(Engeliler Günü ile ilgili yazımı seri olarak ardı adına iki gün yayınlayacağız. Yarın da Sarıcalar Özel Eğitim okulu ve Cumhuriyet İlköğretim Okulunun faaliyetlerini arz edeceğiz )


03 Aralık Engelliler haftası bütün İlimizde, çevremizde ve ülkemizde kutlandı.

Ülkemiz, her geçen gün her alanda daha da güçlenmekte ve bilinçlenmektedir. Dünyadaki halk ettiği kıymetli yerini de almaktadır. Engel konusunda da hızla açıklarını kapatmaktadır.

Engellilere yaklaşımımızda da, son yıllarda çok ciddi bir pozitif kamuoyu gücü görülmektedir.
Burada, engellilerle ilgili gün ve haftanın kutlanması kadar, sosyal hayatta da, eksikliklerini hızla tamamlama içerisindedir.

Yalnız millet olarak çok ciddi bir temelimizin olduğunu da onurla ifade edelim.
Birbirlerimize güç ve kuvvet vermek için de, yüzyıllar içinden gelen muhteşem öğütlerden, hadisi şeriflerden bahsetmezsek olmaz.
Çünkü, toplumumuzun temeli kültürdür. Milli ve manevi bir iklimimiz var.
Kültürümüze de en çok İslamiyet direk etki etmiş olup, Yüzyıllarca yıl, islamiyetin ve bu mübarek kültürü yaşama ve yaşatma bayraktarlığını yapmış bir neslin evlatlarıyız.

***
Aşağıda ki ifadelere dikkat kesilelim.
Birkaç hadis-i şerif: Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi vesselem efendimiz:
Peygamber efendimiz, acıyarak, bir âmâyı [görme engelliyi] kırk adım götürenin Cenneti hak edeceğini bildirmiştir. (Beyhekî)
(Allah'a yemin ederim ki, birbirinize acımadıkça Cennete giremezsiniz.) [Hâkim]
(Ancak merhametli olan, acıyan Cennete girer.) [Beyhekî]
(Zelil ve yoksullara acıyana müjdeler olsun!) [Buhârî]
(Sakatlara, hastalara, yaşlılara ve küçüklere acıyın.) [Şir'a]
(Yerdekilere acırsanız, göktekiler [melekler] de size acır.) [Tirmizî]
(Yerdekilere acımayana, göktekiler acımaz.) [Taberani]
(Acımayana acınmaz.) [Müslim]
(Büyüğünü saymayan, küçüğüne acımayan bizden değildir.)[Tirmizi]
(Allahü teâlâ, insanlara acımayana, acımaz.) [Taberanî]
(Müminler acımada bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız olduğu gibi, Müslümanlar da birbirine acımalıdır!) [Buhari]
(Yoksullara, çaresizlere, güçsüzlere acıyana müjdeler olsun!)[Buhârî]
(Ya Rabbî, bize acımayanları başımıza musallat etme!) [Tirmizî]
Peygamber efendimiz, Cehennemi haram kılan amellerden birinin zayıflara, güçsüzlere, sakatlara acımak olduğunu bildirmiştir. (Deylemi)
(Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya yedirip içirerek yahut başka bir ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevindirmektir.) [Taberani]
(Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, sorana yol göstermek, sokaktaki pis ve zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır.) [Tirmizi]
(Kim, bir müslümanın sıkıntısını giderip, onu sevindirse, Allahü teâlâ, kıyamette en sıkıntılı anlarda, onu sıkıntılardan kurtarır.) [Buhari]
(Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır.) [Müslim]
(Allahü teâlânın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.) [Taberani]
(Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur. Oranın tedavisi ile meşgul olurlar. Müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşar.) [Buhari]
**********
Yukarıdaki ifadeler, derleyebildiğimiz birkaç ifadeden birkaçıdır. Hepsinde de ortak tema insandır. İnsana olan değer ve yardımlaşmadır.
Yani esasında bizim kültürümüz ve yaşama sebebimizin ana hedefi, iki cihan seadetine ulaşabilmemizdir.
***
Biz bu unuttuğumuz, örselediğimi, kaybettiğimiz değerlerimizi, “ilim, amel ve ihlâsla” yeniden zirveye çıkaracağımıza inanıyoruz.
Bu sene Bolu Valiliğimiz, valiliğimizle koordineli çalışan İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz bir dizi etkinlikler gerçekleştirdi.
Gerçekleştirilen bu faaliyetleri memnuniyetle, yazımızda ifade ediyoruz.

Ne var ki,
Kasıtlı eleştirmek kolaycılıktır. Zahmetsizdir. Vebali vardır. Hatta iftira atma tehlikesi vardır.
Birileri sadece ahkam keser. Elini taşın altına koymaz. Sorumluluk almaz, Yol göstermez.
..
Oysa ki,
Planlı ve koordineli yapılan hizmetlerin temelinde ise vefa, sorumluluk, değer vermek, emek vermek ve yiğidin hakkını yiğide vermek prensibi vardır.

Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir?
Emin ol onu en çolpa herifler de becerir.

