İlköğretim olarak aldılar, beğenmediler.

‘Bu bize uymuyor, daha iyisi var.'dediler.

Önce, 5+3+3 ü getirdiler.

Sonra onu da beğenmediler.

4+4+4 ile devam kararı aldılar.

O da olmadı ki şimdi de 5+3+ 4 sistemini tartışıyorlar.

***

Ya sınav sistemi?

LGS kalktı, OKS geldi.

Hadi tamam derken, OKS gitti, KGS geldi.

Yok yok!

KGS yok, KGS otobanlarda kullanılan sistemdi, yani biz de karıştırdık.

Her neyse OKS gitti, SBS geldi.

Tamam, şimdi bulduk derken...

Şimdi ne var?

TEOG!

***

Ya ÖSS?

O da değişti…

YGS oldu, LYS oldu.

Kat sayı, katsız sayı…

İlk sınav tek oturum, ikinci sınav beş oturum derken puan türleri de değişti.

***

Okulların adına neydi?

Genel Lise!

Ama kalitesini düşük görmüşler ki, kaliteyi yükseltelim dediler.

Ve değiştirdiler.

O nu da liselerin başına sadece ‘Anadolu' koyup,1953 okulun adını bir anda Anadolu Lisesi yapıverdiler.

Okul aynı okul,

Sınıf aynı sınıf,

Öğretmen aynı öğretmen…

Ama

Tabelayı değiştirip başına ANADOLU koyunca bir anda kaliteyi de(!) yükseltiverdiler.

***

Milli Eğitim Bakanı olarak Sayın Erkan Mumcu başlamıştı,

Sonra Sayın Hüseyin Çelik, ardından Sayın Nimet Çubukçu, sonra Sayın Ömer Dinçer, sonra Sayın Nabi Avcı,

Şimdi ise Sayın İsmet Yılmaz…

Eğitimin hükümet ve bakan politikası değil, devlet politikası olması gerekirken, son 14 yılda en önemli bakanlık olan ve bir ülkenin geleceğini şekillendiren Milli Eğitim Bakanlığında 6 defa bakan değiştirdiler, 11 defa da sistem…

***

Bir önceki sistemleri kimler koymuştu?

Ak Parti hükümetinin bakanları!

Yeni sistemi kimler getirmişti?

Yine aynı iktidarın bakanları!

Yani bakanın biri geldi yaptı, bir başka bakan geldi bozdu.

Okullarda bile akıllı tahtaya geçiliyorken, en tepede bulunanlar hala daha kireçten yapılma tebeşir kafası ile hareket etmiyor mu?

Sil yeniden yaz; yazboz tahtası mı bu!

Elimizdeki insan; çocuklarımız, yarınlarımız…

Bu satırları okurken de kızmayınız, çünkü kaybolanlar bizim çocuklarımız.

***

Bakanlar, Milli Eğitim Müdürleri, okul müdürleri ve sistemler değişti.

Peki değişen ne?

Hadi sınav sistemlerinde haksızlıkları gidermek için yada daha adil bir sınav ortamı sunabilmek için deneme yanılma metodu ile bile olsa bir takım uygulamalar yaptınız.

Hadi okulları kendi dünya düşüncenize göre şekillendirmek için adımlar attınız.

Tamam da!

Peki, evlatlarımızın topluma kaliteli bireyler olarak yetişmeleri için gerekli olanmilli, kültürel, ahlaki ve insani eğitimleri için ne yaptınız, söyler misiniz?

***

Çözüm ya da sıkıntı sadece başörtüsünde, ilkokullara Arapça dersi konulmasında, İmam Hatip Okullarının sayısının artırılmasında mı?

SBS de YGS de mi?

Hayır!

Çözüm eğitimde!

Dünya düşüncesi ne olursa olsun kaliteli insan yetiştirmede…

Çocuklarımıza okumayı yazmayı, matematiği, tarihi, coğrafyayı daha pek çok şeyi öğretebiliriz. Ama bu öğrettiklerimiz çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.

Aksi halde çabalarımız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmekten başka bir işe yaramaz.

***

Ne yazık ki ülkemizin de, diğer Müslüman ülkelerin de en önemli üç sorunu var;

Eğitim, eğitim ve yine eğitim…

Eğer eğitim alanında atılım yapamaz isek, nitelikli yeni bir nesil yetiştiremez isek, siyaset, ticaret, ibadet fark etmez hiçbir alanda başarı bekleyemeyiz.

Yalanın, talanın, kavganın, riyanın, gösterişin, sevgisizliğin, saygısızlığın, uzlaşmazlığın önüne geçemeyiz.

Bilgiyi ve eğitimi bir arada getiremeyen hiçbir millet geleceğe hükmedemez.

Hükmedemez ise de, insanlar

‘Park edilmez!' Levhasını okur ama park eder,

‘Girilmez!' tabelasını görür ne anlama geldiğini bilir ama girer.

‘Temizlik imandandır.'hadisini anlar ama imansızlık eder.

Kul hakkının, yetim malının ne olduğunu bilir, ama yer.

Sigara içilmez! İçer,

Kırmızı da geçilmez! Geçer…

***

Evlat babasını, baba evladını, kadın kocasını, koca karısını tınlamaz.

Öğrenci öğretmenini, öğretmen öğrencisini sallamaz.

Ehliyet arabayı, araba ehliyeti,

Kanun kuralı, kural kanunu,

Yolsuzluk yolu, yol yolsuzunu.

Memur amirini, amir memurunu,

Doğru yalanı, yalan doğruyu,

Doktor hastayı, hasta doktoru,

Sapıklık adresi, adres sapıklığı tanımaz.

Uzat uzatabildiğin kadar, yaz yazabildiğin kadar.

Bunun karşılığı nedir?

Bir milletin çözülmesi…

***

Daha fazla çözülmemek için eğitimimiz adına bir sıçrama ve irkilip kendine gelme, aklımızı başımıza alma,

Öğretmenlerimize hak ettikleri değerleri verme zamanı hala daha gelmedi mi?

Kısacası;

Eğitim şart!

Şart olsun şart!

Yoksa bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.

NOT: Yeni eğitim(!) öğretim yılımız hayırlı olsun

18.09.2015

Muharrem Demirel