Aktan karadan alana…
“Yeni yapılanmaya girdik, uyum süreci yaşıyoruz. İlerleyen haftalarda daha iyi olacağız”
Açıklama benim değil, Reha Hoca'nın…
Doğruda söylüyor, sezonu geç açmış,
Geçmiş sezonların aksine, çok az hazırlık maçı yapmış bir takımdan hemen başarı beklemek haksızlık olur.
Peki, uyum sürecini hızlandırmanın yolu ne?
Maç oynamak için gerekli olan donanımları sağlayacak, fiziksel antrenmanlar mı?
Yoooo!
Daha önce ifade ettik, bunlar iyi verilmiş; yani zaten var.
O zaman
O zaman futbolcular arasındaki saha içi ahengi, yani uyumu yakalamanın,
Futbolcunun göz ile anlaşmalarının sağlanmasının bir tek yolu var.
O ne?
Maç yaptırmak.
Şimdi bu açığı kapatacak bir kupa maçı fırsatı yakalamışız, onu da değerlendirmiyoruz. Keçiören Gücü maçında sahaya yedek oyuncularla çıkıyoruz.
Ve
İdeal 11 de düşünmüş olduğumuz futbolcuları da Bolu da bırakıyoruz.
“Kupa bizim için önemli değil.” düşüncesini öne sürülebiliriz.
Dolayısıyla
“Oyuncu kadromuz dar onun için böyle bir yol seçtik.” Diye de düşünülebiliriz.
Mantıklı da geliyor olabilir.
“Akıllı insanlar, kaybederken bile kazanmasını bilen insanlardır. ”diye çok güzel bir söz var.
Ancak ideal 11'imizle ya da ideal 11'de oynayan 6-7 futbolcumuz ile sahaya çıkmış olsaydık, ne kaybederdik?
Zaten kadro darlığı yüzünden önemsemediğimiz bu maçta, uyum sürecini atlatma yolunda bir kazanım sağlamış olmaz mıydık?
Tur atlayacağımız bu maçtan sonraki maçlarda, yedek diye tabir etmiş olduğumuz diğer futbolcularımıza tekrar oynama, kendilerini geliştirme, hazır tutma fırsatı sunamaz mıydık?
“Saha sentetik idi, sakatlanma riskini göze alamadık” diye bir savunmanın içerisine girsek,
O zaman da,
”Ya kardeşim diğerleri Boluspor'un futbolcusu değil mi? durumuna düşmez miyiz?
Hadi hepsini geçtik belki de biz yanıldık,
Peki, defansımızın önemli oyuncularından Rekhviashvili sakat değil mi?
Onun yerine başka bir stoper oynamayacak mı?
Keçiören müsabakasında oynattığımız stoperler Mehmet Can ve Mehmet Kuruoğlu ile Adanademirspor maçına çıkacaksak lafımız olmaz.
Ama Serkan ya da başka biri ile başlayacaksak,
O zaman
Bu stoperleri yan yana oynatsaydık da, müsabaka şartlarında birbirlerini tanısalardı. Saha içi uyumu hiç olmaz ise kendi bloklarında yakalasalardı iyi olmaz mıydı?
Valla bizim buradan bakınca Boluspor yukarıda anlattığım gibi gözüküyor,
Belki de takımdan birinci derece de sorumlu olanlar,
Ya da taraftar,
Ya da yöneticiler “Hoca! Karaçayır senin Belediye Meydanından gördüğün gibi görünmüyor.” derlerse de saygı duyarım.
Ayrıca şunu da söyleyeyim, bana doğru gelen başkalarına yanlış gelebilir,
Yazdıklarımız kesin hükümde değildir.
Bizimkisi
Taraftarın, yöneticinin, teknik heyetin Boluspor'u sahiplenmelerinin hassasiyetlerini bizim penceremizden de görmektir.
Kısacası
Bizim ne padişah gibi fermanımız vardır, ne de Lokman Hekim gibi dermanımız…
Yalnızca aktan karadan alana, sazdan sözden anlayana mesajımız vardır, o kadar.