Üzerinden bir ay geçmesine rağmen 31 Mart seçimlerinde ki muhalefetin başarı sırrını hala çözemedim.
Öyle ya, 5 yıldır sahadan ve belediyecilikten uzak Mansur Yavaş, ismini çoğumuzun ve çoğu CHP'linin bile yeni duyduğu Ekrem İmamoğlu, Antalya'da böcek, MHP'nin kalesi Adana'da Karalar, yüzde 64 oyu olan Ak Partiye karşı Bolu'da Tanju bey nasıl oldu fark atıp ya da farkı kapatıp seçim kazandılar?
Yavaş'ın İyi Partiyi reddetmesi, İstanbul'da Sarıgül ve İnce'nin beklentileri, CHP il başkanının İmamoğlu'nu kabullenemeyip istifa resti çekmesi, Mersin'de İyi Parti il teşkilatı tarafından sabote edilen en şanslı adayın yarışa girememesi, HDP ortaklığı, Sezai temellinin akla ziyan beyanları, Kandilden gelen destek açıklamaları…
Siyasi zemin o kadar Cumhur ittifakından yanaydı ki nasıl bu sonuçlar çıktı?
Yada 10 ay önceki genel seçimlere dökülen, kurdukları sistemden seçim sonuçlarını dahi takip edemeyen muhalefet bu kadar kısa zamanda hatasız organize olup seçimleri sirkülere ederek nasıl zaferle ayrıldı.
Bazı sorulara yanıt bulmak zordur, belki öyle olması gerektiği için öyle olmuştur, vatandaşın şaşmaz terazisinin bir bildiği vardır, burada büyük şehirleri alan Millet ittifakı mı kazandı yoksa genel oy oranı yüzde 52 olan Cumhur ittifakı mı kaybetti?
CHP'nin onlarca seçimdir tutmayan Sağa açılım mı tutmuştu yoksa milletin Ak Partiye karşı şikâyeti mi tavan yapmıştı?
Millet ittifakının aday profili o bildiğimiz eski CHP aday profili ile aynı değildi. Sahada daha samimi çalıştılar, vatandaşla eşit mesafeden temas kurdular, Dillerinden kuran-inşallah-maşallah düşmedi, mütevazılığa özen gösterildi, polemik yerine proje, beraber yönetim, herkesi kucaklamalar falan… Bunu 10 ayda nasıl öğrenmişlerse vatandaşa samimi gelmiş ve oyunu vermişti.
İmamoğlu şükür için Eyüpsultana gidiyor, Bolu'da Tanju Özcan görevi Cuma namazı sonrası devralıyor, Kurana el basıp yemin ediyor, Arapça terim olan istişareye önem vereceğiz diyor, kimseyi dışlamayacaklarını söylüyor…
Bunları yaptıkları takdirdeyeniden seçilmeleri kaçınılmaz, aynı zamanda ülkemiz eksiği olan sıkı muhalefete de kavuşur, Ak Parti de sahadaki yalnızlığın verdiği rehavetten kurtulmuş olur.
Bu dönem öyle gösteriyor ki vatandaş icraattan ziyade yaşam hakkı ve alanlarının garantisine bakıp gelecek kaygısını düşünerek kazanan adaylardan verdiği sözleri bekleyecektir. Zaman bizlere rol yapıp yapmadıklarını, söylemlerinin dillerinde mi kalplerinde mi olduğunu gösterecek. Yapıp ettikleri bir sonraki seçimde referansları olacak. Güzel tarafı seçilenler bunun da farkındalar.
10 ayda ne olmuş nasıl olmuşsa çok farklı bir muhalefet/yerel iktidar ile karşı karşıyayız. İzleyip görelim bakalım neler olacak.
Hasan Perçin