Bir dev adam İzzet Baysal'ın anılarına devam...
Alman Hastanesinin Başhekimi Şevket bey, aynı zamanda aile dostu... Bir parkinson(adele gevşemesi), araştırması yapalım deniliyor. Hepsi İsviçre'de yapıldı der İzzet Baysal… Takıntıları oluyor zaman zaman. Sonra içindeki o insan sevgisi. Gece yarıları 1 kaç kez rahatsız ettiği insanlar olduğu için üzülen bir koca çınar… Yalnızlıkta olmasa diyor mektuplarında… İsviçre'deki Dr.'un kızı var; Banu. İzzet babasını eve gidiyor, bulamıyor bu duruma bile çok üzülen bir değer... Salı ve Cuma günleri iş günleri. Kullandığı ilaçlara çok dikkat ediyor zira kullandığı ilaçların bile reçetelerine kadar, kutularına kadar muntazam kesmiş ve paylaşmış doktoruyla... Kafası karışık. Belediye Haliç kenarındaki deposunu buldozerlerle yıkmak üzere… Düzmece raporlar karşısında, çok namussuzlar diye sitemkar, vergi hakkında oda tarafından madalya beratı veriliyor 1985 yılında. Onu yeğeni Ahmet Baysal'a aldattırıyor. Beşbeter,şımarık ve aşağılık kiracısının karısı... Kiracılarla sorunlarında örnekler var ki, kullandığı üsluba hayran kalırsınız. Saadetin Temel'i evin çatısı içindeymiş atasözünü çok seviyor. Köpeklerinin mezarı başında bile ağlayan, Esin'in annesiz kalması... Bir dönüm noktası. Bu cümle onun kalbine öylesine ok gibi saplanmış ki, onun bıraktığı emaneti çok sevdim diyor... Bütün hayatı boyunca insanları sevmeye uğraşı vermiş, hassas bir ruh güzelliği, meziyeti üstün, çok acılara göğüs gerdiğimiz bu değere, acaba sorsam sizlere... İzzet Baysal Anma etkinlikleri dışında mezarı başında kimimiz kaç kez Fatiha okumaya gitti. Kaçımız... İzzet Baysal Vakfı ilelebet, sonsuza kadar, son ana kadar yaşamaya, yaşatmaya devam edecektir. Bu mektuplara kısa bir ara verebilirim zira önümüz Ramazan bazı görevlerim olacak. Nasip. Birde tarihi eser kaçakçılığı ve Türkiye adlı bir araştırma dosyamı bakanlığa bitirmem gerekiyor... İşgüzar insanların tüm baskılarına, yıldırma politikalarına inat… Bunu da bitirebilirsem... Bu mektuplardan çıkan sonucu yazacağım. Bir babanın kızından istediği, bu vakfa sıcak bakmasa da... Aynı iradeyi göstermesi üzerinedir... Bu dipnotları da sizlerle paylaşacağım… Şimdilik hoş çakalın…
İnsana verilen değer ucuz olunca, her yaşanan olay bizlere pahalıya patlıyor…
Memlekette insan zor yetişiyor… Seviyeli, kaliteli, düzgün insan neredeyse yok denecek kadar azaldı. Her kesimde problem var. Çözülebilir, aşılabilinir ancak... İnsan onuru ucuz değildir. Parayla maddiyatla satın alamazsınız... Konya'da bir yakınının 10 yaşındaki çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu şüphesiyle, gözaltı ve adliyedeki intiharını okuyunca yaşananlar adına yazmadan geçemedim… İlimizde de, sırf birileri tetikçilik yapıyor diye, birileri karalanamaz… Şu aralar duyumlarımızın netlik kazanması için uğraşıyorum… Bir duyum İmam Hatip'in oralarda 1-2 firmanın tasarrufunda, 4ooo m2 oda ölçüm hatasıyla kazanım elde edilmiş. 4 trilyonluk rant... Yeni parayla 4 milyon. 1+1 daireler vs… Huzurumuzu, güvenliliğimizi sağlayan Emniyet teşkilatı... Şüpheli. Usulüne uygun mahkeme kararları alınmış. Şüpheli… Suçu ispatlanıncaya kadar suçsuz... Ve yargı salıvermiş. Kamu hukuku davası sürer o istisna... Basına servis yapmanız ne derece etiktir… Ve diyelim ki şüpheli o şahıs emniyet hakkında tazminat davası açarsa ya da konumu ne olursa olsun sizlerin ifade izinleri alındıktan sonra, eşit yargının karşısında nasıl bir izleniminiz olurdu? Adalet herkes için geçerlidir. Önemli olan insandır. İnsana yatırımdır. İnsan bir cevherdir. 5 para etmez dediğiniz bir adama paralar teklif edin bakalım böbreğini, tek gözünü nakil için verir mi? Fiziki ve teknik bağlantı kurmak ne derece doğrudur bu da tartışılır? Hizmet makamında kim olursa olsun üstün değildir... Hizmet makamı, kızmaz, gücenmez, dinler, gözlemler yapacağını yapsa da