Boluspor, Balıkesir Baltok ile deplasmanda buluştuğu saatlerde,

Kırk bir yıl sonra;

İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü'nün 1977 mezunları olarak! İstanbul'da tekrar buluştuk.

Dile kolay;

Tam tamına kırk bir yıl.

1977 de nasıl ayrılmışsak, 2018 yılının 20 Ekimi de öyle oldu.

O günden bu yana;

Hiçbir şey değişmemiş, araya hiçbir şey girmemiş, dostluk ve arkadaşlık baki kalmıştı.

Sıcak kucaklaşmalar,

Hasret gidermeler,

Kahkahalar,

O günden kalma espriler,

Lakaplar,

Gırla gitti.

Vay be'ler.

Olduk.

Muhabbet ötesi cümleler kurduk.

Çay, kahve, muhabbet derken sohbetin en koyu hallerinde;

Boluspor, Balıkesir Baltok karşılaşması başlamaz mı.!

Cep telefonumdan Beın Connect uygulamasından, fırsat buldukça maçı izlemeye başladığımda; çevremde bir Boluspor taraftar kitlesinin oluştuğuna şahit olmaktan büyük keyif aldığımı buraya yazmalıyım.

Boluspor karşılaşmasının sonucunu merak eden az/maz değildik.

Boluspor'un şampiyonluğunu,

Sadece ben değil,

Bolu değil,

Her biri farklı illerden, yurt dışından gelen arkadaşlarımın da arzuladığını görmek doğrusu gururumu okşadı.

Şu kadarını söylemek isterim ki;

Şehir takımı olarak arkadaşlarımın ekseriyeti Boluspor taraftarı olmuşlar.

Bahadır Alphan tam bir Boluspor hayranı ve Almanya'dan Boluspor'u ciddi şekilde takip eden, fikir üreten, futbolcu öneren bir spor adamı.

Pendik'de ikamet eden, Beden Eğitimi Öğretmeni Boşnak Sedat Karabaş ise Boluspor'u birinci ligden bu yana takip eden bir arkadaşım.

Erol Sokullu'nun o yıllardaki Boluspor ve Pendikspor'daki futbol hayatı dahil olmak üzere, Boluspor'u hala daha yakından takip ediyor.

Müjdat Kandemir Abimizle o akşam birlikte yan yanaydık. Karşılaşmayı birlikte izledik. Onun da kıymetli anıları var futbola dair.

O da okul futbol takımında oynayan ve futbolu bilen ve Boluspor'u sevenlerden.

Kıymetli Kurtul Kantar ve sevgili eşi Zuhal Hanım'da Boluspor'u Amerika'dan izleyen, takip eden kadim dostlardan.

Denizli şehrinde spor yazarlığı yapan, geçmişte Hürriyet gazetesine de yazan gece bölümünden arkadaşımız Muzaffer Kartal ile de spordan, yazarlıktan bahsetmemek olmazdı.

Muzaffer Kartal'da Boluspor'u şanslı gören spor yazarlarından.

Şenol Demirci, spor muhabbetinden daha çok tarzı olan hobilerine odaklandığından o gece bol bol şarkı söyledi ve dans ederek gecenin renkli siması, farklı bir enerjisi oldu.

Bolu Kız Öğretmen Okulu Mezunu ve İAEE Beden Eğitimi Bölümü Mezunu Sevgili Mualla Güdü'yü saygıyla anmamıza vesile olan,

Kederi ve sevinci içinde en güzel yaşayan, tasayı ve kıvancı paylaşmasını bilen sevgili Emine Kırımlıoğlu'nu.

Gecenin şovunu ve en güzel dansını bizlerle paylaşan, eşi benzeri az bulunur arkadaşım, dünyalar tatlısı, Hanımefendisi sevgili Meral Aksoy'u,

Her zaman güler yüzü, torunlarına adanmış hayatı ve anneliğe kattığı mana ile Anadolu kadını efsanesini üzerinde taşıyan kalbi güzel kadın sevgili Ümmügül Altıparmak'ı,

Okul yıllarından aklımızda ne kalmışsa, o şekilde kalan, yıllara nazire sevgili Sema Yıldırım'ı,

Her zaman sevecen, içten, içi dışı bir sevgili Safiye Kabal'ı,

Gecenin en çok eğleneni, ülke özlemi çekeni, ABD'de kaldığı eyalette Türkiye'mizi çeşitli etkinliklerinde tanıtan ve bu çalışmalarda aktif yer alan sevgili Meral Bıçak'çıyı,

Gemlik yaz kampında denizde çektirdiğimiz üçlü fotoğraftan bir eksildik dediğim, sevgi ve saygı ile her zaman yad edeceğim sevgili Ayla Özdilek Vardar'ı.

