Boluspor'un oynadığı 9 maçta 8 puanı vardı, 14 gol yemiş ve 11 gol atmıştı.
Sıralamadaki yeri ise 14'dü.
Sayın Karafırtınalar geldi, arkasından da aynı futbolcular ile başarılar.
Hocamız geldiğinde ‘Takımın kondisyonu yok, daha fazla zamana ihtiyacımız var.' diyebilirdi.
Kendi başarısını yüksek tutmak için eksik üzerine eksik söyleyebilirdi, bahane üzerine bahane üretebilirdi.
Demedi, üretmedi…
Ne dedi?
‘Kaliteli oyuncularımız var, Fuat Çapa bize hazır bir takım bıraktı, teşekkür ederiz.' dedi.
Yani insanlıkta gösterdi.
Biz de gösterelim.
Ve teşekkür edelim.
Yoooo!
Sportif başarısı için değil.
Çünkü o gelip geçici, çünkü o haftalık…
Oradan bakarsak bir hafta da kahraman yaparız, bir diğer hafta da idam sehpasına çıkartırız.
Bizim teşekkürümüz insanlığına…
SANTOS ve SEFA
Adanaspor'un deplasman karnesi iyi değil, Boluspor maçına gelinceye kadar yani 13 maçta deplasmanda aldığı iki beraberliği var o kadar.
Yani bu maçın favorisi son üç haftadır hiç gol yemeden galip gelen ve iyi bir çıkış yakalayan Boluspordu.
İlk yarı her iki tarafında etkili olduğu dakikaları ve girdiği gol pozisyonları oldu.
43.dakikada Renato atıldı.
İkinci yarı ise roller değişti,
İlk yarı deplasmanda oynamasına ve 11'e 11 oynanmasına rağmen biraz daha fazla etkin olan Adanaspor, bu özelliğini eksik Boluspor karşısında gösteremedi.
Niye?
Eksik kalan Boluspor'da diğer futbolcular, kendi klasik tanımlarından çıktılar. 0.5 numara daha yüksek bir performans ortaya koydular.
Katılır mısınız katılmaz mısınız bilmem.
Ama
Santos bazı maçlarda bireysel becerileri ile takıma müthiş katkı sağlıyor, oynuyor oynatıyor ve puan kazandırıyor.
Ama gününde olmayan ve koşmayan Santos'un yanında bir de hala daha beklentimizin uzağında kalan Sefa oynarsa takım aynı anda ikisini taşıyamıyor.
***
PANTOLON UYDURAMADIK…
Şimdi geldik benim kafamı taktığım AMAÇ ne HEDEF ne diye sorduğum yere.
Yani zurnanın yine zart dediği yere.
İlk iki, ilk altı derken bir ara bir baktık ki; pantolon uyduramadık gömlek versek durumuna yani ‘Aman küme düşmeyelim.' düşüncesine gelmişiz.
Sonra da Altınordu modeline dönüvermişiz.
Hatırlatmakta fayda var,
Mevlevilikte, “Hamdım, Piştim, Yandım” diyerek üç kelimeyle hayatını özetleyen Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin öldüğü geceyi anmak için Konya'da düzenlenen Şeb-i Arus Törenleri Aralık ayının 17'sinde başlıyor.
Ama
Sanki sezon başından bu yana her hafta bize Şeb-i Arus…
Şaka bir yana ekonomik rahatsızlıklar yaşayan ya da takımların bazılarının puanlarının silindiği bu ligde çok fazla sıkıntıları olmayan Boluspor'un küme düşme diye bir derdi olmaz olmamalı.
Ama sıralama da geldiğimiz nokta da artık günlük, haftalık değil, sezonluk bir amacı olmalı.
Diğer takımlara bakıyoruz aramızda pek fark yok.
O zaman yapılacak şey gerçekçi bir amaç koymak arkasından da bizi bu amaca taşıyacak hedeflerin tespitini doğru yapmak.
Yani geçtiğimiz sezon devre arasında yaptığımızı yapmamak.
Gönderdiklerimizi ve oynatmadıklarımızı, oynatamadıklarımızı hatırlamak devre arası transferlerinde de tekrar yanılmamak…
DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN
Adanaspor maçı öncesi her iki takımda seremoniye çıkarken, ellerinde bir pankartla çıktılar.
Maratonda bulunan seyircilerimiz ne yazdığını okudular.
Ama Kapalı Tribünde oturan bizler ne yazdığını okuyamadık.
Çünkü futbolcular 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ile ilgili yazılan pankartı Kapalı tribüne çevirmeden yeşil çimler üzerine bıraktılar.
Bu yapılana ne derler?
Dostlar alışverişte görsün.
Sosyal Sorumluluk projesi doğrultusunda yapılan bu ve buna benzer etkinlikler görev savmak düşüncesi ile yapılmamalı aksine hak ettiği değeri görmelidir.
Çünkü
”En büyük engel, engellenmektir.”
03.12.2017
Muharrem Demirel