Bir türlü bitmeyen alt yapı çalışmalarının şehirde yaşam kalitesini düşürmesi iyice rahatsızlık vermeye başladı.

Kiminle konuşsak aynı şikâyet, verilen rahatsızlık ve harcanan paralar vatandaşı isyan ettirme noktasında.

Her sene bu sene son” denilerek yeni yapılmış yollar ve kaldırımlar tekrar bozuluyor.

Hz. Ömer'in Hz. Ali ye söylediği gibi

"Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu,
Gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu!"

Haklı olarak eleştirinin hedefinde belediye başkanı var.

Fakat;

Tek başına Alaaddin Yılmaz'dan ibaret değil belediye…

Birimleri, müdürleri, partisi, encümeni, meclisi… Onların yaptıkları/yapmadıkları söyledikleri/söylemedikleri de var.

Mahallemizi temsil etsin diye seçtiğimiz muhtarlar dile getirip söylemesi gerekirken 12. Muhtarlar toplantısında Alaaddin yılmaz Sizlerden istirham ediyorum; gözünüz yapılan tüm işlerde olsun. Eksiklik, noksanlık varsa mutlaka bizimle paylaşın” diyerek denetim mekanizmasında olup uyarı yapmalarını istiyor.

Hatta kendi belediyesinin yapılan işlerini takip etmek için özel denetleme kurumlarından destek almaya kadar işi götürüyor.

Başkanın her yapılanı tek başına kontrolü mümkün değil,

Her gün ayrı bir programda, ama parti kongresinde ama mezun olan Afrikalı öğrencilerle ama tenis turnuvası ödül töreninde ama iğne oyası sergisinde ama resim sergisi açılışında ama Boluspor sorunlarında…

Hiçbiri planlanamayan şehir için bahane değil,

Vergisini/alt yapı katılımını ödediğimiz sistemde vatandaşın en iyisini talep etme hakkı vardır.

Hedefe sadece Başkanı koymadan hakaret etmeden yapıcı/tamamlayıcı şikâyetlerle belediyenin daha iyi hizmet vermesine katkıda bulunulmalı.

Gazeteci ve köşe yazarlarını sıkıştırıp yazsanıza korkuyor musunuz” dediğiniz gibi, bireyselde şikâyetinizi belediyeye yapın… Sonuç alamadınız mı? Bimeri var, Cimeri var. Sonuçta bunlar demokratik haklarımız.