Hollanda'da 1800 yıllarında sokak köpekleri ile doluydu. Bunu ünlü ressamların yaptıkları tablolardan öğreniyoruz. O yıllarda yük arabalarını köpekler çekiyordu, bu iş 1962 yıllarına kadar devam etti. Köpekleri bekçilik işlerinde de kullanıyorlardı. Köpekler işe yaramaz hale geldiklerinde sokağa bırakıyorlardı. Sokak köpekleri çoğaldıkça kuduz hastalığı ciddi bir problem olmaya başladı. Bundan dolayı da başıboş hayvanları öldürmek sıradan bir olay oldu. Bu durum insanların vicdanlarını yaraladığı için hayvanları koruma derneği kuruldu. İlk hayvan kuruluşu 1864 de işe koyuldu. 1877'de ilk köpek barınağı açılmış oldu. 1886 da hayvanları koruma kurallara bağlandı. Hayvanları kötüye kullananlara cezalar verilmeye başlandı.
1962 yılında kapsamlı bir şekilde hayvanları koruma kanunu çıkarıldı. Bu kanunlar zamana ve olaylara göre devamlı hayvanların yaşam ve kalitesini insan haklarıyla eşit hale getirdi. Hayvanlar hissedebilen varlıklardır, düşüncesinden yola çıkıldı. Hollanda'da hayvanlara sağlanan bu refah Avrupa birliği ülkelerinde bile gerçekleştirilmiş değil. Hayvanlar tamamen kayıt altına alındı. Çoğalmayı önlemek için hayvanlar kısırlaştırılıyor. Her şehirde hayvan ambulansları var. Köpek besleyenler belediyeye vergi vermek zorundalar. Hayvan besleyenlerin yerlerinin müsait olması gereklidir. Hayvana sahip olanlar hayvan bakımı için yeterli eğitim kurslarından geçirilmekte. Köpeğe sahip olanlar köpeği dolaştırırken çevreye zarar vermeyecek şekilde kurallara uyarlar. Köpek pisliklerini naylon eldivenlerle bir torbaya yerleştirip, köpek pisliği için parklarda yerleştirilmiş özel çöplere atarlar. Hayvan satan dükkanlara çok katı kurallar getirdiler. Bu kuralları yerine getirmeyenler hayvanların satıldığı yerleri açamazlar. Hayvanların satıldığı (petshopların) dükkanlarda akvaryumlar, kafeslerin içinde çeşitli kuşlar, konuşan papağan, köpek yavruları, tavşanlar, fareler ve daha birçok hayvanlar satılmak için bulunmaktadır. İnsanlar kendilerini ve çocuklarını gezdirirken ne kadar düzenli ve temiz olduklarını görürler ve hayvanlara karşı sevgi güdülerini giderirler, isteyenler istediği hayvanı satın alabilirler. Hayvanlara işkence ve eziyet yapanlara büyük para cezaları( 16000 avroya kadar) verilir. Üç yıla kadar hapis cezası vardır. Hayvanlara sahip olanlar düzenli aşılarını ve bakımlarını veteriner kliniklerinde yaptırırlar. Bunun yanında hayvanlarla ilgili yiyecekler, mamalar, ilaçlar ve hayvanlarla ilgili eşya ve aksesuarlar dükkanlarda satılarak ekonomik bir sahaya kavuşmuştur.
Hollanda'da insanların hayvanlara bilinçli yaklaşımı, hayvanların evin içinde tuvaletleri ve tuvalet terbiyeleri çok ileri bir seviyededir. Köpeklerin kırmızı ışıkta durup beklemeleri bile insanı hayran ediyor. Buna rağmen Hollanda hükümetinin bağımsız danışma organı olan Hayvan İşleri Konseyi (RDA), sınırsız sevgi ve aşırı şımartılmanın, hayvanların refahını olumsuz etkilerken, köpeklerin yerinin yatak olmadığını bildirdi. Hollanda'da hayvanlarla ilgili çok vakıf ve dernekler var. Hayvanlar için siyasi partileri bile var. Her seçimde bir veya iki millet vekili meclise sokarlar. Dünyada sokak hayvanı olmayan tek ülke Hollanda'dır.
