Elma al olan da gel…

Ankara'da tedavi görüyordu ve durumu nazikti, mikrop kapabilirdi.

Yanına gitmek istiyor, gidemiyordum.

Ama

Telefon ilegörüşüyordum.

Ya da zaman zaman eşi Yüksel Hanım ve bacanağı İbrahim Durukan'dan haber alıyordum.

Yine aradım.

Yüksel Hanım dedi ki;'Seni soruyor, Muharrem Hocam ziyaretime gelecek' diyor.

‘Elma al olanda gel,

Ayva nar olanda gel,

Hasta düştüm gelmedin,

Bari can veren de gel…' türküsünü bilip dururken

Ve

Hocam daha sağ iken gitmemek mümkün mü?

***

Beni görünce öyle sevindi ki…

Uzun uzun konuştuk, dertleştik, ‘Nerden geldi bu illet hocam' dedi.

‘Kaplıca burnumda tütüyor hocam' dedi.

Dedi de dedi.

Dedi de dedi, pek çok şey söyledi.

***

Bizim tam delikanlılık çağlarımızdı, bıyıklarımızın yeni yeni terlemeye başladığı zamanlar.

Bir baktım bizim mahallemizin kızı Yüksel'in yanında, saçlarını ortadan ayırmışyakışıklı bir delikanlı var.

Bir ıssız da yanaştım yanına…

Ve

‘Hayırdır birader?' dedim ‘Mahallemizin kızının yanında ne işin var?'

Korktu.

Ürkek ürkek ‘Biz ciddiyiz'dedi.

Rasim Hocam ile böyle başladı, tanışıklığımız

***

Boluspor alt yapısında ona ne derlerdi biliyor musunuz?

Futbolunu Beşiktaşlı Paunoviç'e benzettikleri için ' Paunoviç Rasim'

Daha sonra ki yıllarda, Orüsspor'da beraberce top oynadık, o stoperdi, ben sağ bek…

Orüsspor'da hocalık' da yaptık.

Beden Eğitimi Öğretmenliği kurslarında 2 sene Sinop'taydık. Futbol Antrenörlük kursu için Kastamonu'da…

Hentbol, basketbol, atletizm kursları içinse bir orda bir burada…

Sonra

Uzun yıllar Milli Egemenlik okulunda…

Yetiştirmiş olduğu öğrencileri yıllar sonra çıktı karşısına, kimi öğretmendi, kimi mühendis, kimi öğretmendi, kimi ev hanımı…

Ama

Her biri insan gibi insandı.

***

Köşe yazarlığı da vardı, Türk Ocağı'nın çıkartmış olduğu ‘Üç Tepe' dergisinde beraberdik,

Bolunun Sesinde de yazdı,

Sayın Gökhan Aydın'ın çıkartmış olduğu, Bolu Postasında da…

Son zamanlar da ise

Köroğlu televizyonunda spor yorumcusu olarak çıktı karşımıza…

***

Ya Boluspor?

Çalıştı.

Alt yapı da pek çok sporcu yetiştirdi, öyle yetiştirirdi ki; yetiştirdikleri üst düzey futbolcu olamasalar bile, topluma yararlı birer insan olurlar; ruh hastası olmazlardı.

Çünkü

Hocam futbol bilgisinin yanında insani ve toplumsal bilgileri de verirdi,' Futbolcu olmanın garantisi yok, ama iyi bir insan iyi bir birey olabilirsiniz' derdi.

***

Gittin

Elmalar çiçeklenmiş, daha yeni meyveye durmuştu hocam,

Ne yaptın?

Al olmasını beklemedin

Tıpkı Yahya Kemal Beyatlı'nın ‘Sessiz Gemi' şiirinde; ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.'Dediği gibio meçhul gemiye binip gittin.

***

Hayat böyle;

O sessiz gemilere gün geldiğinde herkes binecek

Ve

Bu matemler hiç bitmeyecek.

Ama

Ders alabiliyorsak; geride kalanlar olarak aldığımız her nefes, sağlık ve de dostluklar, arkadaşlıklar daha çok kıymetlenecek.

***

Mahallemin kızı Yüksel Hanım, Sevgili kızı Çağla, damadı Süleyman Bey, baldızı Esra ve bacanağı İbrahim; hocamızı hayatta tutabilmek için çabalarınızı bizzat gördüm.

Allah sizden razı olsun.

Ayhan Ağabey, Melahat Teyze, Selma ve Gül Hanım, Senem, Aysel hanım, Hasan bey hepinize başsağlığı diliyorum.

Hocam mekânın cennet olsun inşallah…

15.04.2020

Muharrem Demirel