Bana görünme de…
“A2 den gelmesine, doğru dürüst hazırlık maçında bile oynamamasına rağmen sol bekte oynatılan Umut Meraş sırıtmadı, kazançtır” diyebiliriz.
Başka
“Alınan 1 puan 0 puandan iyidir.” diyebiliriz.
“Yenilmedik diye sevinebiliriz.
Hadi daha da öteye gidelim
Kupa maçını da sayarsak, üst üste 4 maç kaybet,
Ardından
Ve bu olumsuz tabloda kendi sahanda kendi seyircin önünde, Altınordu ile karşılaş…
Bu baskı altında bu maç kolay olmazdı…
Olmadı da.
Çünkü maç kazanamamanın beraberinde getirmiş olduğu ‘MAÇ KAZANAMAMA KORKUSU' oyunun başından sonuna kadar takımı olumsuz yönde etkiledi. diyebilir,
Ve güzellikler penceresinden bakarak bu kötü oyunu‘SİNİR SİSTEMİ' ne bağlayabiliriz.
Bunların dışında futbol adına ne söyleyebiliriz.
“Her zaman gittiğin yoldan gidip, gideceğin yere ulaşamıyorsan başka bir yol aramak en güzeli” derler.
Reha Hoca Altınordu maçında savunma hattımız için bunu yaptı.
İster bu değişikliklerin tuttuğundan yola çıkın, isterseniz ‘Altınordu forveti zaten etkisizdi.' deyin ne derseniz deyin,
Ligin en az gol atan takımından biri olan Altınordu forveti bizi zorlayamadı.
Kalemizde birkaç tehlike gördük ama zor zamanlar yaşamadık.
Savunma anlayışımız bu maçta tamam da, ya hücum anlayışımız?
Emre ile Ali'yi iyi tuttular, hareket alanlarını daralttılar, bizi şişirme topa zorladılar,
Şişirme topları da, uzun boylu savunma adamları ile armut gibi topladılar.
Ve 90 dakika sonunda 1 puanı kaptılar.
Altınordu maçında öne çıkan, ne yaptığını bilen hiçbir futbolcumuz yoktu.
Onun için sağda solda mazeret arayıp topu başka yerlere atacağımıza,
Polyannacılık oynayacağımıza, gerçekleri görmekte fayda var.
Bana göre, Reha Hoca elindeki kadronun yapısına bakarak,hücum anlayışımızda da OYUN SİSTEMİ konusunda yeni bir yol aramalı.
Bu maçı geçelim ama
Yardımcı hoca maç sonu bir açıklama yapmış ve bir bölümünde
“…Rekho'nun çapraz bağları koptu. Evet, zaten sakattı. Ama kendisi oynamak istiyor. Onun yokluğu bizi de sıkıntıya soktu…”ifadelerini kullanmış.
İşte burayı geçmeyelim.
Burası profesyonel bir kulüp değil mi?
Sakat bir futbolcu kendisi oynamak istese bile buna nasıl müsaade edilir.
Kadromuzun kısıtlı olduğu ifade edilirken, savunmamızın bel kemiği olan bir futbolcumuz ‘kendisi istedi.' Diye nasıl oynatılır?
1- 2 haftayı kurtaralım derken,
Önümüzdeki haftalarda oynayacak olduğumuz maçlar, camia umutları nasıl tehlikeye atılır.
Rekho'nun sakat olarak oynamış olduğu maçlardaki performans düşüklüğü, yediğimiz gollerdeki pozisyonlardaki zafiyetleri nasıl gözlerden kaçırılır?
“Rahmetlik Nasrettin Hocamızın eşi sormuş:
Hocam sizin sülaleden kimlere görüneyim, kimlere görünmeyeyim?
Hoca karısına bakmış ve
Bana görünmede kime görünürsen görün.”Demiş.
Boluspor'da aynen böyle;
Atanmışından seçilmişine kadar ‘bana görünmede kime görünürsen görün' zihniyeti ile
Boluspor'u bir yük olarak gören anlayış ile
Saldım Karaçayır'aMevla'm kayıra düşüncesi ile
Boluspordaha 6. Hafta da kadro kuramaz hale geldi.
Bunun adı da
Bolu'nun ileri gelenlerinin Boluspor üzerindeki SİNDİRİM SİSTEMİ!dir.
“Hoca bu ne karamsarlık” demeyin, bu yazı Altınordu maçında oynanan oyun alınan sonuç ile alakalı değildir,
Boluspor'un kadro yapısının gerçeğidir.
Bu gerçeği de
Boluspor gibi profesyonel bir kulübün yardımcı Hocası
Rekho'nun çapraz bağları koptu. Evet, zaten sakattı. Ama kendisi oynamak istiyor. Onun yokluğu bizi de sıkıntıya soktu. Alternatifimiz pek yok. Zaten kadromuz kısıtlı. Artık elimizdeki bütün oyuncular bizim için altın değerinde adam oldular. Genç oyuncularımızı da kullanarak elimizden geleni yapacağız”sözleri ile ifade etmektedir.