Türkiye bakımından konuyu ele alacak olursak, ilk adım Avrupa birliği uyum sürecinde hayvanların korunmasına dair, hayvan hakları kanununu 2004 yılında kabul etmiştir. Türkiye'de hayvan hakları 5199 sayılı kanunla düzenleniyor. Bu kanuna göre tüm hayvanlar eşit ve kanun hükümleri çerçevesinde yaşam haklarına sahip, yalnız hissedebilen varlıklar olduğuna dair bir ibare yok. Türk hukuk ceza sistemi suç ve kabahatler olarak ikiye ayrılır. Hayvanları koruma kabahatler ceza hukukuna sahiptir. Kabahatlerin yaptırımları hafif ve çok düşüktür. Hayvanlara işkence yapanlar ve kurallara uymayanlar, para cezalarıyla kurtulmaktadır. Hapis cezası yoktur. Hayvanlara yapılan kötü muamele ve cezaların etkisiz kalması nedeniyle toplum vicdanının yaralandığı gerçektir. 5199 sayılı kanuna göre hayvana sahip olmak isteyenler yaygın eğitim programlarına katılmak zorunluluğu getirilmiş, eğitime katılmadan hayvan sahiplenenlere para cezası vardır. Kanunda ayrıca ev ve süs hayvanlarından kedi köpek sahibi kişilerin, en geç otuz gün içinde belediyeye kayıt yaptırmakla yükümlü oldukları ifade edilmiştir. Hayvanı kaybolan veya vefat eden kişilerin de belediyeye 7 gün içinde haber vermesi gerektiği de belirtilmiş.
Kerim kitabımız Enam Suresi, 38. Ayette Hayvanlar da bizler gibi topluluk olarak görülmektedir. Allah tarafından Müminler durduk yerde hayvanlara eziyet edemez. Rum suresi 41. Ayette de hayvanlara eziyet etmek doğayı tahrip eder ve bu yüzden yasaktır. Kerim kitabımızda hayvanlarla ilgili bir çok ayet vardır.
Buna rağmen köpeklere işkence günlük haberlerde konu oluyor, Çorluda aracının arkasına köpeği bağlayıp tam gaz anayolda yola devam etti. Bir başkası köpeğin ağzını bantlayıp, ayaklarını bağlayarak bıraktı. Olaylar insanların vicdanlarını sızlatıyor. Bu tür olaylara ağır yaptırımlar ve hapis cezaları getirmeli. Yasa uygulanmayınca, herkes kendine göre hayvana sahip oluyor. Sahip olunan hayvanlar kayıt altına alınıp kısırlaştırılmıyor. Sahipleri tarafından sokağa bırakılan hayvanlar çoğaldıkça çoğalıyor. Kediler ve köpekler sokaklarda, kırlarda, köylerde sürüler halinde gezerek tehlikeli oluyorlar. İnsanlara saldırıyorlar, köylülerin ineklerine bile saldırdıkları oluyor. Bu hayvanları sokaklardan toplayamadığımız sürece problemler, işkenceler tecavüzler devam edip gidecek. İşkenceyi insanların acımasız, kimsesiz bıraktığı hayvanlar yapmağa başlayacaklar. Bunun örneği Bolu'da oldu.
Bolu'da kedilerin ayaklarının koparılması ve öldürülmesi Türkiye'nin gündemine oturdu. Günlerce bu olayın kimler tarafından yapıldığını vatandaşlar merakla beklediler. Özellikle sadece bacaklarının koparılması sapık birinin yaptığı izlenimini verdi. İncelemeler sonucunda köpekler tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Köpeklere hapis ve ceza veremeyeceğimize göre bunun sorumlusu kimdir? Bu da bizim ayıbımız değil mi? Sonuçlarla uğraşıp acısını hep beraber çekiyoruz
Kaynak:1-Kraliçe Sophia hayvanları koruma derneği.(2012 Koningin Sophia Vereeniging tot besherming van dieren)
2- Hollanda Tarım Doğa ve Gıda Kalitesi Bakanlığı. (Ministerie van Landbouw Natuur en Voedselkwaliteit).
3- Hayvan İşleri Konseyi(RDA).
4-5199 sayılı kanunun.
5- Hayvan Hakları Federasyonu.
16 kasım2019
Şükrü Karataş