Fırtına olabilir…

Atatürk stadyumunun 68 x 105 lik sahasının her santimetre karesinde Boluspor fırtınası vardı.

İki gündür,” lodos var.” uyarısı yapan meteoroloji sınıfta kaldı.

Çünkü ‘fırtına olabilir.' uyarısı yapmadı.

Bolusporlu futbolcular sahanın her tarafında etkili oldular, rakibe oynayacak alan, oyun kuracak zaman bırakmadılar.

Kazanma istekleri doruk nokta da idi, bu maçı kazanmak için ellerinden geleni değil, fazlasını yaparak, üç golle üç puana alarak,

İkinci yarıdaki hedeflerinin kümede kalmak değil, ilk altıda oynamak olduğunun mesajını verdiler.

Görevini yapmayan futbolcu, ter akıtmadan emek hırsızlığı yapmaya çalışan hiçbir futbolcu yoktu.

Geçtiğimiz hafta, şapkadan tavşan çıkartmak değil, tavşandan şapka çıkartmak isteyen yoksul ama futbol onuru ile dolu bir anlayış ile mücadele eden Orduspor vardı sahada.

Bu hafta ise ‘Bir elleri yağda bir elleri balda.' olan,

Ama

Orduspor'un tersine ‘Üç dönüm bostan yan gel yat Osman' anlayışında olan Gaziantep Büyükşehir Belediyespor…

Ne yazık ki bu durum Türk Futbolunun gerçeği idi ve Pazar günü sahada bir defa daha yaşandı.

İsim isim baktığınızda kaliteli bireylerden oluşan,

Ekonomik olarak maliyeti yüksek olan Gaziantep Büyükşehir Belediyespor'un oyuncularında kazanma azmi birkaç oyuncunun dışında yok idi.

Emek sarf etmeden, hemen başarı bekleyen

Ve bu amaçlarına ulaşmak için doymuş ve futbol hayatlarının sonbaharlarında son bir vurgun yapmak için bir araya getirilen bu futbolcular ise,

Ne yazık ki Türkiye de ki yönetici gerçeğiydi.

Türkiye Futbol Federasyonu Türk futbolunu ileriye taşımak istiyorlarsa, Teknik adamlara değil,

Hemen başarı bekleyen yöneticilere seminer vermelidirler.

Çünkü görüldü ki bu anlayış ile bir araya getirilen Gaziantep Büyükşehir Belediyespor oyuncuları,

“Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa.” demiş ya atalarımız aynen öyle oynadılar.

Bolusporlu futbolcuların tersine koşmadılar, pres yapmadılar, tekmeye kafa sokmadılar,

Pozisyon bulmak için kendilerini aman aman zorlamadılar,

Kafalarına göre koştular, kafalarına göre oynadılar.

Lodosun fırtınaya dönmesine katkı sağladılar.

Gaziantep, futbolcuların isimleri iyi idi, ama o isimleri ile özdeşleşen kalitelerini sahada mumla arattılar.

Boluspor bu maçta hak ederek üç puan aldı.

Ama yanılmamalı ve yanıltmamalıdır,

Bu maç yukarıdaki nedenlerden dolayı ölçü olarak alınmamalıdır.

Taraftarlarımızın asmış olduğu,

Mücadele ediyoruz, mücadele edeni seviyoruz.” Pankartını muhtevası iyi anlaşılmalıdır.

Ve artık

Maç kadromuza baktığımızda, ‘kadro derinliğimiz yok.' Cümlesi rafa kaldırılmalıdır.

Ve

Dolayısıyla artık top olduğu gibi Reha Hocamızındır ve geniş bir hareket alanı vardır.

Ve de

Hedefimiz yukarıda da ifade ettiğimiz gibi ilk altı olmalıdır.

Bu maç sonrası Reha Hocamız ve ekibi ve futbolcularımız ve de 90 dakika susmayan ve oyuncularımıza destek olan taraftarlarımız kutlanmayı hak ettiler.

Ama biri daha var…

O'nu da yazmadan geçemeyeceğim.

Attığımız goller sonrası, golü atan futbolcu öyle güzel bir dille ifade ediliyor ki…

Emin olun tribünde oturanların bile sahaya inip gol atası geliyor.

Öyleyse o sunumu yapan da ödüllendirilmeli.

O zaman ödüllendirelim;

Boluspor'un birinci golüüüü

Odabaşı İsmailllllll Haktaaaaannnn!

Bu ve daha sonraki golleri hakikaten çok güzel bir şekilde sunan ise

Utku Cihaaaaaaan!

Senin hakkını vermek ise Muharrem Hocadan…