Adam ölmüş, öbür dünyada sorgusu başlamış:
- Dünyada iken devlete vergi ve prim borcun var mıydı?
Hayır! Ben devletini milletini seven iyi bir vatandaştım vergimi de primimi de günü gününe yatırdım. Demiş mevta.
-Peki trafik cezan filan…
Olur mu hiç öyle bir şey? Kural ne diyorsa uydum, dur dediler durdum, git dediler gittim. Ne kendi hayatımı ne de başkalarının hayatını tehlikeye atacak bir şey yapmadım.
-İmara ters iş yaptın mı, kat çıkılmayacak yere kat çıktın mı, devletin arazisine kanunsuz olarak çöreklendin mi?
Ben devletimi ve yönetenimi severdim. Saçı bitmedik yetim malı olan devlet malına hiç konmadım, dediklerinizin hiç birini de yapmadım.
Sorgu meleği görevli meleğe seslenmiş;
‘Bir çift kanat getirin'
Bunu duyan mevta heyecanlanmış ve demiş ki
Anaaa! Ben şimdi melek mi oluyorum?
Sorgu meleği hafifce gülmüş
Ve
‘Hayır! Kaz oluyorsun kazzz' diyerek cevap vermiş.
***
Fıkranın aslı böyle değil
Ama
24 Haziran seçim paketindeki vaatleri görünce
İmar barışı, cezaların affı ,seçime uyduruluverince biz de ne yaptık?
Uydurduk!
Ne yazıktır ki bu memleket biraz değişik.
Vatanını milletini sevenleri, hakkı hukuku gözetenleri, kanunlara kurallara riayet edenleri cezalandırıyorlar,
Devletine yük olanları, göz açıklığı yapanları yani vatandaşlık görevini yapmayanları ödüllendiriyorlar.
Kısacası
Yalan, dolan, talan MAKBUL, doğruluk, hak, hukuk MAKTUL…
***
Hoca ayıp oluyor ama…
Niye ki?
Pakette sen ve senin gibi emeklilere de Ramazan Bayramında ve Kurban Bayramında 1000 er lira ikramiye vermediler mi?
Verdiler!
Niye yazıyorsun o zaman?
Aklıma,
‘Yediğin hurmalar gün gelir seni tırmalar.' Sözü geliyor da ondan.
Yani
RAMAZAN'ı keyif ile geçiririz
De
Be mübarekler arkası KURBAN…
***
2015 seçimleri öncesinde Sayın Kemal Kılıcdaroğlu,'…emekliye Ramazan ve Kurban bayramında 1500 lira ikramiye vereceğim…' demişti.
Bugün ki Ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcısı, o günkü Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'te;
‘11 milyona yakın emeklimiz var. Çarpın bir bakayım… Yani bir kalemde bütçe açığını yüzde 70 arttıracak, gerçekçi değil, ekonomi çöker' Diyerek cevap vermişti.
Yani günü kurtarma politikası yapmayın bu içi boş vaatler ile vatandaşı ahmak yerine koymayın demeye getirmişti.
Bu gerçekçi ve takdir edilmesi gereken sözleri söyleyen Sayın Mehmet Şimşek ‘Bekâra karı boşamak kolay.' Diyerek son noktayı koymuştu.
Ama bugün o da veriyor
Değişen ne?
Emekli aynı emekli, ekonomi ise aynı ekonomi…
***
Değişen bir şey yok mu?
Var!
Dün ‘Bekâra karı boşamak kolay.' deniliyordu.
Bugün ise cahiliye ve İslam'ın ilk günlerinde mubah olan mut'a nikâhı yapılıyor.
Yani
Ücret mukabilinde belli bir süre için bir kadınla evlenme akdi…
İşin bitti mi?
Bitti!
O zaman tak sepeti koluna sen yoluna ben yoluma.
***
Dünü hatırlıyorum, bugünü yaşıyorum ve 24 Haziran'daki seçim vaatlerini dinliyorum
Ve de
Sizi bilmem ama ben kendimi ahmak gibi hissediyorum.
Çaresi yok mu?
Var!
Yeter artık
Dedelerimiz sizin gibilere inandı, takım tutar gibi parti tuttu son nefesinde kelime-i şahadet yerine ‘HER MAHALLEYE BİR MİLYONER' Diye diye imamın kayığına bindi gitti.
Babalarımız ‘HER VATANDAŞA BİR EV, BİR ARABA' hayali ile ömrünü tüketti.
Biz de siyasetçilere inandık,
Körü körüne biat ettik, itaat ettik, inat ettik ama iki yakamızı bir araya getiremedik, bari evlatlarımız insan gibi yaşasın demekte
Elin gâvurları bu dünya da insan gibi yaşarken, bizim bu cennet vatanda neyimiz eksikte yıllardır yüzümüz gülmüyor diyebilmekte.
‘Baba eder, oğul öder.' sözünün ne olduğunu anlayabilmekte…
10.05.2018
Muharrem Demirel