8000 emniyetçi
9000 asker
3000 yargı mensubu
500 mülkiye müfettişi
30 vali
İlk etap da içeri alınan FETÖ'cüler.
Sayının en az iki misli artması bekleniyor, yani zaten ülkeyi yönetiyorlarmış birde darbe yapmaya ne gerek vardı?
Uzun yıllar alan bu yerleşim ve sınırsız para akışı bunları neden tatmin etmedi?
Darbeye kalkışıp tüm kadrosunun tasfiye edilmesini nasıl göze aldılar?
Rütbeleri kaybedeceğini, vatana ihanet ile yargılanacağını bilen iyi eğitimli General ve subaylar Fetullah Gülen şarlatanına nasıl inandı?
İşte yukarıdaki sorular ve daha birçoğu yaşadığımızın normal bir DARBE olmadığını,
Emperyalist ülkeler tarafından ülkemizin boynuna takılmak istenen tasma olduğunu anlamamıza yetiyor.
Bu kan emici emperyalist ülkeler önlerine çıkan Türkiye engelini içimize yerleştirdikleri FETÖ'cü hainler ile aşmaya uğraşmış, bizi birbirimize kırdırmaya çalışmışlardır.
15 Temmuz gecesinden itibaren sokaklara dökülen ve meydanları boş bırakmayan (Milliyteçi-Muhafazakar-sağcı-solcu) halkımız sadece DARBE kakışmasını önlememiş, İstiklalini kurtarmak için mücadele etmiştir.
19 Mayıs 1919 günü Samsun'a ayak basan liderinin peşinden Kuva-i Milliye ruhuyla direnişe geçen asil Milletimiz, 15 Temmuz 2016 da ise kaçmak yerine ölümü göze alarak Atatürk Havaalanı'na gelen liderinin önderliğinde ikinci Kuva-i Milliye hareketini başlatmış, istilacı ve işgalci ihaneti bastırmıştır.
Nasıl olurda Türkler dünya 5'den büyüktür der,
Nasıl olurda İsrail için katil ülke diyebilir,
Ortadoğu da çizecekleri sömürü sınırlarına nasıl karşı çıkabilir?
Avrupa Birliği'nden vazgeçip Şangay 5'lisine yanaşabilir?
Artık Türkler çok olmuşlardı ve
Yıllarca laboratuarlarında besledikleri, büyüttükleri devletin kılcal damarlarına kadar yerleştirdikleri elemanlarını harekete geçirdiler…
Ellerindeki jet, tank, top, tüfek Türk'ün imanlı göğsü karşısında bir hiçe dönüşmüş, Asımın nesli namusunu çiğnetmemiştir.
Meydanı Boş Bulmak diye bir değimimiz vardır, işte meydanı boş bulamadılar, bırakmadık
Günlerce eski Belediye yeni Demokrasi Meydanında nöbet tutan asil Bolular, sizlerle aynı topraklar üzerinde nefes alıp vermekten, hemşeriniz olmaktan gurur duyuyorum.
Tarih sizleri defterine kurtuluş savaşı kahramanlarıyla birlikte kalın harflerle yazacaktır.