GÖLCÜK
Hey hey!
“Hey dağlar, hey dağlar; Bolu'nun dağları hey!”
Diyor ya; Orhan Veli ‘Yol Türküleri' şiirinde.
İşte o Cennet kapılarının birinden girmektesin
Bir soluklan hele, kesilmesin nefesin.
İsmi kendisinden büyük Gölcük'tesin.
Büyük değil; küçük…
Adı üstünde be muhterem
Dedik ya; Gölcük…
Ağaçların arasından gelen o tatlı esinti
Ardından
Cırcır böcekleriyle, kurbağaların sesi.
En güzel orkestradan, daha güzel ve ahenkli,
Bu da sana Tabiat Ana'nın
“Hoş geldin” demesinin bir başka şekli.
Gölün rengi, ağaçların yeşili ile süslenmiş
Güzel Rabbim sanki buraya bir başka özenmiş.
Çevresinde yemyeşil ağaçlar
Aha çam, aha Küner aha göknar.
Şu gördüğün kayın, gelirken gördüklerin ise meşe,
Gövdesine aşk ile sarılmış, orman sarmaşığında neşe.
Şu böğürtlen, şu yaban elması şu alıç,
Az ötesindekiler ise
Her derde deva; kuşburnu ile kızılcık.
Yol kenarındakiler
Aşk merdiveninin emmioğlu; eğrelti…
Dikkatlice bak; gördün mü? O dağ çileği,
“Bu güzel koku ne?” diye sorarsan,
O da kekiğin mis kokulu nefesi.
Bu duyduğun sesler de,
Saksağanın ve sakanın uyumsuz düeti,
Ormanın karanlığından gelen çığlık gibi ses de
Gecelerin efendisi; kukumav kuşunun sesi.
Sarı, beyaz papatya da var;
Âşıklar birbirlerinin gözlerinin içine bakar; fal tutar.
Göl de nilüferlerin üzerinde kurbağalar serenat,
Kıyısında sıklamenler, orman gülleri, Noel Gülleri
Ağaçların dallarında ise sincaplar vals yapar.
Çok geç saatlere kalırsan eğer,
Gocaoğlanlar ‘git' diyerek gözlerine bakar.
…Bu dağlardan geçmedinse
Bu sulardan içmedinse,
Yaşadım deme be ahbap!” demiş ya
Orhan Veli;
O zaman ağacın böğründen akan
Dişlere keman çaldıran, şifalı Kökez'den
‘Bismillah' diyerek, yudum yudum içmeli.
Bu cenneti bizlere sunan Cenab-ı Hakk'a dua,
Gölcük'ü koruyanlara da teşekkür etmeli.
Eeee Kardeş!
Gezdik, gördük, yedik, içtik,
Epeyce de geç oldu vakit.
Dur hele, acele etme! Gördün ya Cennet'i,
Peki, şimdi nasıl inandıracaksın milleti.
O zaman gel iskeleye;
Köşk'e göre kendini ayarla
Yap bir selfie
Sevdiklerine yolla.
A be Muhterem!
Aha geldin aha gidiyorsun,
Derler ya; yediğin de içtiğin de senin olsun.
Ama
Gelmeyi düşünüyorsan bir daha; yüzün olsun.
Kırıp dökmedi isen, yakıp yıkmadı isen,
Temiz bırakıp da gidenlerden isen,
Hadi yolun açık olsun; git salimen…
17.05.2014
Muharrem Demirel