Sade sen gösteriver işte budur kubbe” diye,
İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye…


Ama gel kaldıralım dendi mi, heyhât, o zaman,
Bir Süleyman daha lazım
, yeniden bir de Sinan…
(M. Akif Ersoy)

Bolu Valimiz Sayın Aydın Baruş, 3 Aralık 2017 engeliler günü için yayınladığı mesajının giriş kısmında :
“ 3 Aralık Dünya Engelliler Günü engelli vatandaşlarımızın ihtiyaç sorunlarına dikkat çekilmesi, bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması bakımından önemli bir gündür.

Geleceğe umutla bakan güçlü bir millet olmak istiyorsak bunu birbirimize destek olarak ve engelli-engelsiz tüm vatandaşlarımızın yeteneklerini rahatça ortaya koyabilecekleri bir ortamı oluşturarak başarabiliriz. Bu nedenle, toplumumuzun önemli bir kesimini oluşturan engellilerin karşılaştığı güçlükleri ortadan kaldırmak, onların hayata olumlu bakmasını sağlamak bu milletin bireyleri olarak hepimizin sorumluluğudur. Engelli kardeşlerimizin her an yaşama sevincini hissetmesini sağlamak, ülkemizin birliğine, beraberliğine, geleceğine olan inancımızı hep birlikte paylaşmak, Türkiye'nin yükselmesi için hep birlikte el ele mücadele etmek üzerimize düşen önemli bir vazifedir.” dedi.
İfadeler çok derin ve mânâlı.
Bolu Valisi Sayın Aydın Baruş Engelli Okçuluk Dünya Şampiyonası'nda, Dünya 2'nci olan Bedensel Engelli Okçuluk Milli Takımı sporcularından Merve Nur Eroğlu ve Ömer Aşık'a makamın da ağırlayarak, Sizler azmin ve başarının en güzel örneklerisiniz. Başarılarınızın devamını diliyorum” dedi.
Burada ki destek kadar, engelli, engelsiz herkese başarıda ve başarıya odaklanma adına ciddi hedef göstermiştir.
3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ ETKİNLİĞİ ve BAKAN YARDIMCISI
Sayın Vali, 03 Aralık günü de,
Bolu Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla etkinliğine katıldı.
Düzenlenen etkinliğe Bolu Valisi Aydın Baruş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Dr. Mehmet Karabay, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Ağcan, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bekir Koçyiğit, daire müdürleri ile davetliler vardı.

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bekir Koçyiğit, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, birer konuşma yaptı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Dr. Mehmet Karabay: Bolu'da bu güzel etkinlikte olmaktan dolayı son derece mutlu olduğunu kaydetti. Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay, engellilik konusunun Türkiye'de aileler ile beraber yaklaşık 30 milyonu insanın içinde olduğu büyük bir mesele olduğunu söyledi.

Daha önce toplumda engellilerin adeta evlerinde kapalı kaldıklarını, saklandıklarını ancak Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki milletin, evlatlarının bu durumuna artık dur” dediğini belirten Karabay, şunları kaydetti: Her alanda ‘dur, yeter' dedi. Bu alanda da ‘yeter' dedik. Son 15 yılda ülkemizde engellilerin hayatın hemen her alanında hak ettikleri yeri alması noktasında adeta sessiz bir devrim gerçekleştirildi. Devletimiz engellilerin ve engelin bedende ve canda değil, zihinlerde ve zihniyette olduğunu, bunun toplumsal farkındalığı noktasında çok net çalışmalar yaptı.” Karabay, bugünün farkındalık günü olduğunu sözlerine ekledi.
Sayın Bakan Yarımcısının ifadeleri gelişimi ve geldiğimi noktayı götermesi açısından çok önemlidir.

“ASIL ENGELLER SUNİ OLARAK İNŞA EDİLEN ENGELLERDİR”

Bolu Valisi Aydın Baruş: Hayatta başarının ve mutluluğun önündeki asıl engelin fiziksel eksikliklerin değil, zihinlerde suni olarak inşa edilen engeller olduğunu vurguladı. Vali Baruş, Asıl engelliler, fiziksel nitelikleri yetersiz olanlar değil, baktığı halde gerçeği göremeyenler, düşündüğü halde doğruyu kavrayamayanlar, hissettiği halde hakikati dile getiremeyenlerdir. Asıl engelliler, karşılarına çıkan her engelde mazeret üreten, eksikliği kendisinde değil, başkalarında arayanlardır” ifadelerini kullandı.


Bu güçlü ifadelerden ve içinde bulunduğumuz reel gerçeklerden anlaşıldığı üzere, engelli engelsiz breylerimizle bilinçli, bilgili, sorumlu ve samimi iç içe yaşayacağız, yaşamalıyız.
Engelsiz misiniz? veya engel Siz misiniz? sorusunu kendimize sık sık sormalıyız.
Hepimizin birer engeli adayı olduğumuzu da hiçbir zaman unutmamalıyız.
Elimizi, fikrimizi, davranışlarımızı bizler de taşın altına koyabilirsek,
O zaman büyük bir haz ve sevinç duyarız.
Unutmamalıdır ki, en büyük engelin, engelliliğin de, ölüm olduğunu hiç unutmamalıyız.

Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur. Oranın tedavisi ile meşgul olurlar. Müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşar.)
[Buhari] düsturunu hayatımıza nakşedebilmeliyiz

Not Yarın yazımızın ikinci bölümü ve devamı yayınlanacaktır.