelikte.
Nitekim;
Emre ile daha oyunun başlarında ve henüz kaleler gol görmezden önce bu ikili iyi/ince işler yapmışlar.
Aleksandar Prijoviç'in sol taraftan Emre'ye aktardığı şık topuk pası ile iki oyuncuyu oyundan düşürüşü,
Emre Kılınç'ın, üç Giresunlu'yu peşine katıp, soldan ortası yerini bulsa gol olması işten bile değildi.
O becerikliliği gösterebilse/buluşturabilse;
Ceza sahasına henüz giren Kaptan Odabaşı bomboş vaziyette golü yapabilirdi.
Aleksandar Prijoviç için, şu ana kadar en verimli oyununu oynadı diyebilirim.
Zira;
Bir önceki maçta, Emre Kılınç karşılaşmayı bir gol bir asist ile tamamlamış,
Takımın en iyileri arasında gördüğüm bu genç için özel bir yazı kaleme almıştım.
Bu hafta da Aleksandar Prijoviç, bu övgüleri hak eden olarak kalemime hükmetmeyi hak ediyor.
İstatistik veriler konuşmaz, bir şey söylemez.
Sadece fikir verir,
Bir şeyler üretmeye, konuşmaya sebep olur.
Ve
İyi okursan iyi,
Kötü okursan olumsuz yazarsın.
Takım için bir katma değer yaratma gayretin varsa ve de ön yargılar seni boğmayı başaramıyorsa, iyi şeyler de yazabilmek her zaman mümkün olabiliyor.
Bu cümleden olarak;
Golsüzlük anlarında,
Aleksandar Prijoviç'in, Emre'ye ceza sahası içinde ikiye birde sağ ayak içiyle yapmış olduğu zarif asist, Emre'nin değerli sol ayağından autla sonuçlandı.
Boluspor'un bir penaltı ve karambol anlarında uzaklaştıramadığı pozisyonda yediği golün sonrasında da Aleksandar Prijoviç'in güzel hareketleri devam etti.
Aleksandar Prijoviç'in İsmail Haktan Odabaşı'na attırdığı gol öncesi,
Penaltı noktası üzerinde, Kenan'dan gelen pası, sol ayak kontrolünden sonra tez vakitte sağ ayağıyla yaptığı asist son derece akıllı ve hafızalarımızda kalacak mahiyette idi.
Hele bir hava topunu kafa ile Emre Kılınç'a indirişi,
Emre'nin topu yumuşatışı, ceza sahasına girerek, şutu ve seken topa, koşusuna devam eden Aleksandar Prijoviç'in şık golü, on numara beş yıldızlıktı.
Aleksandar Prijoviç, tarafımdan maçın adamı,
Emre Kılınç, iki haftadır daha yakın oynadığı Aleksandar Prijoviç ile birlikte Boluspor takımının yıldızları olmayı başarmışlardır.
Aleksandar Prijoviç, bu takımda iyi işler başaracak çapta bir oyuncu olduğunu daha önce yazmıştım.
Ancak kendi sahanda 2-0 lık bir sonuçtan sonra, kalınan beraberlik renk körlüğü yapabilir,
Bu iki genci göz ardı edebilir..!
Net olan şudur.
Aleksandar Prijoviç, asist ve golüyle bu maçın berabere bitmesine vesile olurken,
Nerede ise,
Golsüzlük anlarında yapmış olduğu hareketlerle galibiyetin mimarlarından biri olacakmış.
İstatistik veriler üzerinden alkışlanacak işler yapan Aleksandar Prijoviç'e,
Ona ayak uyduran ve asla geri kalmayan iyi işler çıkaran Emre Kılınç'a teşekkür ediyorum.
Bu hafta maç ne olur bilinmez.
Kazanmak için takım ve bu ikili iyi işler yaptığı sürece,
Kaptan'da daha iyi olmaya başladıkça sonuçlar yüzümüzü güldürecek seviyeye gelecek mesajları alabiliyoruz.
Demem o ki;
Sahanda, iki sıfırlık bir mağlubiyetten, beraberliği yakalıyor, galibiyete yakın olabiliyorsan,
Sahanda yumurtayı hak ediyorsun demektir.
Önümüzdeki karşılaşmalarda farklı menü ve oyuncuların cümlesinde buluşmak üzere,
Yazımı;
Sevgili Mustafa Cop'un sıklıkla kullandığı,
VTR tadındaki kelimesi, Muhabbetle” bitiriyorum.
Son not: Oyuncular tek tek teknik heyetin önüne geçtiği sürece onları yazmaya devam edeceğim.