Bolumuzda bir kanser hastanesine doğru!
Çağımızın hastalığı kanser, adı bile insanda, kötü izlenimler bırakmakta. Birde bu hastalıktan deva bulmak için, şehir dışına çıkan İstanbul Ankara arasında mekik dokuyan, kemoterapiden vücut direnci bitmiş, halsiz bitik yıpranmış insanlarımızı düşünün. Yanımızdalar, gün geçtikçe de, çoğalmaktalar. Bu onlara yazgı değil, tüm değerlerimizle oynayan sermaye sınıflarının, beslenmeden tutunda, hormon, yaptıkları teknolojik aletlerden vücuda yayılan radyasyona kadar. Şimdi gün elinizi vicdanınıza koyma zamanıdır. İzzet Baysal Vakfı eğitim ve sağlıkta 1 numara. Gelin bir bölge hastanesi kuralım. Sayın rektörümüzde elini vicdanına koysun. Maliyetli falan gibi. çağrışımla, kulak ardı etmesin. Gelin tüm Bolu'da yaşayanlar, Bolu halkı! Bir kanser hastanesi kuralım. Buna ihtiyaç var. Yerimiz var, vakfın parası da var.ve inanın bu hayırların en hayırlısı...bu insan hayatı, bu insana verilen değerle, İzzet Baysal'ın ruhu daha da anlam taşıyacaktır. İlk katkıyı hakkı fidan ben yaparım dedi. Gerekirse bu konuda sizlere destek olacak tüm sanayici, esnaf, Bolulular hep yanı başınızda olacaktır. Bunu lütfen göz ardı etmeyelim lütfen...
İzzet Baysal'ın mektupları
---------------------------------------------
Bir dev ulu çınar, bir insan, bir baba, hayırların efendisi, hiç kimseyi kırmamaya çalışan, onları seven, tüm canlılara eşit, tek dostları köpekleri...alabildiğine yalnız, az konuşan, az gülen, insanlara tahammül konusunda son derece hassas...ve yalın. Bir dev adamın yanında yeğen Ahmet. Naim Yörüker Düzceli. Mütevelli heyetine aldıran Baysal doktor-hasta ilişkisi bir yana, bir dert ortağı aynı zamanda bu mektupları merak edenler.......!! Bu mektuplar Fenerbahçe'de bir antikacıya geldi. Orada o bölgenin su dağıtım istasyonu da bulunan uğur isminde bir arkadaş, bu sayılı zenginlerden diyerek bir sahaf arkadaşına telefon etti. Ondan adını vermeyeceğim bu arkadaş aldı. İyiki de almış, bende tesadüfen bir bolu gazeteleri arşivi için işyerine uğramıştım. Masada gördüm balıklama atladım. Hop dedi. Bu mektuplar satılık değil. Sen sıradasın hayrola dedim. Emekli ya da değil bir emniyet müdürü Güner bey ve 1 isim sayıldı. Ona söz verdik ya da o satın almazsa da, internet yolu ile satacağız. Bir kere bolumuzu bolu yapan 1 değer izzet baysal....o olmasa bolu olmaz, hep eksik kalır. İçim yanıyor ne yapsam akşam saydam otelde kaldım.ve tüm maddi kaygılardan uzak o mektup demetlerini satın aldım...bu mektupları okurken hüngür hüngür ağladım. Aile sırları benle beraber mezara kadar gidecektir ancak vakfın geleceği açısından düşünceler,düşünceler....1 üniversite kurmak istiyorum.boluya.3 fakülte ile başlayacak. Fen-edebiyat ve tıp sonra bu sayı 10' a çıkacak. Alt yapı onlardan, biz binaları yaparız diye Kenan Evren'e yazılan mektup.1 İstinye'de huzurevi ve çıkartılan zorluklar,1 kimsesizler için yurt Sarıyer'de....tertemiz ve lekesiz bir ticari hayat tüm çabalarına rağmen....yapayalnız...bahçesi-köpekleri-yürüyüşleri...düzenli ve tutumlu bu kadar ince, hassas, hesaplarını tüm olumsuzlukları bile hesaplayarak yapmış yüce 1 insan izzet baysal ve onun sağ kolu yeğen Ahmet Baysal...Allah hepinizden razı olsun. Bu mektuplar vakfın...vakfın başkanı da Ahmet Baysal. Hiç bir maddi beklenti olmadan, konusu bile anılmadan Baysal'a karşılıksız teslim edilmiştir. Vicdanen de rahatım....bir insan gelmiş, geçmiş desinler desinler hep lak lak...ha hah yalaka çevrelerle yemekli yalın ayak gösterişler...bu mektuplarda kırıcı olmayan, bir ömrün hayat hikayesi var. Bir köpek fıstık. Ona bile lahit mezar yapmış Baysal seni hiç unutmayacağız demiş. Unutmak asla. Sizleri mi...bu mümkün değil. Tüm olumsuz girişimlere rağmen bu vakıf....!!!dünya sona erene kadar ilelebet eğitim ve sağlıkta 1 numara olacaktır. Takipçisiyiz....!!!!