İzzet Baysal'a Şükran Günleri ödül törenindeyiz.
Şiir ödülleri tamam, kompozisyonda…
Sıra kimde?
İzzet Baysal'a mektup dalında ödül verileceklerde…
Birincinin ismini okudular, çağırdılar,
Daha önce davet edilenleri oturdukları koltuktan kalkıp sahneye giderlerken gördüğümüz için ister istemez bakındık.
Ama gelen olmadı.
Sevgi Törenci diğerleri gibi yürüyerek gelemedi, tekerlekli araba ile getirildi.
Çünkü
Belden aşağısı tutmayan ve özel eğitime muhtaç bir öğrenciydi.
‘Amentü billahi…' Deyip, Allah'a iman ettiğimiz
Ardından Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine…
Ve
Ahret gününe, Kadere,
Hayır ve şerrin Allâh-ü Te'âlâ'nın yaratmasıyla olduğuna inanarak boyun eğdiğimiz.
Ve.
‘Niye verdin?' diyemediğimiz Sevgi idi o; SEVGİ TÖRENCİ…
***
Sayın İzzet Baysal!
Büyük Berk Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi Sevgi TÖRENCİ…
Böyle başladı İzzet Baysal Şükran Günleri içinde birinci gelen mektubunu zorla başını kaldırarak titrek ve cılız sesi ile okumaya.
Devam etti…
‘Sizin hayatınızı okudum araştırdım. Meğer siz bizim için neler yapmışsınız. Hastaneler okullar üniversite…'
‘Bu mektubu hem yaptıklarınız için teşekkür mahiyetinde hem de düşüncelerimi paylaşmak için yazıyorum. Keşke siz hayatta olsaydınız da bu mektubu size verebilseydim.
Ama
Biliyorum ki; şu anda yukarıdan beni izleyerek yazdıklarımı okuyup duygulanıyorsunuzdur.'
Dedi.
Ve
Salondan hıçkırıklar yükseldi.
‘Hayatınızı okurken ölüm tarihinizi öğrenince bir tuhaf oldum. Çünkü siz öldükten üç gün sonra ben doğmuşum. Ben sizin her şeyinizi verdiğiniz Bolu'da dünyaya gelmedim ama şu anda şehrinizde yaşıyorum. Kader beni bir şekilde buraya gönderdi ve dört yıldır Bolu'da yaşıyorum. Engelli olduğum için sık sık hastanelere gitmek durumunda kalıyorum. Her gittiğim hastanenin adı ‘İZZET BAYSAL' ile başlıyor. Engelsiz taksi ile okuluma gidip gelirken aracın camından yol kenarında bulunan bazı okulların adını okuyorum. Onların başında da ‘İZZET BAYSAL'.Okulumuza bazen üniversiteli abi ve ablalar geliyor. Onlar da bana okudukları üniversitenin adının ‘İZZET BAYSAL' olduğunu söylüyorlar. Yani kısacası Bolu'da her yer ‘İZZET BAYSAL'.
Bolu doğal güzellikleri ile çok güzel bir şehir. Bunun yanında, burada yaşayanlara sunulan hizmetler açısından da güzel bir şehir. Bu da sizin Bolu için yaptıklarınız sayesinde. Sizin yaptıklarınız sadece Bolululara değil, ülkemizin tüm insanlarına. Çünkü hastanelerden, okullardan, üniversiteden herkes yararlanıyor.
Hayatınızı ve bizler için yaptıklarınızı okuyarak öğrendikten sonra size teşekkür etmek istiyorum. Bu teşekkürümü de Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kampüsü' nde bulunan anıt mezarınızı ziyaret ederek yapmak istiyorum. Eğer bana oraya gidebilme imkânı sunulursa çok mutlu olacağım.
Yaptığınız her şey için herkes adına teşekkürler İzzet Baba.
***
Hiç kimse hiç kimsenin yüzüne bakamıyordu,
Çünkü
Salonda bulunan herkes hıçkırarak ağlıyor kimi mendil ile göz yaşlarını apaçık, kimileri de çaktırmadan bir el hareketi ile göz yaşlarını siliyordu.
Valimiz Aydın Baruş çağrıldı sahneye ödülü vermeye
Önümüzden geçerken yüzüne baktım, gözleri nemliydi, dudakları ise titriyor bizler gibi o da müthiş bir duygu seli yaşıyordu.
Hani bazen en derinlerden gelen, yüreğinden kopan parçaları; gözyaşlarını kimse görsün istemez ya
Hani bazen haykırmak isteyip de yapamadığını saklar ya,
Hani her şeyi içinde yaşar ya insan,
Aynen böyleydi Sayın Aydın Baruş
Bizler gibi hıçkıra hıçkıra ağlayamadı, gözyaşlarını sel olup akıtamadı; içine attı.
Keşke ağlasaydı…
Çünkü
Sayın Baruş farkında değil ama oldukça fazla etkilenmiş ve tansiyonu da çıkmıştı, sendeliyordu, yüzü de kıpkırmızıydı.
***
Sevgi'nin
Belden aşağısı tutmasa da bakıyor ve bakarken de görüyor, konuşuyor, ellerini hareket ettiriyor ve gördüklerini yazıyor.
Engelli olmasına rağmen sevgisini gösterebiliyor, bir mektupla bile olsa İzzet Baysal'a şükranlarını ifade edebiliyor.
Ya diğer engelliler?
Yani
İZZET BAYSAL'ı Sevgi Törenci gözü ile göremeyenler, duyamayanlar, yürüyemeyenler, konuşamayanlar, anlayamayanlar,
O'nun yaptırdığı hastaneler de şifa bulanlar, okullarında okuyanlar, görev yapanlar,
Öğrencilere ev kiralayanlar, Kafelerde, lokantalarda, toplu taşıma araçlarında öğrenci üzerinden kazanç sağlayanlar,
ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİNDE okuyan 30 bin öğrencinin bu şehre ekonomik katkısını unutanlar.
Cuma günü Diyanet vakfı hutbesinin arkasına İzzet Baysal Vakfını iki cümle ile katamayanlar…
Ne diyelim
Amentü billahi demişiz ya; bu özürlülerde Allahtan…