Saat 08.00 oldu mu.?

Ya da 07.30 gibi…

Belki de sabahın daha 06.00 sı işte.!!

Resmi dairelerin, okulların kapısını hizmetliler açardı.!

Daha çok karı/koca eşler tercih edilir, performansları göz kamaştırırdı.

Okulun merdivenlerini de, tuvaletlerini de onlar temizler,

Sobaları onlar yakar,

Okulun zilini dahi onlar çalardı.

Dahi değillerdi ama yüksünmeden çalışandılar.

Bilirim..! O günleri yaşayanlar da.!

Her sınıfta,

Her müdür ve öğretmenler odasında soba olurdu.

Bir de kendi odaları vardı ki;

Her sabah sobaların yakılması bu karı/koca müstahdemlere bakar, Öğrencilerin üşüyen elleri de, ısınan bedenleri de onlardan sorulurdu.

Ne günlerdi.!

O müstahdemler okulların her şeyi idi.

Tanımlanmamış;

Rehberlik ve/veya psikolojik danışmanlık bir başka görev alanları gibiydi.! .. sanki.?

Okulda yatar,

Okuldan kalkarlardı.

Öğretmenler emekli olur, gider..

Öğretmenler ölür, göçer..!

Onlar çalışırlardı.

Okulu açar,

Çıra dider,

Odun keser,

Su taşır,

Çay getirir,

Evrak götürürler,

Gık'ları çıkmazdı.!!

Hiç okulu astıkları olmazdı.

Çalışkandılar.

Okulun vasisi,

Öğrencinin velisi,

Mahallenin akıl dolu, delisi idiler.

Gerisini siz düşünün.!!

İlerisini ben yazacağım..!

Sabahın 06.00 sını,

Gecenin kör karanlığını sorun etmezlerdi.

Söz bilip,

Söz dinlerlerdi.

Öğretmenlerde bir alemdi.! O vakitler…!!

Öğrenciden önce gelmeye özenen öğretmenleri de..!

Müstahdemi ile soba yakan, süpürge ile sınıf süpüren müdürü de gördü bu gözler.

Son bir hafta da içinde, iki yeni müdürü…!!

Gözümle gördüm,

Bedenimle izledim,

Dilimle tanıştım,

Daramla tarttım,

Beynimle muhasebeleştim,

Tecrübemle sınadım.

Tebessümle ayrıldım yanlarından..?

Benden yaşları küçük..!

Beni affetsinler..?

Aferin onlara..!

Memleketten,

İnsandan,

Hizmetten,

Vicdandan yana,

Bir de bana/sana yakın yaşanmışlık hikayeleri varsa.!

Demeyin gitsin.

Değmesin yağlı boya.!

Bu iki müdür.!

Kendi ifadeleri….

Sabah saat 08.00 – 08.30 aralığında makamlarındalar.

Personellerine hem örnek olacaklarını, hem de bu konuda hassas olduklarını net ifade ettiler.

Bunu neden yapıyorlar,

Neden ihtiyaç duydular derseniz.!

Ben hiçbir şey bilmiyorum.

Bu yazıyı da boşuna yazıyor olurum.

Ve Fakat..

İki önemli kurumun,

Bu iki müdürünün sabahın leyli vakti (kimilerine göre) kurumlarına,

Millet adına,

Devlet adına,

Vatandaş adına,

Hizmet adına,

Sabahın erken saatlerinde gelmiş olmalarına neden, dikkatlerimizden kaçmışsa..!

Epey bir şeyler kaçırmışız demektir.

Bir ülkede sadece sistemin değil,

İnsan faktörünün ne kadar önemli olduğunu hatırlamamıza vesile olan bu iki değerli müdürümüzden Allah razı olsun.

Kim bunlar.!

Sorularına muhatap olacağımı biliyorum.!

Ancak;

Buradan isim vermeyeceğim.

Sadece facebook sayfamdan, sorunun cevabını bulabileceğinizin ipucunu vermekle yetineceğim.

Ancak;

Şu iki nadide ismi hemen paylaşabilirim.

Kevser Dayı ve Nazuk Teyze..

Okuduğum okulun karı/koca iki emektar müstahdemi idiler.

Allah mekanlarını Cennet eylesin.

Bizlere çok emekleri geçti.

Kevser dayının o nasırlı elleriyle parladığı odunlarla az ısınmadık.

Nazuk teyzenin o nurlu ellerinden az süt içmedik.

Müstahdem idiler amma.!

Müstesna insandılar..!

Bolu her manada müstesna bir şehir olacaksa,

Bu şehrin her anlamda müstahdemi olmalıyız..! yaren.!