1944 DEPREMİ-1967 ABANT DEPREMİ VE ACILARIN UNUTULMAMASI DİLEĞİYLE....!!
Bolu'muza ait ne var ne yoksa, kayıtlı ya da bağlı olduğu tüm resmi kurum, özel müze, kütüphane alıp getirdik. Gerek cd, dijital ortamda, gerek fotokopileri. Biz bunları yaparken Bursa'nın hakkını yememek lazım. Çok iyi seviyedeler. Gaziantep'i de bir vesile ile gördüm. Bal Mumu Heykelleri dolu. Galeri galeri... Farklı bir konsept. Onlara da teknik destek sağlayacağım.
Buradan şu gerçeği, gözardı etmeden yazmam lazım. Kütüphanemde son 25 yıla ait bir Türkiye gerçeği klasörlerimde mevcut. Bunlar yolsuzluklar(Uzanlar-Selim Edes-Engin Civan…)vs. Sonra istikrarsız bir ekonomiler, hükümetler-ANAP, SHP, RP, MHP, CHP ve liderler. Sonra kaçakçılık ağırlık uyuşturucuda, sigara, akaryakıt vs. Sonra sosyal olaylar, cinayetler, intiharlar, zengin dilenciler, duygu simsarları, çevre kirlilikleri, depremler, fuhuş, seviyesiz siyasetçiler, çiçek sulamaya giden milletvekilinden tutunda, tarihi eser kaçakçısına kadar olanına kadar. PKK ve terör. Çekilen acılar, şehitlerimiz. Öleni de öldüreni de bu ülkenin insanı. Provakatörler, ajanlar, vatan hainlerine kadar bir bela ördüler başımıza. Ve gezi olayları. Bakınız Sözcü Gazetesi'nin eski sayılarına. İçki reklamları hemde tam sayfa. Yapılmak istenenler aslında belli. Oyuncular ve roller farklı olsa da... Ama içimize düşen bir acı… Soma. Maden ocağında verdiğimiz madencilerimiz, kayıplarımız. Yutkunuyorum. Yüreğim yanıyor, ateşin düştüğü evler yanıyor. Sükunete davet ediyorum herkesi. Zor. İslam alemi neredesiniz? Ya büyükelçileriniz nerede? Yunanistan, Almanya, Amerika ve İsrail bile yardım etmek için bekleme de. Gazetelerin taziye ilanlarına bakın da, utanın. Sizler sözde Müslümansınız ya! Ya sizin yolunuzdan giden İslamdan uzak, aymazlara, Allah korkusu olmayan düne kadar, araçlarında huzur islamda deyip, şimdi 4*4 jiplere binen döneklere ne demeli… Arşivime her baktığımda Allahı'ma şükrederek, kanaatkar olarak, sizlere Müslüman geçinen riyakarlere beddua ediyorum. Sizlere lanet olsun....
SAĞDUYU ÜZERİNE..!!‏
Tomalar ve tazyikli su sıkmak ya da biber gazı atmak. Birbirimizi sevmesek te, tahammül edebilmeli veya; kusurlarımızı görmemezlikten gelebilmeliyiz. Ortada fiili şiddet yoksa, haklı tepkiler sokağa istem dışı olmasa bile dökülüyorsa, birikimlerin, insan kimyası üzerinden atılması, meydanlar, pankartlar, şikayetler, memnuniyetsizlikler, korumalar, polis devleti olan ülkemize, sağduyulu idarecilerin, kanımca ülkenin bekaası için, işyerlerine zarar verilmiyorsa, küfre yol açmıyorsa, tahrikte yoksa bırakınız sokaklar, meydanlar izin alınmış olmasalar dahi... Sabırla, sükünetle akışına bırakınız. 24 saat eylem, 24 saat araç kullanma, uyku, tv, internet, fiziksellik, bağrışma olamayacağına göre... Bırakınız taşan bardak boşalsın. Su sıktığınız insan bizim, Tomaların önünde bayrak açmış yaşlı annem bizim. Bizim bu memleket. Lütfen sağduyu. Her 2 tarafa da...!!!