Genç delikanlı, Üniversite'yi bitirdiğinden bu yana 3 yıl geçmiş, bir türlü öğretmen olarak atanamamıştı. İyiden iyiyi bunalmıştı. Ayrıca grafikerdi.
Bolu'da iş bulamayınca, bir iş bulabilmek için başka bir şehre gitmeyi kafasına koymuştu.
Delikanlının babası:
-Nereye gideceksin oğul, oralarda gurbet ellerde nerede kalırsın, Allah ne verdiyse burada yer, birlikte yaşarız oğlum. Gitme, gitme kal bu şehirde! Çok tecrübesizsin daha, bitirirler seni bu acımasız gurbette. Gitme oğul gitme!
-Baba bırak da İstanbul'a gideyim, senden harçlık almak, boş boş durmak zoruma gidiyor. Bırakta kendi ayaklarım üzerinde kendim durabileyim!
-Şehirlerin şehri İstanbul'a gitmene annenin yüreği kaldıramaz. Seni çok sever bilirsin. Sensiz yapamaz. Annen nasıl dayanır yokluğuna canım oğlum.
-Alışalım baba. Biliyorum hepimize zor gelecek ama, mecburum!
Baba, Bolu'da bir ilkokulda tecrübeli bir sınıf öğretmeni, oğlu da Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim iş öğretmenliği bölümünü bitirmiş, daha atanamayan bir öğretmen adayı idi.
…
Oğullarının İstanbul'a iş bulabilmek için gitmek istediği kararıyla, evlerinin tadı tuzu kaçmıştı. Ne de olsa evin tek oğluydu.
Evin annesi oğlunun tüm çeyizlerini hazırlasa da, bu sıkıntılardan sonra hayal kuramıyor, gelinim” lafını edemiyor, torun özleminden bahsedemiyordu.
Oğlu, daha gurbete gitmeden oğlunun hasreti, yorgun yüreğini yakıyor, O'nun yanındayken bile O'nu özlüyor, bir türlü yaralanmış gönlünü Bolu' ya sığdıramıyordu.
Delikanlı kendince tüm hazırlıklarını yaptı. Terminale biletini almaya gitti.
***
İki saat sonra, resim iş öğretmeni adayı genç, annesinin yanına döndü.
Annesi iki gözü iki çeşme oğlunu karşısında görünce, daha çok ağlamaya başladı.
Oğlu :
-Anacığım hele bir ağlama bakalım. Babamın arkadaşı …….. Kırtasiyenin sahibi Kemal Abiyle terminalde karşılaştık. Hâl hatırdan sonra, iş için İstanbul'a gideceğimi öğrenince, kendi kırtasiye dükkânına eleman aradığını, yanında çalışmamı teklif etti. Birlikte oturduk, konuştuk. En sonunda Kemal Abiyle anlaştık. Hem Bolu'da işte çalışır, buralarda sınavlara hazırlanır, hem de sizden de ayrı kalmamış olurum, dedi.
Ana oğul, bütün güçleriyle birbirlerine sarıldılar. Annenin iki gözü iki çeşmeydi.
Dünyalar, annenin olmuştu. Hemen cep telefonuna sarıldı. Öğretmen kocasını aradı:
-Bey, oğlumuz İstanbul'a gitmekten vazgeçti, şu senin kırtasiyeci arkadaşın Kemal Bey var ya, Onunla terminalde karşılaşmışlar. O'da, oğlumuza kırtasiye dükkânında tezgâhtar olarak çalışmasını istemiş. Ayrıca boş vakitlerinde de dükkânda KPSS ye çalışırsın demiş. Oğlumuzda, İstanbul'a gitmekten vazgeçmiş. Şimdi eve döndü, Allahütealâ kırtasiyeci Kemal Beyden razı olsun, dedi.
Sınıf öğretmeni baba :
-Ooo, çok iyi haber bu! Çok sevindim, Allaha hamdolsun, esas senin gözün aydın hanım, bak duaların kabul oldu.
Sınıf öğretmeni baba, hanımın adına çok sevinmişti.
***
Delikanlı aylık olarak asgari ücret alacak, sabah dükkânı erkenden açacak ve akşam saat 18.00'e kadar kırtasiye dükkânında duracaktı. Hafta tatilini ise sadece pazar günü kullanabilecekti.
