DERLEYEN: HAVVA AKÇA

Şerafettin Bey 1889 Bolu doğumludur. 1905’te Bolu Rüştiyesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul'a giderek Mercan İdadisi’nde altıncı ve yedinci sınıflarını tamamlamıştır. 1907’de Darülfünun Edebiyat şubesine nakil yaptırarak bu okuldan mezun olmuş ve öğretmenlik mesleğine başlamıştır.

II. Meşrutiyet’in ilan edildiği (1908) öğrencilik yıllarında idealist, ateşli bir vatanperver, İttihat ve Terakki Kulübü'nün faal üyelerinden birisi tanınır. Darülfünun Edebiyat Bölümü’nden 1910 yılında mezun olur. İlk öğretmenlik görevinde Sivas idadisinde başlar. Daha sonra Konya İdadisi’ne tayin olur. 1912 yılından 1920 yılına kadar da Bolu İdadisi ve Sultanisi'nde Edebiyat ve Felsefe dersleri öğretmenliği görevini sürdürür. Bolu siyasi ve kültürel yaşamında önde gelen bir isim olarak sivrilir.

BOLU” VE “DERTLİ” GAZETELERİNDE ETKİLİ SİYASİ YAZILAR YAZDI

“Bolu” ve “Dertli” gazetelerinde yayımlanan etkili siyasi yazılarının yanı sıra, İttihat ve Terakki Fırkası'nın önde gelen bir üyesi olarak da çalışmalarına devam eder. Bolu Mutasarrıfı Ali Seydi Bey tarafından Bolu Livası'nın ilk salnamesinin hazırlanması için görevlendirilen komisyonda görev alır. Salnamenin edebi bölümlerini hazırlar. Ayrıca Bolu Sultanisi (lise) öğretmenlerinden bir grup arkadaşıyla birlikte çıkardıkları “Milli Gaye” adlı ilmi, edebi ve tarihi bir mecmuada yazıları yayımlanır. İlk sayılarında Şerafettin Bey'in yazılarının da yer aldığı Milli Gaye Mecmuası aralıklı yıllarda dokuz sayı olarak çıkartılabilir. Bolu İttihat ve Terakki Kulübü'nün aktif çalışanı olduğu kadar Bolu’da İttihat ve Terakki Fırkası’nın halka açık toplantılarının etkili bir hatibi olarak da ün kazanır.

EVİ İLK BASKINA UĞRAYAN EVLERDEN BİRİ

Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen günlerde İttihat ve Terakki Fırkası kendisini fesheder. Merkezi ve mahalli idare, Hürriyet ve İtilaf Fırkası taraftarlarının eline geçer. Bolu İtilaf Fırkası yandaşlarının gözünde Şerafettin Bey ilk ağızda cezalandırılacak kişiler listesinde yer alır. Önce Bolu’daki basın organlarında yazdığı yazılar gerekçe gösterilerek suçlanır. Sonra da Bolu Sultanisi’nde öğrencilere İttihatçılıktan ve Kuvayi Milliye'den bahsettiği iddiasıyla hakkında soruşturma açılır. Bizzat İstanbul Maarif Nezareti tarafından gönderilen müfettişlerce önce ihtar cezası ile tecziye edilir. 19 Nisan 1920’de, Bolu Maarif Müdürü Tevfik Efendi ve Bolu İdare Heyeti’nin aldığı karar sonucu Diniye Muallimi Safi Bey, İptidai Vekili Hafız Ahmet Efendi'yle birlikte, Kuvayi Milliye’ye çalıştıkları gerekçesiyle öğretmenlik görevinden uzaklaştırılır.

1920 Mayıs ayı başında Bolu merkezine saldıran Hilafetçiler pek çok Kuvayi Milliye taraftarının evini basar, eşyalarını talan eder, cinayetler işlerler. Şerafettin Bey'in evi de ilk baskına uğrayan evlerden birisidir.

ŞEHİRDEN AYRILARAK CANINI KURTARDI

Şerafettin Bey 4-5 Mayıs günü şehir dışına çıkan Yarbay Arif Bey kuvvetlerine katılmış ve bu sayede canını kurtarabilmiştir. Bolu şehir merkezi, 27 Mayıs günü Kurmay Binbaşı Nazım Bey kumandasındaki Kuvayi Milliye birliklerinin denetimine girdiğinde, Şerafettin Bey de Bolu'ya geri döner ve Sultani Mektebi’ndeki öğretmenlik görevine başlar. 10 Ağustos 1920 günü tekrar Bolu'ya saldıran Hilafet kuvvetleri karşısında, şehrin ileri gelen Kuvayi Milliye önderleri gibi Şerafettin Bey de IV. Mürettep Tümen Komutanı Nazım Bey kuvvetleriyle birlikte tekrar şehirden ayrılmak zorunda kalmıştır.

