Aşk ve Şevk ile bir dahi…
"Ben bir Seyyid'im.
Yani bu demektir ki Türk değilim.
Ama yeryüzünde bütün Türkler silinse üç Türk kalsa, biri ben olurdum.
İki Türk kalsa, gene biri ben olurdum.
Son Türk kalsa da, o gene ben olurdum. Çünkü Türk'ler olmasa bugünkü manada İslamiyet olmazdı."
İşte Mustafa Kemal Atatürk'ün söylemiş olduğu ‘Ne Mutlu Türk'üm Diyene! Sözünün, son asırda yetişen zahir ve batın ilimlerinde kamil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir, büyük alim ve ruh bilgilerinin mütehassısı,
Veli Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri tarafından açılımı…
Kıyamet gününe kadar sürecek olan İslam'ın, bayraktarlığını yapan,
İslamiyet'in Hicazda azınlık olarak kalmaması için Hristiyan ordularına karşı kalkan olan,
Üç kıtaya Türk ve İslam mührünü vuran TÜRKLER'in,
İslam'ın Sancağını ve Üç Hilal'i bayrağı ta Viyana önlerine kadar taşımaları inanın tesadüf değildir.
Bu durum, hususen tesadüfe verilme ihtimali olmayan ve arkasında İLAHİ bir kasıt ve İRADENİN varlığı hissedilen iki şeyin birbirine uygun ve denk gelmedir.
Buna da İslam'da tesadüf değil, TEVAFUK denir.
O zaman Türk olduğunu söylemekten korkanların,
‘Ne Mutlu Türk'üm Diyene!' Sözünü dağlardan taşlardan kaldıranların,
Kavim Milliyetçiliğine karşı çıkarlarken, Ümmet Milliyetçiliği yapanların,
Ümmet'in selameti için öncelikle Güçlü bir Millet olmasının gerektiğinin şuurunda olamayanların,
Millet olamayan Müslümanların ise Orta doğuda emperyalist güçler tarafından parça parça yapıldığının farkına varamayanların,
Günahlarının affı ve gafletten dönmeleri için
Aşk ile
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletinin farkında olanların sağlık ve afiyetleri için
Şevk ile bir dahi,
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
Tek devlet, tek millet, tek bayrak!' düşüncesi etrafında birleşerek, bizleri parçalamak isteyenlere fırsat vermemek için,
Güçlü bir devlet için,
Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin yukarıdaki sözlerinin anlamını ruhumuzda hissederek,
Aşk ve şevk ile bir dahi,
‘NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
3 Mayıs Türkçülük Bayramı kutlu olsun.