Bağımlıyız biz…
Bağımsız Ülkücüler platformu varmış,
Ve de Cumhurbaşkanlığı seçimin de, adaylardan birini destekleme kararı almış.
Allah Allah!
İnsan merak ediyor, Ülkücünün bağımsızı nasıl oluyor ki;
Doğan görünümlü şahin gibi bir şey mi ki…
Ülkücülükten geçinenleri biliyoruz, Ülkücü geçinenleri de,
Ülkücülükten geçenleri de,
Bu sevdanın peşinden karşılıksız gidenleri de…
Acaba bağımsız Ülkücüler bunlardan hangisi ola ki.
Bağımsızları bilmem ama biz;
Allah'a, Kuran'a, Peygamberimize
Minarelerden okunan ezan sesine,
“Müminler kardeştir” Ayetinin içinde ifadesini bulan,
Ötekileştirmeyen, birleştiren, uzaklaştırmayan, yakınlaştıran,
Dargınlaştırmayan, barıştıran, kucaklaştıran,
Yüce İslam dinine
Ve bu dinin peşinden samimi olarak gidenlere,
Vatana, bayrağa millete,
Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğüne,
Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye, Tek Millet, Tek Vatan, Tek Dil, Tek Bayrak, Tek Devlet! Düşüncesine,
‘Ümmet' oldukları halde ‘millet' olamayan, birbirlerini ‘Allahüekber' diyerek acımasızca boğazlayan Müslümanların,
Ya diktatör, ya Emir ya da krallık yönetimlerine değil,
İnsana insan gibi değer veren, kula kulluk ettirmeyen Cumhuriyet'e,
Bu Cumhuriyet'e sahip olmamıza vesile olan
Yani Mustafa Kemal Atatürk'e, silah arkadaşlarına, şehitlerimize,
Bağımlıyız biz, bağımsız arkadaş!
Ortada kaldı isen o zaman İzan var…
İnsanların iyi ve kötü davranışlarının tartıldığı ilahi adalet ölçüsü olan mizan da var.
Ülkücü;
“Ülkücüler fatiha bile okumasını bilmez.” Deyip, aşağılayanları,
Bakara süresini, makaraya alanları,
“Türk diye bir ırk yoktur.” diyen izansızları,
Kürdistan peşinde koşarak, bu güzel ülkeyi parçalamaya çalışan vicdansızları,
Kendi gelecekleri için bu düşünceye çanak tutanları,
Ölçer, biçer ve tartar,
Ne bağımlısına ne de bağımsızına bakar.
Sonra bunun karşılığı Tayyip Bey ise Tayyip Bey'e,
Ekmelettin Bey ise, Ekmelettin Bey'e,
Selahattin ise Selahattin'e oyunu atar.
Platformunuzu bilmem ama Ülkücü;
Rahmetlik Başbuğumuz Alparaslan Türkeş'in;
“Ülkücü olmak çileye talip olmaktır, nimete, ikbale değil”
Ve yine
Rahmetlik Muhsin Reis'in;
“Bir saniyesine bile hakim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmaya değer mi? Sözlerinin anlamını da yüreğinde hisseder.
Çünkü O Bozkurttur, O Bozkurt ki;
Acından ölür gider,
Ama boynuna tasma taktırmaya gelemez.
O samimi Ülkücüdür ki;
Düz yaşar, dik durur, düz yürür; ‘para, masa nisa' uğruna eğri gitmez.
Bağımsız Ülkücüler Platformu muydu neydi,
O ne ki?
Uydu mu (!)