Çakmaktaş Ailesi var, yani Fred, Vilma ve Çakıl,

Moloztaş Ailesi ise Barni, Beti, Bambam…

Kim bunlar?

TAŞ DEVRİ kahramanları.

İyi de yanında duran kim?

GEPETTO USTA' yı yine okula gidiyorum diye kandıran PİNOKYO…

Geleni geçeni durduruyor ve ‘yaba daba duuu' diye sevinen Çakmaktaş'ı göstererek diyor ki;

Yaşadığımız bu yerler daha önce ilkeldi, insanlar Fred Çakmaktaş gibi sevinir, musluk ve duş yerine fil hortumu, çöp tenekesi yerine pelikan gagası, süpürge yerine karıncayiyen kullanılırdı. İnşaat sektöründe ise dinozorlar çalıştırılırdı.

Vasıtaların motorları bile yoktu, yollar keçi yoluydu.

Ya şimdi?

Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz, her şey modern ve mükemmel.

Gülersiniz tabi…

Kim gülmez ki?

***

Siz görmüyorsunuz

Ama

Kurnaz KELOĞLAN, el ayak çekildiğinde göle maya çalan NASRETTİN HOCA' nın yanına gidip soruyor;

‘Hocam ne yapıyorsun?'

A benim kel oğlum keleş oğlum, hayatı beleş oğlum; Muharrem Hoca'nın Pinokyo üzerinden yaptığı tersinden okumasını, düzünden okunsun diye temennide bulunuyorum.

Tutmaz ki diyor KELOĞLAN.

Hocanın cevabı hazır;

Ya tutarsa…

Aslında hoca;

‘Mübarekler, imkânsız diye bir şey yoktur, teşebbüs etmek lazım, istemek ve aşmaya çalışmak lazım. Diyor.

***

Nasrettin Hoca'nın bu temennisine inanırsan mesele yok.

Karşılığı 30 akçe…

İnanmıyorum dersen sen bilirsin.

Çünkü

Hem dövüyor hem de 40 akçe alıyor, köprünün başında tüm heybeti ile bekleyen DELİ DUMRUL…

Tercih sizin.

***

Bir köşede ise eşeğin tepesinde köpek, onun üstünde kedi ve en üstte horozlu BREMEN MIZIKACILARI,

Ayrı telden çalıyorlar

Ama

Mesaj veriyorlar

Ve

Kimseden korkmayın, birlikten kuvvet doğar, o kuvvet ki yanlışları doğru yapar, yenin korkularınızı.

Diyorlar.

***

Az ötede ise AYI YOGİ ve BOBO…

‘Eskiden ormana gelip yavrularımızı çaldınız, burunlarına halka takıp oynattınız, hamam da karılar nasıl bayılır diyerek üzerimizden para topladınız.

Ses etmedik, insanlığınıza verdik

Ama şimdi de ne orman bıraktınız ne de ormanlarda bize yiyecek; ne varsa şehre taşıyıp sattınız.

Bunların da çoluk çocuğu var, ne yerler ne içerler diye sormadınız.

Ben de şehre indim, ne diye kızıyorsunuz.

Hem aranızda kümeslere dadanan tilkiler, artan ile beslenen çakallar da var, onları görmüyor da gözünüzü ne diye bize dikiyorsunuz? Diyorlar.

***

Ancak

İnsanlar doğru yoldan çıkıp, eğri yola sapmışsa,

Sapmakla kalmamış,

İnandığı gibi yaşamak, yaşatmak yerine, diğer insanları da yaşadıkları gibi inandırmaya başlamışsa,

Doğru insanlar ise çaresiz kalmışsa hemen girişte inanan insanları tufandan kurtarmak için hazırlanan NUH' un GEMİSİ var.

Giriş para ile değil.

Bedava

Ama Allah'ın verdiği akılı kullanmak şartıyla…

***

Hayda bu gürültü ne?

Ne olacak bir yanda HACIVAT, karşısında KARAGÖZ

Kavga ediyorlar

Hacıvat ‘Karagözüm Muharrem Hoca'nın bu imaları doğru değil.' diyor,

Karagöz ise cevabı yapıştırıyor;

‘ Hacı cav cav, Hacı cav cav!

Her şeyi tersinden anladığım doğru.

Ama

Bu defa Hoca'nın yanlışı nerede söylesene yav?'

Arkalarında da birileri var; ŞİRİNLER

Ama

Bölünmüşler.

Kimileri Hacıvat'cı olmuş, kimileri de Karagöz'cü…

Tam ortalarında duran ise Şirin Baba.

Hayalci, Huysuz, Şakacı, Kibirli, Korkak, Çiftçi, Çılgın ve Meraklı' ve diğer Şirinlere diyor ki;

‘Ne Hacıvat'ın uyanıklığına, ne Karagöz'ün saflığına, ne de masalların içine nasıl girdiği bilinmeyen Muharrem Hoca'nın gazına gelmeyin. Sana, bana, ona göre değil, hepimizin menfaatine olacak doğruyu bulun. Kimin arkasında duracaksanız ondan sonra durun.'

***

Hoca masal anlatma sadede gel.

Gelelim!

Bolu Belediyesinin Kılıçaslan Mahallesinde 14 bin 370 metre kare alanda inşası süren MASAL PARKIN tamamlanmasına az bir süre kaldı.

Tamamlandığında gider

Ve

Yazdıklarımızdan başka uzun ve sarı saçları ile RAPUNZEL, KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ, ı yemek için haince planlar yapan kurt'u

HANSEL VE GRATEL, PAMUK PRENSES'i, DON KİŞOT'u görürsünüz. Bu değerler eğitiminin yanı sıra eğlenecek mekânlarda da çok güzel zamanlar geçirirsiniz.

***

Çocukluğumuzda MASAL PARKTA göreceğimiz kahramanlar ile alıştırıldık uyutulmaya.

Ama

Uyanık iken almamız gereken dersler de vardı masallarda…

Almadık,

Dedik ya hep uyutulduk.

O zaman

Masal parkı tamamlanıncaya kadar biz de kendimizi tamamlayalım.

Mesela ben bir eksiği tamamladım.

Ne yaptım?

Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Emine Davarcıoğlu'na,' Masal kahramanlarının maceralarını anlatan kitap bastırıp içeriye girişte ücretsiz dağıtmayı düşünür müsünüz?' diye bir öneri sundum.

Sağ olsunlar bu önerimizi dikkate almışlar kitapları da hazırlamışlar, almayı unutmayalım.

Biz de daha önceden hazırlıklı olalım.

Yani

Bu masalları önce büyükler olarak kendimiz okuyalım, sonra çocuklarımıza okutalım ve okuduğumuzu da anlayalım.

Ve

Masal parkta ki masal ve Türk Dünyasının kahramanlarına bakmış ve fotoğraf çektirmiş olmakla kalmayalım.

Çıktıktan sonrada gerçek dünya da uygulayalım.

***

Masumiyeti bugünkü uyanıklığa, doğruculuğu yalancılığa, paylaşma anlayışımızı doymazlığa, gerçek dostlukları riyakârlığa,

Haramı helale günahı sevaba,

İçtenliği beklentilere, iyilikleri ise kötülüklere döndüren fırsatçı düşüncede her kim varsa onlara imkân tanımayalım.

Tanımayalım ki;

Nasrettin Hoca'nın göle çaldığı maya tutsun.

***

Masalların sonu Gökten düştü üç elma, biri sana biri bana… Diye bitiyordu

İkisini yazdık ya üçüncüsü?

Kimin ne muradı varsa kim ne anladıysa onun başına.