Okulda en fazla futbol topunu sektiren olarak hafızamda kalan Eva'yı anmadan, isimlerini zikretmeden olmazdı.

Ve Fakat;

İzci'miz Vasfi Bodur'u, federasyon temsilcimiz Memiş Haskaraman'ı, adaşım Mustafa Aras'ı, tabiat aşığı Yavuz Gürol'u, her daim dostumuz Mehmet Manap'ı, sevgili hemşerim Aytekin Erhan'ı, sevgili büyüğüm Cemal Büyükuslu'yu, balık üstadı Mesut Kaner'i, kategorisinde Türkiye vucut güzeli sevgili Sedat Çamdelen'i, dostum Süleyman Korkmazer'i, Galatasaray su topu takımı ve tesisler Müdürü Sevgili Oğuz Baktıroğlu'nu, gece bölümünden Ali ve Şeyhmuz arkadaşımızı, sevgili Levent Göksel'i, değerli Cem ve eşini,

O akşam buluşmaya gelemeyen bölümümüzün ağır ablası Asuman Tozkoparan'ı, uzun boylu ve cüsseli Gürcan Babayı, varyete Hakkı Ünal'ı, İlhan Rodop'u arkadaşımı, sevgili Turhan arkadaşımı, survivor kahramanı Oğuzhan Eroğlu'nu sevgi, selam ve muhabbetle anıyor,

Bu yazı vasıtasıyla; ismini hatırlayamadığım, hafızama yazamadığım arkadaşlarıma sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum.

Boluspor kazandığı için o gece ben dahil çok mutlu olduk.

Cep telefonundan izleyerek; üstelik kırk bir yıl sonra buluşma ile karışık izlenen maçın ardından spor yazısı yazmak da olmaz.

Olsa olsa buluşmanın yazısı olur.

Ben de onu yapmaya, Boluspor ile olan bağlantıyı kurmaya çalışıyorum.

Giresunspor karşılaşmasında oyunu beğenmediğimi,

Boluspor'un gol kaçırmasına rağmen iyi oynamadığını yazmıştım.

Balıkesir Baltok karşılaşmasından sonra Teknik Direktör Sait Karafırtınalar da dahil hiç kimse Boluspor'un iyi oynadığından bahsetmiyor.

Guido Koçer yine son dakikalarda kilidi açan isim olarak öne çıkan oluyor.

Guido'yu hafta içinde antrenmandan daha çok; bebek bakarken görmüş olmama, çocuğuyla ilgilendiğine şahit olmama rağmen,

Sonuca etki etmiş olmasını alkışa değer buldum.

Her zaman dediğim gibi kazanan haklıdır.

Yenilmezlik unvanlı stoperler Ümit ve Diarra yok.

Çiçeği burnunda Dimov ve Berkay var.

Bir hafta evvel bek Uğur, altı numaradaki İshak yok.

Yerlerinde Hayrullah ve Burak var.

Önceki santrofor ikiz babası Özgür Can Özcan yok,

Yeni santrafor Etoundi var.

Kısaca özetlemek gerekirse;

Giresun karşılaşması,

Milli maç arası,

Balıkesir Baltok karşılaşmaları bir var, bir yok'larla geçti.

Göze görünmeyen bir oyunla Boluspor galip geliyor,

Haftalardır ortalarda görükmeyen Guido Koçer golle buluşuyorsa!

Vardır bir sebebi diyoruz.

İAEE 1977 mezunu arkadaşlarımın 41. Yıl buluşmamızda gönderdikleri;

Boluspor'a maşallah ve başarı temennileri bu marifetle paylaşıyorum.