Kesintisiz Destinasyon
Bolu'muz Başbakan tarafından Kültür ve Turizm şehri ilan edilmişti.
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker bey Turizm konusunda basına açıklama vermiş, açıklamasında stratejik hedefler, ekonomik dinamikler, kesintisiz destinasyon, somut şekilde ortaya koymak, yerel otoriteler gibi ha diyince anlayamadığımız akademik cümleler kullanmış.
Daha önceki açıklamalarından birinde ise mikro düzeyden makro değerlendirmeye gibi yine uzman görüşüne ihtiyaç duyan kelimeler kullanmıştı, oysa yerel basını takip eden sıradan vatandaş için daha sade, anlaşılır, rahat okunacak Türkçe kelimeler tercih edilmeli.
Özetle Türker bey, Turizm potansiyelimizin olduğunu, başbakanın verdiği avantajı kullanabilmemiz için şehrimizin ileri gelenleri, kanaat önderleri, yani kısa adı kent konseyi olan kişilerin ‘neler yapabiliriz' konusunda bir araya gelmesi gerektiğini, projeler üretilmesi gerektiğini, yöneticilerimizin ve siyasilerimizin beraber çalışıp aynı görüşle Ankara'ya baskı yaparak imtiyazlar alınması gerektiğini söyledi.
Hatta son yapılan Büyük Sanayi Projesi toplantısında aktif rol üstlenip sanayici esnafından yana olumlu konuşmalar yaparak projenin hayırlara vesile olması konusunda sorumluluk üstleneceğini gösterdi.
Daha önce yazmıştım, kent konseyimiz protokol ziyaretleri ile basında yer alan görünümden çıkmalı, şehrimiz için bir şeyler yaptığı haberleri ile gündeme gelmelidir. Hızla kabuğunu kırmaya çalışan Bolumuzun önünü açacak projelerde etkin ve de aktif rol almaları gerekmektedir.
Çünkü neydi kent konseyinin görevi? Kentin gelişmesi, kalkınması, vatandaşın hak hukukunun gözetilmesi konusunda çalışmalar yapılması.
Türker beyin görüşlerine katılıyoruz, sokaktaki vatandaş olarak bizde aynı düşünceleri paylaşıp söylüyoruz fakat icraat makamında olan sizlersiniz dillendirdiklerinizi faaliyete geçirmenizi bekliyoruz.
Yapılacak olan Büyük Sanayi'den aldığınız 6 dükkanın akıbeti belirsizlik ortamında sizi endişelendirdiği gibi, turizm kenti ilan edilen Bolumuzda sizin gibi kanaat önderlerimizin projeler hazırlayıp icraata dönüştürmemesi de bizi endişelendiriyor.