Bir Fotoğraf Karesindeki Başarı Hikâyesi
Biraz merak, biraz heyecan, birazda Bolu'ya yeni soluk getirmek için aktüel tarzda dergi çıkarmıştık, yarı amatör de olsa güzel çalışmalara imza attık, önemli bir okuyucu kitlesine de ulaştık, bir ara Nilüfer otobüslerinde yer alarak seyahat edenlerin beğenilerin duymuştuk.
Dergimizde İmamından, Üniversite öğrencisine, Oto editörümüzden Esnafına kadar gönüllü katılımcılarımız vardı.
10. sayımıza, Bolu Türk Kızılay Şubesi Başkanı Hüseyin İka'yı, değerli büyüğümüz ve yazarımız Nilgün hanımın (Özerdoğan) aracılığı ile konuk etmiştik. Hüseyin bey O dönem Kamu hastaneleri başkanlığı görevinden alınmış, Kızılay ve Türk Ocakları başkanlığı yapmaktaydı, konumuz Kızılay'ın çalışmaları, yardımları, yardımların koordinesi, ihtiyaç sahiplerinin belirlenmesi, tedariklerin sağlanması vs.. Fakat uzun röportajın arasında kısacık bir cümle, benim bir önceki yazılarımda da sıkça bahsettiğim klişe haline gelmiştir. Neden hep Başkanlık görevleri? Diye sorduğumda ‘Sorumluluk sahibi insanların bu görevlerde bulunması gerekir, aksi takdirde vasıfsız insanlar bu makamları doldurur ve halkımız alacağı hizmetten mahrum kalır' cevabı verdi. Belediyemizin 2. adamı olmasının bence tesadüf olmadığı, gerçekten halka hizmet etmek isteyen, görev sorumluluğundan kaçmayan biri olduğunu daha iyi anlayabiliyoruz.
Hüseyin Beyi sevmeyenler yok mu? Var tabiî ki, neden sevmediklerine gelince, araya hatırı sayılır aracı koyarak iş yaptırmak istemişler Hüseyin bey pirim vermemiş. Kamu hastaneleri başkanıyken ihaleye girmeden kantin işletmeciliğini almak isteyenlere yardımcı olmamış herkes gibi gidip ihale komisyonundan form alıp başvurun demiş. Kimisi, adam kayırıp hastanede rahat yerlerde görev vermediği için sevmiyor.
Siyasete gelince, Yerel Seçimler öncesi MHP'den aday olup AKP'nin oylarını bölmediği, kendilerince CHP'li adayın Belediye başkanı seçilmesini engellediği için sevmiyorlar, Plana göre bir önceki Genel seçimlerde MHP'nin gösterdiği güçlü aday, AKP'nin oylarını bölüp CHP'den bir milletvekili çıkmasını sağlamıştı, yerel seçimlerde de MHP aynı şekilde güçlü bir aday çıkaracak ve CHP'nin ekmeğine yağ sürecekti, bu Murat Yapıcı bey de olabilirdi hatta muhalif basın gaza getirmek için Yapıcı bir aday ile Murada ermek gibisinden kelime oyunları yapmışlardı.
Ben asıl Milliyetçilerin neden sevmediğine şaşırıyorum, Milliyetçi tabandan gelen Hüseyin bey bugün Belediyemizin 2. adamı yarın ise muhtemelen 1. adamı olacak. Yetiştiği taban gerçeği hiçbir zaman değişmeyeceği gibi, Hüseyin bey de zaten bunun aksi söylemlerde bulunmamış, şuan içerisinde bulunduğu siyasi irade de kendisinden böyle bir beklentiye girmemiştir. Hatta ‘Kızılay' dediğimiz kurumumuzun asıl isminin ‘Türk Kızılay' ı olduğunu, dergimizdeki röportajda bu şekilde yazılmasını özellikle rica etmiştir.
Ve daha önemlisi Kamu Hastaneleri Başkanlığı görevinden alındıktan sonra yılmayan Hüseyin Bey, kısa sayılacak bir süre zarfında kendisini bu görevden aldığı ileri sürülen Milletvekili ile aynı fotoğraf karesinde, Başbakana eşit mesafede yer almıştır. Bu gerçekten bir başarı hikâyesidir. Geleceğin İdarecisi olma hedefi koyan gençlere güzel bir örnektir.