‘'Konfüçyüs'e sorarlar:
Bir memleketi yönetmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu? Büyük filozof şöyle yanıt verir:
Hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle işe başlardım. Ve dinleyenlerin hayretle dolu bakışları karşısında sözlerine şöyle devam eder: Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken ödevler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılamazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunlar içindir ki, hiçbir şey dil kadar önemli değildir.''
Göçmen işçilerin Hollanda'ya gelmesiyle birlikte, göçmenlerin çocukları da okullara başladı. Aradan geçen uzun yıllardan sonra yapılan araştırmalar sonucunda okulların başarısında düşüş kaydedilir. Bu düşüşü ortadan kaldırmak amacıyla eğitimde göçmenlerin çocukları için projeler oluşturdular.
Geçen yazımda ilk adım projesinden bahsetmiştim, (OPSTAP). Göçmen çocukların eğitim ve öğretimde Hollandalı çocuklarla aynı seviyede dili öğrenmeleri amaçlandı. İlk adım projesinin ardından Sonraki Adım(overstap) projesini 7 yaş çocukları için okulla birlikte gerçekleştirdiler. Hollanda'da çocuklar 4 yaşından itibaren temel eğitime kaydedilmektedir. Bilim adamlarının araştırmalarına göre insanın yirmi yaşına kadar öğrendiklerinin %50 sini yedi yaşına kadar öğrendiği ispatlanmış. ‘Atalarımız ‘'İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.'' demişler.Bu düşünce ile Hollanda 2,5-4 yaş arası okul öncesi eğitim sisteminin temelini okula hazırlık için gerçekleştirmiş.
Fakat göçmen çocukların aileleri kırsal kesimden geldiklerinden, okul öncesi eğitim (peuterspelzaal) paralı olduğu için, bu eğitime ilgi duymadılar. Bunun için Hollanda yabancı işçi, göçmenlerin çocukları için 2000 yıllından itibaren erken eğitim projesi gerçekleştirdi, (VVE Voor-en vroegshoolseeducatie).Çocukların zihinsel, duygusal ve bedensel gelişiminin %60'ı 0-7 yaş arasında tamamlanmaktadır. Bilim adamlarının, eğitimcilerin çalışmaları sonucu bu gerçeğe ulaşılmıştır. Bu yaşlarda kazanılan davranış biçimleri, hayatı boyunca devam etmektedir. Okul öncesi eğitimini gerçekleştirmiş ülkelerde yetişkinlerin daha üretici ve verimli oldukları ortaya çıkmıştır. Okul öncesi eğitim: Binanın temeli gibidir. İnsan beyninin gelişiminin hızlı ve en duyarlı bölümünü oluşturur. Yaşamın ilk yıllarında alınan okul öncesi eğitim, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve başarı üzerinde büyük etkisi vardır.
Okul öncesi eğitim: Duygusal gelişmeyi, özgüvenini geliştirir. Fiziksel gelişmeyi geliştirir. Beslenme ve sağlık durumlarını iyileştirir. Zihinsel gelişmeyi sağlar. Sorunlu çocuklar erkenden tespit edilip sorunlar için erkenden tedbir alınır. Okuma alışkanlığı küçük yaşlardan itibaren elde edilir. Sosyalleşme gerçekleşir. Paylaşmayı öğrenir. Sorunları çözmeyi öğrenir. Kendi işlerini kendisi yapar, tuvalet uyku, yemek gibi özbakım becerilerini kazanır. Hayal gücünü geliştirir. Zaman kavramını geliştirir. Başkalarının haklarını da gözetmeyi öğrenir. Gelecekte insan ilişkilerini sağlıklı bir şekilde kurmayı öğrenir. Çocuklar evde yapamadığı birçok faaliyeti okul öncesi eğitimde gerçekleştirir. Arkadaşları ile iletişim kurarak onların düşüncelerini öğrenir. Kendi düşüncelerini de rahat bir şekilde ifade eder. Bütün bunlar okula hazır olması ve hayattaki başarısı açısından çok önemlidir.
Bu amaçla yabancı çocukların dil gelişimlerini ve sosyalleşmelerini sağladılar. Anadilini okullardan kaldırıp, Hollanda dilini öğreterek Hollandaca da birinci dil konumuna geçmiş oldu. Bir taşla iki kuş vurmuş oldular. Asimilasyon yapma politikası da gerçekleşmiş oldu. Ana dili eğitimi aileye, derneklere, camilere kalmış oldu. Halbuki Prof. GuusEXtra, Prof. Rene Appel: ‘'Anadili kimliktir''. ‘'Üstelik anadilini iyi bilen ikinci dili daha çabuk öğrenir.'' Diye anadilini savunmuştu. Prof. Kutlay Yağmur: Anadili için çalışmalarına halen devam etmektedir.
Ülkemizde de okul öncesi eğitimi ülke genelinde gerçekleştirmek zorundayız. Çöpünü atan, kuralları çiğneyen insanlar hangi eğitimi aldılar. Belki de bu tür sıkıntıların çoğu ülkemizde okul öncesi eğitimi gerçekleştiremediğimizden kaynaklanıyor olabilir.
Milli EğitimBakanımız Prof. Ziya Selçuk: ‘'Yarını bekleyin'' dediği (EBA) yenilenen ‘' Eğitim Bilişim Ağını tanıttı. Bu Uygulama benim Hayalimdi.'' Dedi. İnşallah okul öncesi eğitim için de geç kalınmadan ülkenin genelini kapsayan bir düzenleme olur.
Önceki yazılarımda da belirtmiştim ‘'EN ZOR BAKANLIK'' (Milli Eğitim Bakanlığı) 18 milyon öğrencimizin sayısı Hollanda nüfusuna eşit. Elbet ülkemizi Hollanda ile kıyaslamak haksızlık olabilir. Ülkemizin etrafı yangın, içimizde de yangın var. Yangınla uğraşmaktan eğitim gibi karşılığı 30 yıl sonra alınacak bir sahaya bakmakta gecikiyoruz ve zorlanıyoruz gibi. Ülkemizin jeopolitik yapısı da bizi zora sokuyor.
‘'Yünlerin beyazlığına boyalarla verilen renk silinmez. Bu yüzden çocuğun ilk yıllarında, henüz tam bir biçim olmamış olan zihnine verilecek bilgilerin ve örnek olacağı kişilerin özenle seçilmesi gerekir.'' QUİNTİLİANUS. Quintilianus: ‘' Eğitime küçük yaştan başlanmalı, eğitilecek çocuk iyi bir öğretmene verilmelidir.'' Der.
Şükrü Karataş
2.2.2020
Kaynak: Profesör Kemenada ( Sedert in de tuin) Bahçemizdeki yabani kavak.
Prof. Dr. Haluk Yavuzer. Çocuk Eğitimi El kitabı