Aktif olarak Bolu’da 10 yıl gazetecilik yaptıktan sonra, 2010 yılında hayat şartları bizleri çok ama çok uzak diyarlara, Afrika’ ya sürükledi. Önce 7 yıl Kamerun , ardından 3 yıl Tunus , 3 yıl Cibuti ve şimdi de Fildişi Sahilleri Cumhuriyeti’nin güzel liman kenti Abidjan.. Ancak bu süre zarfında Bolu ile irtibatımızı hiç kesmedik.

1995 yılından 1998 yılına kadar, yaz tatillerinde Köroğlu TV de başlayan gazetecilik hayatım üniversiteyi bitirir bitirmez 1999 yılında Bolu Ekspres Gazetesi’ nin kurucu Yazı İşleri Müdürlüğü ile devam etti. Dönemin DSPli Belediye Başkanının gazetemizin kapısına mühür vurması ile bazen çadırda , bazen küçük bir prefabrikte, bazen evde gazete çıkarmakla zor günler yaşadım. Aynı yıllarda Bolu Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyeliğide yaptım. Genç ve idealist gazetecilerdik. Gökhan Aydın , Murat Kaan Öz , Mehmet Ali Atalay, Mehmet Güler , Hakan Aydın , Kutlu Küçüközcan ile birlikte, patronların karşısında kendimizi buluvermiştik. Bu yönetimde birkaç degişiklikle 2009 a kadar görev yapmıştım. 23 Nisan 2000 yılında Bolu Olay Gazetesi’ ni önce haftalık olarak kurduk. Ardından günlük olarak çıkarmaya başladık . Bolu Olay Gazetesi’ nin 2004 yılı nisan ayına kadar kurucu Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptım . Nisan 2004 – 2006 yılları arasında Bolu Belediyesi Basın Yayın Müdürlüğü görevini yaptım ve 2006 yılında kurmuş olduğum Yeni Ufuk Gazetesi’ ni 2009 yılı sonunda kapatarak Afrika yollarına düştük.

Bu süre zarfında güzel insanlarla çalıştık , ustalarımızdan güzel şeyler öğrenmenin peşinde olduk.

Kimler yoktu ki ..

Çok sevgili dostum, arkadaşım Rojhat Avşar… Ayrı bir yazı konusu olur benim icin. Zira bir dosttan çok ötesi idi. Zaman zaman hayatımda Rojhat’ın boşluğunu hala hissederim. Ne zaman bir yerlerde Aşık Mahsuni Şerif’ in Çeşm-i Siyahım türküsünü duysam içim burkulur.. Boğazım düğüm düğüm olur yutkunamam..Hatta çoğu zaman, bir iki damla gözyaşı, ister istemez dökülür.


Sevgili duayen abimiz Fevzi Duru… O yıllarda gazetecilik yapmayacağım diyerek kızdıgım anlarda, Fevzi Abi’ nin yanında alırdım soluğu. Onun gazetecilik meslegine olan aşkını , hala ilk günkü gibi bu meslege olan sevgisini görünce vazgeçerdim.

Herhali ile tam bir beyefendilik timsali Raif Yavuz … Yılların eskitemedigi bir gazeteci idi. Genç gazetecileri kırmamak , gücendirmemek icin ne olursa olsun tartışmaya girmez, bizi dinler, söylediklerimize sadece tebessüm ederek mukabele ederdi. Yıllar sonra anladım ki, Raif Amcanın tebessümü ve Raif Amca gibi meslek büyüklerimizin bize olan yaklaşımları, bize bu meslegi sevdirmiş..

Necmi Kücüközcan abimizi de unutmamak lazım. Oda Bolu’ nun duayenleri arasinda idi.

Hem Bolu Gundem Gazetesinde , hem Bolu Olay gazetesinde yıllarca dizgi mizampaj yaparak bizlerin yaptıgı haberin en guzel şekilde size ulaşmasını sağlayan ve cok genc yaşta kaybettigimiz Nesrin’imizin ise yeri her zaman ayrı olacak.

Şu an burada ismini zikretmediğim bir sürü usta ve gazeteci elbette vardır .Rabbim hepsine rahmet eylesin. Rabbim kabirlerini pür nur , makamlarını cennet eylesin.

Herkesin abisi Yener Abi’ yi unutmamak lazım. Yener Bandakçıoğlu..Herkesin sevgi ve saygı beslediği Bolu Basının duayen ismi. Rabbim sağlık sıhhat ve uzun ömürler versin..

Fatih Melih Maradit , Osman Altınışık , Sebahattin Yilmaz, Kenan Gürbüz, Metin Ferah , Hamza Canbaş, Oğuz Ucar, Özgür Yorul, Sevgi Gümüş , Dilek Akırmak ve daha niceleri . O yıllarda gazetecilik denince akla gelen isimlerden sadece bir kaçı idi. Hepsine buradan saygılarımı ifade etmem gerekir diye düşünüyorum. İçlerinden bazıları bu meslegi bırakmış olsalarda , bazıları bu mesleği farklı şehirlerde devam ettirseler de , Bolu’da ki basın camiasına hepsinin ciddi katkıları olmuştur.

Ama Gazetecilige ilk başladığım ocak, Köroglu Tv olmuştu ve Ercan Gülen Bey’in o yüzden çok ayrı bir yeri vardır .

Gazetecilikte her zaman önümü açan ve her an destek olan 2. patronum ise Hacı Hüseyin Aykan oldu . Hayatımın her döneminde , muhakkak bir dokunuşu olmuştur. Ufkumu her alanda açan bir kaç kişiden biri olmuştur.

Gazetecilik yaptığım yıllarda katkısını inkar edemeyecegim bir diğer kişi ise Erhan Beykoz dur . Bir insana inandığı zaman onun arkasında nasıl durdugunu , sonuna kadar ne pahasına olursa olsun onu nasıl desteklediğini heralde en iyi ben bilirim. Yeter ki o ; inansın.

Hepsine sonsuz şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunarım.

Bundan sonra Bolu Takip Gazetesi’nde karşınızda olacağız. Bazen Bolu’nun sorunları ve çözüm önerilerine dair , bazen Bolu’nun yerel gündemine dair , bazen Türkiye gündemine dair düşüncelerimizi ve yorumlarımızı buradan aktarmaya çalısacağız. Bazen Afrika’dan ilginç konu ve fotoğraflarla sizlere buraların resmini çizmeye çalışacağım.

Yaklaşık 13 yıl sonra okuyucularımızla bizleri tekrar buluşturan, sevgili Mehmet Ali Atalay’a ve Bolu Takip Gazetesi ailesine teşekkür ederim. Afrika’dan tüm okuyucularımıza selam ve saygılarımı arz ederim.