***
Üçüncü ayında, delikanlı işine aksatmadan gidiyor, derslerine de çalışıyordu. Aldığı maaşıyla da kendine bir iphone telefon almıştı.
***
İki eski arkadaş olan sınıf öğretmeni baba ile Kırtasiyeci Kemal Bey, her zaman buluştukları o sabahçı kahvehanesinde gene bir araya geldiler.
Çaylar söylenmiş, sohbete çoktan geçilmişti.
Sınıf Öğretmeni baba, Kırtasiyeci Kemal Beyin eline dördüncü keredir gene 1400 Türk Lirası uzattı ve tutuşturdu. Kırtasiyeci Kemal beye hürmetle bakarak:
-Her şey için çok teşekkür ederim, iyi ki varsın çocukluk, sırdaş canım arkadaşım dedi
Kırtasiyeci Kemal :
-Şeyyyy, nasıl desem bilmem ki, biliyorsun işler son iki yıldır iyiden iyiye kesat. Emin ol vergilerimi bile zar zor ödeyebiliyor, borç harç içinde yaşıyorum. İşler belki düzelir diye bekliyorum. Durumumu en iyi sen biliyorsun. Bu zor durumu bir atlatabilsek, dedi.
Birbirlerinin sırdaşı olan iki arkadaştan, sınıf öğretmeni :
-Sağol Kemal Bey, sayende hanımım çok mutlu. Oğlumda huzurlu. Oğlumun aldığı 1400 Türk Lirası maaşı, benim sana verip, senin de oğluma verdiğini, oğlum asla bilmesin.
Oğlum, yeter ki yanımızdan gurbet ellere gitmesin, diyebildi öğretmen baba.
Kırtasiyeci Kemal Bey, çocukluk arkadaşı için her fedakârlığı seve seve yapardı. Çocukluk arkadaşının oğlu, aynı zamanda kendi çocuğu sayılırdı.
Kırtasiyeci Kemal Bey, emanet 1400 Türk Lirayı, suçlu gibi alıp, ceketinin iç cebine, itina ile yerleştirdi.
***
Bu gün O öğretmen adayı delikanlı ,Şırnak İlin resim iş öğretmeni olarak atanmış olup, görevini büyük bir heyecanla yerine getiriyor.
( Bu hikaye gerçektir. Şahıs isimleri değiştirilmiştir - Hikayelerimdem 2015)
***
BOLUDA EĞİTİM FAALİYETLERİ
Bolu Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçeleri ile birlikte büyük bir hizmeti sırtlamış olup, şu ana kadar özveri ile çalışmalarını sürdürüyor. Başarılı Bolu Valimiz Sayın Aydın Baruş beyin, eğitime verdiği üstün değeri, herkes bizzat yaşayarak bilmektedir.
Bolu İli olarak eğitimde ve tesisleşmede büyük atılımlar gerçekleştirildi. Ülke genelinde Bolu hak ettiği yere almaktadır.
Başarılı ve işinde uzman olan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Yusuf Cengiz'in şahsında Boludaki bütün eğitim yöneticilerine, elleri öpülesi öğretmenlerimize üstün başarı dileklerimizi sunarız.
İlimizdeki eğitim sev+iyesi ile ve tesisleşme adına ilgili derlediğimiz bilgileri sizlere sunacağım. Şu varki, İlimizdeki sosyal hareketlilik içinde Milli Eğitim Müdürlüğümüz her yere büyük bir heyecanla yetişmekte, sosyal görevlerini de yerine getirmektedir.
***
Bütün Öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü Candan Tebrik ederiz. Kutsal görevlerinde başarılar dileriz. Hepsi de kutsal bir görevi icra ediyorlar. Mükafatı da, sorumluluğu da çok ağır. Onlara saygılarımızı sevgilerimizi sunuyoruz. Bütün çocuklarımızla ilgilenen öğretmenlerimizin, hak ettikleri saygı ve sevgiyi sonuna kadar hak ettiklerini biliyoruz.
Baş öğretmen Mustafa kemal Atatürk Olmak üzere ebediyete intikal eden eğitimcilerimize ve emekliye ayrılmış öğretmenlerimize teşekkür ve dua ederiz.
Öğretmenler Gününüzü tebrik ederiz efendim.