1920 Ağustos ayı ortalarına doğru Bolu’da Kuvayı Milliye birlikleri yeniden kontrolü ele geçirirler. Kurmay Binbaşı Nazım Bey idaresinde Bolu, tekrar düzenli ve huzurlu günlere kavuşmuştur. Bolu ahalisi bu ikinci isyan sırasında Hilafetçilere itibar etmemiş, Milli kuvvetlerin yanında yer almıştır. Yörenin Kuvayi Milliye ileri gelenleri, İngiliz destekli kara propagandanın halk üzerindeki etkilerini yok etmek amacıyla çevre ilçelerde ve köylerde çalışmalara başlarlar. Düzce'deki Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin desteklenmesi amacıyla, Bolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti tarafından Düzce'ye bir heyet gönderilmesi kararlaştırılır.

BOLU DAĞI’NDA EŞKIYALAR TARAFINDAN AĞACA BAĞLANARAK KATLEDİLDİ

Şerafettin Bey Düzce Müdafaa Hukuk Cemiyeti Hukuk Cemiyeti Reisi olarak görevlendirilir. Şerafettin Bey başkanlığında, Gerede Mal Müdürü Reşad Bey, Posta Müdürü, Muhabere Memuru, Orman Memuru’ndan oluşan bir heyet Düzce'ye doğru yola çıkar. Heyet üyeleri Düzce'ye giderken Bolu Dağı-Bakacak mevkisinde eşkıya tarafından pusuya düşürülür. Eşkıya başı, yörede yaptığı soygunlarla nam salan Koca Şerif adlı bir şakidir. 26 Ağustos 1920’de eşkıyaların esir ettiği Bolu Kuvayi Milliye heyeti üyelerinden Şerafettin Bey ve Gerede Mal Müdürü Reşat Bey bir ağaca bağlanarak hunharca katledilirler. Olayın takibi için gönderilen askeri birlik, sıkı bir eşkıya takibi sonunda Koca Şerif ve çete üyelerini yakalayarak Bolu'ya getirir.

“Milli Mücadele'de Bolu” adlı eserinde Dr. Hüseyin Sarı, yaşananları şöyle aktarıyor;

“Bolu'da Kuvayi Milliye'nin örgütlenme döneminde bu grup adi eşkıyalıklarına siyasi cinayetlere de karıştırmışlardır. Nitekim 26 Ağustos 1920 günü Bolu Sultani Mektebi öğretmeni Şerafettin Bey ile Düzce'ye yeni atanmış Mal Müdürü Reşat Bey'i pusuya düşürüp önce eziyet etmişler. Sonra da Şerafettin Bey ile ve Reşad Bey'i bir ağaca bağlayarak ateşe vermişlerdir.”

Bolu Dağı'na gönderilen askeri birlikler tarafından ele geçirilen şaki Koca Şerif, Nazır ve diğer çete elemanları Bolu'ya getirilerek yargılanırlar. Bu günlerde Bolu Maarif Müdürü olan Talat Bey (Onay), eşkiyaların, Mustafa Necati Bey başkanlığındaki İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanmaları olayını şöyle anlatıyor;

“Hapishaneden daireye dönünce vakayı müfettişim Sabri Efendi'ye anlattım. Gözleri yaşayarak bu şakilerin, başkatibim Nihat’ın ağabeyi Düzce Mal Müdürü Reşat ve Sultani Edebiyat Muallimi Şerafettin Beyleri Bolu Dağı’nda ayaklarından bir ağaca sararak diri diri yakan melunlar olduğunu ve birçok cinayetlerini anlattı.

Ertesi gün öğleden sonra toplanan mahkeme huzuruna Reşat ve Şerafeddin merhumlarının küçük yavruları sokuldu. Ve adalet istedikleri heyete anlatıldı. Boyunları bükük, alemden bihaber yavruların masum halleri heyeti pek sarstı. Biraz sonra ittifakla verilen karar üzerine bu üç şaki ertesi sabah Tuz Pazarı’nda asılmışlardı.”

Bolu'ya gelen İstiklal Mahkemesi tarafından yapılan bu halka açık yargılama sonrasında, eşkıya başı Şerif ve cinayet ortakları idamla cezalandırılırlar. Bolu Sultanisi Edebiyat ve felsefe dersleri öğretmeni Şerafettin Bey, Milli Mücadele günlerinde Bolu'nun ilk eğitim ve basın şehidi olarak anılır.

TBMM'nin 22.02.1926 tarihli oturumuda Sultani Mektebi Edebiyat Öğretmeni şehit Şerafettin Bey, Düzce Mal Müdürlüğü’ne tayin edilen şehit Reşat Bey, Bolu'daki evinde şehit edilen Postacı Nuri Bey yakınlarına İstiklal Madalyaları verilir.

KAYNAK: İSTİKLAL SAVAŞI'NDA MUDURNU, BOLU VE DÜZCE SELİM SARIBAY